SİYASET

Bekir Hazar : Sicim!

Tarih
24 Mayıs 2016
İzlenme
2674 Kişi

İdam edileceksin. Önüne seçenekler getiriyorlar. "Ben kaliteli ölmek istiyorum" diyorsun. Ve İngiliz Sicimi'ni seçiyorsun asılmak için. Kalitenin belgesi markasında, made in Kraliçe olursa "SÜPER".
Bunları neden yazıyorum?
Önceki gün Fenerbahçe'nin eski kaptanlarından Onur Kayador ile muhabbet ediyorduk.
"Biliyor musun" dedi ve bir atasözümüzü gündeme getirdi.
"Asılacaksan İngiliz sicimi ile asıl" diye bir atasözümüz var.
İngiliz sicimini BOĞAZ'ına geçirirsen sehpada, mükemmel, kaliteli, harikulade bir ölüm olurmuş. Atasözümüz bunu anlatıyor. Kalitenin göstergesi sicimin İngiliz olması. Hangi atamız bunu söylemiş bilmiyorum. Onur da bilmiyor. Ama bunu bile çakmışlar beynimize ve SİSTEMİMİZE.
New York Times geçtiğimiz hafta bir harita yayınladı. Birinci Dünya Savaşı sonrasında Başkan Wilson bir harita çizmiş bizim için.
O haritada Türkiye 7 parçaya bölünüyor.
Baronların medyası New York Times "Eğer bu harita uygulanıp, Türkiye 7 parçaya bölünseydi, bugün Ortadoğu'da hiçbir sorun olmazdı" diyor yüzsüzce.
Ortadoğu'nun kan gölüne dönmesi, milyonlarca insanın ölmesi, bugün 60 milyon insanın mülteci durumuna düşmesinde PETROL için silahları konuşturanların, savaşları çıkaranların, bölgeyi PARA için mezarlığa dönüştürenlerin hiç suçu yokmuş meğerse. New York Times öyle diyor. Yedi parçaya bölünmüş Türkiye, barış içinde bir dünyayı beraberinde getirecekmiş. Adamların sahtekarlığı ve yüzsüzlüğü tavan yapmış durumda. Isıtmak için 100 yıl sonra piyasaya sürdükleri o haritada en çok bir detay dikkatimi çekti. Marmara Bölgesi'ni ayrı bir Devlet ilan etmişler. Adı; "Uluslararası Constantinopol"... Yani tek başına, kendi kendini yöneten bir devlet değil. Adı üzerinde Uluslararası... Tüm dünya devletlerinin üzerinde hakkı olduğu bir devlet. Hani "BOĞAZLAR" var ya, adamlar 100 yıl önce onun için burada uluslararası bir ortak Devlet kurmayı hayal etmişler. Şimdi o hayali baronların gazetesi piyasaya sürüyor. "Ya tutarsa" misali. Gerçi bu hayali İngilizler Lozan'da hayata geçirmişti. Boğazları uluslararası ilan etmişlerdi. Biz de imza atmış, "Okey" demiştik. İşte boğazımıza İngiliz sicimi o dönemde geçirildi. İçeride de çok Türk görünümlü İngiliz vardı, "Ahh İngiliz medeniyeti ayağımıza kadar geldi, Çanakkale'de kaçırdık" diye ağlıyorlardı açık açık gazetelerinde. İşte onlar kulaktan kulağa üfledi. "Asılacaksan İngiliz sicimi ile asıl" diye. Kaliteli ölümü ancak böyle öngörüyorlar, Londra marka ipi alkışlayarak beyinlere çakıyorlardı. Sicim geçirilmiş İstanbul Boğazı yıllardır, Kraliçeseverler tarafından parsellenmiş yalılarla işgal edilmişti. Memleket oradan yönetiliyor, ABD başkanı Wilson'un "Uluslarararası Devlet" haline getirmeyi hayal ettiği o BOĞAZLAR çoktan dünyaya servis ediliyordu. Türkiye son 13 yıldır, boynundaki sicimi çıkarmaya çalışıyor. Sehpayı devirdik, Kanalİstanbul projesi de o sicimi çıkardı attı. Onun içindir İngiliz İstihbaratı MI6 eski başkanı geçen hafta "Türkler Avrupa Birliği'ne asla girmemeli" diye bağırıyor. Onun için İngiltere Başbakanı David Cameron dün "Türkler ancak 3000 yılında AB'ye girer" diye yırtınıyor. Bakın o Avrupa'nın lideri Almanya da işi gücü bırakmış neyi tartışıyor? Müslüman oldukları için sokaklarda, elektrikli tellerle çevrili sınırlarda bekletilen, tekmelenen, alınmayan mültecileri.
O mülteciler şimdi Kiliseye başvurup "Hıristiyan olduk" diye kimlik alıyor, adamların eli kolu bağlanıyor. Alman kilisesi ile İçişleri bakanlığı günlerdir toplantılardan çıkamıyor, "Bu sahte din değiştirme, bunun önüne nasıl geçeceğiz" diye kafa patlatıyor. Hıristiyan olursa içeri, Müslüman olursa dışarı... Adamların "İnsan"a bakış açısı bu. Ve dün Türkiye, Dünya Liderlerinin katıldığı Birleşmişler Milletler İnsani Zirvesi'ne evsahipliği yaptı. Cumhurbaşkanı Erdoğan o zirvede açıkladı. 3 milyondan fazla mülteciyle ekmeğimizi paylaşıyoruz, 10 milyar dolar harcadık. Tam 140 ülkeye insani yardım yapıyoruz. Dünyanın tüm ülkeleri ise yardımda 500 milyon doları bulamadı.
Bulamazlar, normal. Dünyanın boğazına SİCİM asanlardan başka ne beklenir ki?
Mazlumların duaları, en büyük hamileri ANKARA'ya saldıranların ipini ayaklarına dolaştıracak. O ipİ tasma yapıp peşinden giden ve kendilerini her defasında kabak gibi deşifre eden yerliler de daima sandığa toslayacak. Bu MİLLET yıllarca sicim gibi gözyaşı döktü, şimdi SİCİMSİZ günleri coşkuyla idrak ediyor. Artık her şey biliniyor.

Takvim
24 Mayıs 2016

YORUM YAPIN

Yorumlarınız editörlerimiz tarafından okunup onaylandıktan sonra yayına alınacaktır.

YAZARIN DİĞER MAKALELERİ Tümü
BU KATEGORİDEKİ DİĞER MAKALELER