GÜNCEL

Elvan Alkaya : Bir Kadın Olarak Susmayın

Tarih
30 Temmuz 2015
İzlenme
3030 Kişi

30 Temmuz 2015

TBMM’nin olağanüstü toplantısında Ak Parti’den Bülent Arınç kürsüde konuşuyor: “Bakınız 2 tane polisimiz ensesinden vurularak gece yarısı evinde öldürüldü, PKK’nın örgütü bunu üstlendi. Bu üstlenmeye karşı PKK’nın yayınladığı bildiri: ‘HPG’li…’

Bu esnada Arınç’ın konuşmasına HDP sıralarından sesler yükselmeye başlıyor. Arınç yükselen sesler arasında,HPG’nin üstlendiği 2 polisin uykusunda şehit edilmesini içeren bildiriyi okuyabilmek için o da ses tonunu yükselterek konuşmasına devam ediyor ve HPG bildirisinde geçen “HPG’li gençler polislere cezasını verdi” kısmını aktarıyor.

Ancak HDP sıralarından seslerin volümü düşmüyor. Arınç, “Bakınız, dün de Binbaşımız saldırıya uğradı. Alçakça katledildi” derken, sözlerine tepki gösteren HDP Diyarbakır milletvekili Nursel Aydoğan'ın itirazlarına "Hanımefendi sus, bir kadın olarak sus" diye cevap veriyor.

Arınç’ın Aydoğan’a sarf ettiği sözler tüm gündemi değiştiriyor. Ne enselerinden vurulan polislerimiz, ne eşinin ve kızının gözleri önünde katledilen Binbaşımız, ne de bu olayların tetikçisi PKK terör örgütü ve ona bağlı HPG’nin bildirisi… Olay birden kadınların susturulmasına dönüşüyor.

Bir kadın olarak susmayın,

Mesela henüz 13 yaşındayken PKK’ya katılarak dağa çıkan ve 12 yıl sonra üç arkadaşı ile ölmeyi göze alarak PKK’dan kaçan Dilaram gibi. O bir kadın olarak susmadı. Apo’nun ve PKK komutanlarının tecavüzlerini, gözlerinin önünde kurşuna dizilen örgütteki kız arkadaşlarını ve örgütün diğer iç infazlarını “Özgürlüğe Kaçış” adını verdiği kitabında topladı. 12 yaşındaki korucu kızı Hevidan’ın, Temmuz sıcağında türkü söyleyerek kendi mezarını nasıl kazdığını ve son isteğini “Kahrolsun Apo” olarak yanıtladığı için diğer kadınlar tarafından saatler boyunca kafasının taşla ezilerek nasıl öldürüldüğünü anlattı. Dilaram’ın Habur’u aşsam toprağı öpeceğim hayali vardı. İlerleyen yıllarda yükselen sesi sayesinde hayaline kavuştu ve Türkiye’ye geri dönerek teslim oldu. Onun ardından yapılan araştırmalarda Dilaram’ın kitabındaki ifadeler PKK’dan kaçan kadınların susmamasıyla iyice açığa çıktı. Örneğin J.Bnb. Hasan Acar’ın yüksek lisans tezi:”PKK’lı kadınların anlatımlarına bakıldığında, hemen hepsinin mevcut yaşamından sıyrılıp, daha özgür olabilmek gayesiyle örgüte katıldığı görülmektedir. Özgürlük olgusuna dair ortak kabulleri, ‘PKK’nın söylemlerinde var olan özgürlüğün, örgüt içerisinde realitede olmadığı’ şeklindedir.”

Bir kadın olarak susmayın,

PKK’nın katlettiği 4 genç kadın için özür dilediği metni yüksek sesle tekrar hatırlayın. Zeynep Evin, Nergiz Evin, Kevser Çekin ve Nurcan Olgaç'a çapraz ateşte 114 mermi sıkıp, iki el bombası atarak vahşice öldüren PKK’nın eylemini 'acı kaza' diye savunurken acılı aileleriyle nasıl alay ettiğini bir kez daha haykırın. PKK’nın “Aracın içinde polis olduğu düşünülerek ateş açıldı. Halkımız ve yaşamlarını yitirenlerin ailelerinden özür diliyoruz” açıklamasını hatırlarken, geçtiğimiz günlerde PKK’nın çapraz ateşli pususunda yaralanan ve eşi Malazgirt İlçe Jandarma Komutanı Binbaşı Arslan Kulaksız’ı kaybeden Sibel Kulaksızın cenaze törenindeki haykırışlarını tekrar duyun: “Bir Arslan gider bin Arslan gelir”, “Benim aslanım şehit oldu. Peygamber efendimizin yanına gitti.”

