Kemal Kılıçdaroğlu'nun genel başkan yapılmasında, sonrasında "Gandi Kemal" kampanyalarını hatırlarsak, yine CNNTÜRK'te, vatandaşımızın karşısına çıkması bir tesadüf mü?
Yayını izlerken, İttihat-Terakki aklıma geldi. FETÖ'nün adamları 2010 yılında kasetle götürecek, 17- 25 Aralık yargıemniyet darbe girişiminde tonlarca belge bilgi çıkacak, 15 Temmuz'da FETÖ'nün ordu ve bürokrasi içine sızmış militanları Derin Amerikaİngiltere'nin Türkiye'yi işgal planlarına hizmet edecek, Aydın Doğan Medya- CNNTÜRK'e çıkacaksınız, FETÖ'YE SELAM ÇAKACAKSINIZ. Pes vallahi.
Bu kadar bilgi ve belgeye, FETÖ'nün kasetle göndermesi ayyuka çıkmasına rağmen, Doğan Medya'nın kanalından hala, "Bu işi FETÖ mü yaptı? Yoksa iktidardan talimat mı gitti?" diye soracaksın. Pes vallahi... FETÖ'nün adamları deşifre oluyor. Gerçekler ayan beyan ortaya çıkacak, hala Okyanus ötesinden gelen FETÖ mesajının doğruluğuna inandığını söyleceksiniz.
Pes vallahi. O notu getiren milletvekili FETÖ davasından tutuklu Fetullah'ın kumpasçı-sahte evrak yapımcısıdoğru söylemediği ayan beyan ortaya çıkacak, hala FETÖ'YE inanıyor. Pes vallahi. Sayın Baykal, daha ne olsun, FETÖ'nün kaset darbesini kabul etmek için? Gülen, "Seni biz indirdik" der mi? "Yerine Kemal Kılıçdaroğlu'nu getirmek için CIA'dan mesaj gelmişti" der mi? "Kusura bakma" diye konuşur mu? Hadi, Kemal Kılıçdaroğlu, kasetle düşürülünce boşalan genel başkanlığa getiriliyor, ondan yakınlık duyuyor olabilir. Fakat tecrübeli Deniz Baykal'ın, aradan bu kadar zaman geçmiş, birçok belge-bilgi ortaya çıkmış, hala hükümetten şüphe etmesini, nasıl okumak lazım? Siyasal Bilgiler Fakültesi/ Basın Yayın Yüksek okulunda okudum.
Bu fakültenin bir öğretim üyesi olarak yıllar önce Baykal'ı duydum, tanıdım.
Yıllarca gazeteci olarak takip ettim.
Aydın Doğan Medya'nın CNNTÜRK TV'sinden başkanlık konusunda, Cumhuriyet-demokrasi konusunda ve en önemlisi FETÖ terör örgütü konusunda söylediklerini şaşırarak izledim. Fabrika ayarlarına dönmüş bir Deniz Baykal vardı karşımızda. Siyasetteki tecrübesini devre dışı bırakmasının sebebi ne olabilir? Baykal'ın 7 Haziran seçimlerini methetmesi inanın çok düşündürücüydü.
Bir blok oluşturulmuş tek başına AK Parti hükümetini yıkmak için. IMF valisi Kemal Derviş İstanbul'a koşmuş, Aydın Doğan medyanın Hürriyet'inde, sonra CNNTÜRK TV'sinde, "AK Parti-CHP koalisyon hükümeti kurmanın" güzelliği, sempatikliği konusunda vecizeler sıralıyordu. Hayatı, Türkiye'yi yıkmaya çalışanlarla mücadele içinde geçen MHP lideri Devlet Bahçeli ile emperyalist batı'nın taşeronu bölücü PKK'nın siyasi uzantısı HDP ile yan yana getirmeye çalışıyorlardı. CHP-HDP hükümetine MHP'yi ekleyerek, koalisyon hükümeti kurmanın, CHP'yi AK Parti'nin yanına sokarak koalisyon hükümeti kurmanın, ne yararı olabilirdi? Aziz Milletimiz, 2002 yılında, DSP-ANAP-MHP koalisyonundan perişan olmuş, tek başına AK Parti'yi iktidara getirmiş.
Zaten tehlikeyi gördü. 1 Kasım'da, blokçuları dağıttı. Devlet Bahçeli, CHPHDP hükümetini engelledi. PKK'nın siyasi uzantısı HDP ile yan yana gelmedi.
CHP'yi iktidara getirmedi. Onun için Bahçeli'ye köpürüyorlar. Deniz Baykal kalkıyor, 7 Haziran'ı methediyor.
Koalisyon istemek, koalisyon peşinde koşmak ne iştir acaba?
Cumhurbaşkanımız Tayyip Erdoğan'ı hedefe koyarak, "Cumhuriyetin ayarlarıyla oynamayın. Vereceğiniz zararı verdiniz zaten" iddiasında bulunuyor. Cumhuriyetin ayarlarını bozan CHP'ye-İsmet Paşa'ya tek laf etmiyor. Sonra, Gülhane Askeri Tıp Akademisi'nin (GATA) sivilleştirilip adının 'Haydarpaşa Sultan Abdülhamid Eğitim-Araştırma Hastanesi' olmasına tepki gösteriyor.

SONUÇ: Fabrika ayarlarına dönen Deniz Baykal karşımızda... 7 Haziran'da kalınmış. Baykal'ın fabrika ayarları nedir? Bir başka yazı konusu....

Takvim
3 Kasım 2016