25 Nisan 2015

Sultan Abdülhamid Han'dan toprak istediler. Karşılığında "20 milyon altın borcunuzu silelim" dediler. İsrail'i kurmak isteyen Theodor Herzl'i reddetti Abdülhamid Han. O dönem İngiliz medyası da yahudilerin elindeydi. "Londra'da yayın yapan tüm gazeteleri verelim" dediler. Yine red cevabı geldi. Theodor Herzl pazarlık yaptığı o anları günlüğüne not düştü; "Kabul ettiremedim.
Yeni planım Sultan'a karşı bir kampanya açmak.
Avrupa'ya gönderilmiş Jön Türklerle de hemen temasa geçeceğim."
Evet öyle kampanyalar yaptılar ki ellerinde tuttukları medyada, yer yerinden oynadı.
Tahta oturduğunda imparatorluğun toprakları neyse ölümünde de oydu. Ama batılı kalemşörlere, yerliler de eşlik ederek tarihin en büyük KARA-KAMPANYASI'nı gerçekleştirdiler. Kampanya bittiğinde Abdülhamid Han'a "DİKTATÖR" yaftası yapıştırılmış ve tahttan indirilmişti.
İçerideki hainlerle yapmışlardı darbeyi.
Bugün de tarihimizin en acımasız planlı kampanyalarından biriyle karşı karşıyayız.
Bir yıl önce İngiliz gazeteleri "2015 Türklerin diz çöktüğü yıl olacak" diye yazıyordu.
Yani plan yapıldığını bir yıl önceden deşifre ediyordu. 2015 yılında "Soykırım" palavrasının tüm dünyaya yayılacağını iddia ediyorlardı. Haklı da çıktılar. Ne dedilerse o oldu. İşte o planın içeriğinde yer alan Ermeni Soykırımı yalanı ile tüm dünyayı ayaklandırdılar. Halbuki Osmanlı'yı içten yıkmak için, İngiliz aklı içeride Bulgarlardan Sırplara kadar önüne geleni ayaklandırdı.
Yunan'ı üzerimize sürdü. Yetmedi Ermenileri içeride silahlandırdı. Sultan Abdülhamid'e ortadan kaldırmak için suikastler yaptırdı.
Ermenilere bankaları bastırdı, dağlarda çeteler kurdu, binlerce Türk'ün ölümüne yol açtılar. Osmanlı ve Genelkurmay arşivleri binlerce buna benzer belgelerle dolu. Ancak gelip bakmıyorlar bile. Davet ediyorsunuz, "Tarihçilerinizi getirin, gerçekleri görün" diyorsunuz" dinlemiyorlar. Çünkü adamların derdi "Soykırım" değil. Tek sıkıntıları var o da Türkiye artık eski Türkiye değil. Bu ülkede istedikleri gibi at koşturamıyorlar.
İstediklerini iktidara taşıyamıyorlar. Söz dinleyen değil, söz söyleyen bir ülke ile karşı karşıyalar. Ve dahası kabuğundan çıkıp, dışarıya açılan, Ortadoğu'dan Afrika'ya, Asya'ya kadar enerji hatlarında boy gösteren bir ülke var önlerinde. Hazmedemiyorlar.
Çünkü Türkiye'nin dışarıda her kazanımı, onların kaybetmesi demek. Bugüne kadar pastayı servis eden bir Türkiye kurmuşlardı.
Şimdi pastaya elini uzatan bir ülke canlarını sıkıyor. Trilyonlarca dolarlık bir pasta bu üstelik. Daha geçtiğimiz günlerde "Türkiye 2050'de dünyanın en büyük ekonomilerinden biri olacak" diye açıklandı. Bu açıklama bizden değil dışarıdan geliyordu. Osmanlı'yı nasıl küçülterek bertaraf ettilerse, şimdi büyüyen torunlarını görmek istemiyorlar. Tıpkı tarihte olduğu gibi bugün Ermenileri üzerimize salıyorlar.
Yarın Yunan'la gelecekler. Tutturamazlarsa, bizi Ortadoğu'da mezhep çatışmasının içine çekip savaşla bitirmeye çalışacaklar.
Bizimle ilgili yüzlerce planları var. Bu planları hayata geçirmek için kendilerine çalışanları iktidara getirmek istiyorlar. Onun içindir dışarıda Ermeni kampanyasına larşılık içeride de SEÇİM KAMPANYALARI'na imza atıyorlar. Birini alıyorlar bir partiden diğerine yamıyorlar. Diğerini de alaksız başka bir partiye. HDP seçim barajını geçsin diye, bir zamanlar "Teröre lanet okuyan" bizdeki gazetelerinde birinci sayfalarını hizmete sunarak PKK'yla yanyana getiriyorlar. Çatılar deniyorlar, çatı uçunca, adayı MHP'ye balkon yapıyorlar. CHP'ye Baronların ajansını getiriyorlar. İktidara karşı hem içeride hem de dışarıda inanılmaz ittifaklar ve kampanyalar yürütüyorlar.
Sultan Abdülhamid'in huzurunda tokadı yedikten sonra ne demişti Theodor Herzl; "Sultan'a karşı yeni hedefim karalama kampanyası başlatmak"
Evet 150 yıl önce neyse bugün de o... O Theodor planının ikinci parçasında da Jön Türklerle temasa geçerek örgütlemişti. "Dolmabahçe'ye girin ve indirin" diye...
Bugün de içeride temas kurulanlar o kadar ortadaki yaz yaz bitmez. Ankara'ya uçaklar iniyor ve içinden bir sürü yabancı ama tanıdık isimler çıkıyor. Başkentte otel lobilerinde JÖN TÜRKLERİN torunlarıyla ittifaklar, koalisyon planları gırla gidiyor. Türk halkına gelince... Artık herşeyi görüyor ve biliyor...
Sandığı bekliyor. Tam 12 yıldır her seçimde "Bu defa indireceğiz" dediler. Sonrasında
"Pardon öyle SANDIK" diyerek

Takvim