Bir kadın olarak susmayın,

İki kızı da PKK tarafından alıkonduktan sonra cenazeleri gelen Nafiye Karaer de susmadı. Nafiye teyze; Ardahan Üniversitesi Çağdaş Türk Edebiyatı Bölümü 3. sınıf öğrencisi kızı Tuğba Karaer'in kaybolduktan 5 ay sonra Suriye'nin Kobani kentinde katıldığı YPG saflarında çatışırken öldürüldüğünü ve kızını sağ salim bulabilmek için çalmadık kapı bırakmadığını söyledi. Diğer kızının da 2 yıl önce Hakkari dağlarında yakılarak öldürüldüğünü anlattı. HDP Batman Milletvekili Ayla Akat Ata'ya gidip yardım istediğini, ancak kızı Tuğba’nın cenazesini Şanlıurfa'nın Suruç ilçesinden aldığını gözyaşına karışan, “Çocuklarımızı götürüp silahların hedefine koydular. Kızımın işi kalemleydi. Bu iş sadece silahlarla mı oluyor?” sözleriyle haykırdı.Nafiye teyze konuşurken HDP Milletvekili Burcu Çelik Özkan da susmadı. 7 Haziran seçimleri sonrası Muş kutlamasında köy korucularına "Bu memleketten defolup gideceksiniz. Bize uzattığınız o keleşi size çevirmesini biz çok iyi biliyoruz" dedi...

Bir kadın olarak susmayın,

Nefesinizin düşüncelerinizle kulaklarda yankılanmasına kimse karşı koyamasın. Irkınız, dininiz, siyasal görüşünüz ya da diğer özellikleriniz kimseyi yüksek volümlü ses olarak rahatsız etmesin.

Ancak barışı savunuyorsanız terör örgütlerini meşrulaştırmayın. Bugüne kadar 30 bin sivil ve yüzlerce bebek öldürmüş PKK’ya cici çocuk muamelesi yapmayın. Bir şekilde terör örgütüne bulaşan genç kızların, genellikle 14-19 yaş aralığındaki yüksek sayısına ve o ortamda maksimum 8 sene yaşayabildiğine, tecavüzle ve infazla susturulduğunu belgeleyen sayısız araştırmalara sus-pus kalırsanız, konuştuklarınızın yine bir anlamı kalmaz.

Aynı bireysel başvuru ile milletvekilliği dokunulmazlığınızın kaldırılmayacağını bildiğimiz gibi,

Aynı “BijiSerokApo” ve “Apo tecrit altında” sözlerini sürekli zikredip PKK ile organik bağımız yok yalanına inanmadığımız gibi,

Aynı 6-8 Ekim olaylarında serhildanları sokağa çağırılarak; Bingöl’de olaylara müdahale eden Emniyet Müdürü ve yardımıcısı ile eşiyle pazarda alış veriş yaparken ensesinden vurularak şehit edilen astsubayın da yer aldığı 50 kişinin katliamlarıyla çözüm sürecinin bitirildiği ve o olayların simgesi Yasin Börü’nün annesinin susmayışına hiç kulak verilmediği gibi dinliyoruz susmayanları…

Ama artıkDemirtaş sussun. Çünkü o ne zaman konuşsa ya benim topraklarımın vatan evlatları kalleşçe arkalarından takip edilip öldürülüyor ya da devletin yaptığı barajlar, doğalgaz hatları, devlet binaları infilak ettirilmek isteniyor.

Onun barış türküsü söyleyip terörü meşrulaştırmaçalışmalarına millet olarak sabrımız kalmadı!

seslimakale.com

@ElvanKavi

[email protected]

YORUM YAPIN

Yorumlarınız editörlerimiz tarafından okunup onaylandıktan sonra yayına alınacaktır.

YAZARIN DİĞER MAKALELERİ Tümü
BU KATEGORİDEKİ DİĞER MAKALELER