3 Mayıs 2015

Akdeniz'de 70 km boyunca kıvrıla kıvrıla uzanır sahilleri. En büyük serveti güneş ışığıdır. Mistral yeliyle gelen Provence yöresine has bu doğal ışık birçok ressama ilham olmuştur. Cezanne, Braque, Dufy, Derain ve Marquet bu ışıktan esinlenerek fırçayla güneş tutulması yaşamıştır adeta resimlerinde. Cannes, St. Tropez ve Nice gibi sosyete şehirleri ile komşudur.
Fransa'nın liman şehri Marsilya'dan bahsediyorum. "Taksim 1 Mayıs'ın sembolüdür" diyen HDP eşbaşkanı Demirtaş dün Marsilya'da ortaya çıktı.
İşçi bayramını ne Taksim'de ne de Diyarbakır'da kutladı. St. Tropez'den esen yellerin güneş ışığı ile kesişip denize indiği Marsilya'da kucakladı İşçi Bayramını.
Türkiye'deki HDP'li işçiler liderlerinden ayrı kaldı Bayramda. Marsilya'ya gidemezlerdi doğal olarak. Zaten Marsilya'da yoğun uyuşturucu trafiği nedeniyle turistlerin pek rağbet ettiği şehir değildi. 1 Mayıs'ı kimimiz Türkiye'de, kimimiz de yurtdışında denizle güneşin birleştiği yerlerde kutladı. Bazı vandallar dışında Allah'a şükür fazla olaylı geçmedi bu yıl bayram. Her türlü olay ve çatışma birilerinin ekmeğine yağ sürüyordu çünkü.
Mesela İran'da halkı sokağa döktüler, Şah'ı devirdiler. Yazboz'da ağırladığımız ABD Ulusal Güvenlik Ajansı NSA yani askeri istihbarat ajanı Wayne Madson ilginç bir cümle kullanmıştı. "Şah devrildikten sonra Humeyni Tahran'a indiğinde uçağın yarısı CIA ajanıydı" demişti.
Adamlar için komünist-faşist, Şah veya Humeyni farketmiyordu. İşlerine kim yarayacaksa, kimi kullanacaklarsa onu iktidara getiriyorlardı. Demek ki ŞAH'ın miladı dolmuştu. Ülkede insanları sokağa döktün mü gerisi kolaydı. Humeyni'den sonra yıllarca ambargo uyguladı ABD İran'a. Baktığımızda durum "Vah vah" idi İran açısından. Ne olacaktı İran petrolleri? Kim satacaktı, kim alacaktı?
Ancak SİSTEMİ kuran ve ambargoyu uygulatan ÜST AKIL vardı nasılsa...
Problem değildi. Her türlü kaos ve savaşın yaradığı tek ülke vardı dünyada. Onun adı İngiltere'ydi. Güya ambargo altındaki İran petrolü yıllarca el altından Mısır'a taşındı tankerlerle. Mısır'da İngiliz petrol şirketi BP'nin rafinerisine getirildi. İngilizler Rus petrollerini de Mısır'daki rafineriye taşıdı. İran ve Rus petrolünü birbirine karıştırdılar. "Yeni bir petrol üretildi" diyerek dünyaya pazarladılar. Güya ambargo uygulanan İran'dan milyarlarca dolar kazandılar. Kimsenin görecek ve sesini yükseltecek hali yoktu nasılsa.
Mısır'da halkın seçtiği biri iktidara gelince işler zora girdi. İran petrollerinin kendi ülkesinde pazarlanmasını gören ve altını kurcalayan biri vardı karşılarında. Hemen sokağa döktüler insanları, çatıştırdılar, birbirlerine kırdırdılar ve indiriverdiler en tepedeki adamı. Tüm dünyayı ağızbirliği yapacak hale getirdiler. Darbeci SİSİ'yi ülkesini kurtaran "Kahraman" ilan ettiler.
Dün de İspanya Kralı Felipe VI, Sisi'nin bir kahraman olduğunu haykırmış dünyaya.
Sisi'ye destek olmaya çağırmış yeryüzünü.
Kralların Diktatörleri sevmesi çok doğal.
Başka da bir şey beklenmez zaten. Kral Felipe'nin babası Kral Carlos'tur. İspanya Kraliyet ailesi Bourbon Hanedanı'ndan gelir. Geçtiğimiz haftalarda yeryüzünde hangi ülkede hangi Hanedanlar Baronlara bayilik yapıyor tek tek yazmıştım. Kral Felipe'nin bağlı olduğu Bourbon Hanedanı da işte bu açıkladığım bayilerden biriydi o yazıda. Bourbon Hanedanı, kökenleri onüçüncü yüzyıla kadar uzanan bir ailedir.
Ailenin ilk kökenleri Fransa Kralı'na bağlı olan ve Bourbon bölgesinin sahibi olan bir lorda dayanır. Ülkeleri büyüttükleri ailelerle yöneten Baronların Fransa başbayisi işte bu Bourbon Hanedanı'dır. İspanya Kralı da onların akrabasıdır.
Halkın Demokrasi Partisi eşbaşkanı işte bu Bourbon Hanedanı'nın perde arkasından yönettiği Fransa'nın Marsilya'sını seçmiş kendisine.
Marsilya'da İşçi bayramını kutlamış.
Meliha Okur Marsilya'yı şöyle tarif ediyor; "Kaçakçılık - uyuşturucu - silah ticareti - sigara - döviz zincirinde para aklama merkezlerinden birisi olan şehir..." İsrail'in Hayfa kenti ile Ermenistan'ın başkenti Erivan ile kardeş şehir aynı zamanda. Neyse fazla kafa karıştırmayalım. İşçi Bayramınız kutlu olsun... Her nerede yaşıyor ve kutluyorsanız...

Takvim