SİYASET

Bekir Hazar : Korku

Tarih
09 Haziran 2016
İzlenme
4871 Kişi
İster PKK olsun, ister DAEŞ... Veya bir başkası. Tüm terör örgütleri Batı'nın oyuncağı durumunda. İstanbul'daki bombalı saldırıya böyle bakmadığımız sürece havanda su döveriz.
Geçtiğimiz hafta Paris'te dünyanın sayılı zenginlerinden Jim Rogers ile buluştuk.
Jim Rogers sokaklarda şişe toplayarak işe başlıyordu.
Savaş ve terörü destekleyen aileler uğuruna ülkelerde parayla kaoslar oluşturup devrimler yapan Soros ile tanışınca hayatı değişiyordu.
Soros ile başlayan iş ortaklığı onu muazzam bir servete taşıyordu.
İşte o Jim "Türkiye Batı'nın isteklerini yapmadığı için terörle geliyorlar.
Erdoğan Batı'ya 'Evet' demediği için medya ile saldırıyorlar" diyordu. DAEŞ'i kuran ve silah yağdıranın ABD olduğunu açıklıyordu. Rockfeller'in arkadaşı Yahudi yönetmen Aaron Russo da "11 Eylül'den tam on bir ay önce Rockfeller beni davet etti. Yakında çok büyük bir olay olacağını ve bu sayede ABD'nin Afganistan ve Irak'a gireceğini söyledi" diyordu. Yani 11 Eylül'ün bir tezgah olduğunu açıklıyordu. Aaron Russo'nun bu açıklamadan kısa bir süre sonra ölüsü bulunuyordu. Rockfeller o gün Russo'ya "Afganistan ve Irak'a girdiğimizde asla zafer olmayacak. Sürekli kaostan kazanacağız" diyordu. Bugün DAEŞ'i kuran ve büyüten işte bu zihniyettir. Şimdi terör örgütünün içinde Batı'nın tüm istihbarat örgütlerinden Rusya'ya kadar herkes cirit atmaktadır. Bugüne kadar Suriye'de tam 50 bin yabancının öldürüldüğü açıklandı.
Hayatta olanların sayısını ve ne haltlar karıştırdıklarını da varın siz tahmin edin.
Türkiye, Nusaybin'de 1000 teröristi kısa bir sürede hallederken, yıllardır sadece Felluce'deki DAEŞ üyelerine havadan ve karadan muazzam desteğe rağmen hala operasyon hazırlıkları yapılmaktadır. BBC dün Felluce'de 1000 DAEŞ üyesi olduğunu duyurdu. Bir avuç teröriste yıllardır Felluce'de piknik yapma hakkını tanıyan, yaşama süresini uzatan BATI'dır. Süre uzadıkça ZAFER ELDE EDEN olmayacaktır. Her türlü sürekli KAOS birilerine kazandıracaktır.
Soros'un ortağı Jim Rogers bölgemizde yaşananlara "PARA SAVAŞLARI" diyor.
Türkiye yıllardır ilk kez BATI'ya bu denli tepki koyup "HAYIR" diyor. Karşımızda çıldıran bir Almanya, İngiltere ve diğer Avrupa ülkeleri ile midesine kramplar giren bir ABD var. Hepsi PKK ile hiç utanmadan aleni bir şekilde iş tutuyor. Şimdi yanına bir de Ermeni kartını eklemek için masalar kuruyor.
Sadece Afrika ülkelerindeki ihracatını 3 milyar dolardan 20 milyar dolara çıkaran bir Türkiye var karşılarında. Yakında Türkiye Afrika'da fabrikalar kurup, üretim yapmaya, bu rakamı 50 milyar dolara yükseltmeye hazırlanıyor. Yılda 60 milyon yolcu ile dünyanın sayılı havalimanlarından Frankfurt ve Londra, 160 milyon yolcu ağırlamaya hazırlanan 3. Havaalanımıza teslim olacak.
Enerji hatları, boru hatları, inşaat sektörü, bölgede ve Afrika'daki halklar ile Türk Cumhuriyetleri'ndeki gönül bağlarımız bazılarını kahrediyor. Yeryüzünün tüm önemli stratejistleri "Yakında Türkiye dünyanın ilk 10 ekonomisi içine girecek" diye bas bas bağırıyor. Bakın bu ay içinde İngiltere'nin Avrupa Birliği'nde kalıp kalmayacağı belli olacak. "Çıkalım" diyenlerin sayısı hızla artışa geçti. Ve dün İngiliz medyası işi gücü bırakmış, "Kalırsak Türkler bizi istila edecek" diye yayın yapıyor. İngiltere'deki referandumda bile oyları etkilemek için "TÜRK" korkusu kullanılıyor. Times "AB'yi tehlikeye sokan Truva atı Türkiye" diye başlık atıyor. "Erdoğan bize tuzak kurdu" diye ağlıyor. "Türkiye'nin üyeliğini desteklemek İngiltere'ye ihanettir" diye bağırıyor. İngiltere'nin Schengen bölgesi dışında olmasının da Türklerin gelişini engellemeyeceğini savunuyor ve bu krizin, Erdoğan'ın Avrupa'yı İslamileştirme stratejisine de destek sunduğunu iddia ediyor.
Adamlar da öyle bir korku var ki, İstanbul'un Fethi törenlerinde Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın sarf ettiği "FETİH" konuşmasından giriyorlar, "Eyvah Erdoğan, Muhammed Ali'nin cenazesinde de konuşacak" diye panikle taşıyorlar dünkü sayfalarından. Karşımızda böyle bir BATI var. Karşımızda "İngiltere ve ABD ile direk olarak görüşüyoruz" diyen bir PKK var. PKK ile Suriye'de PYD şemsiyesi altında güneşlenen Washington'la karşı karşıyayız. Ankara'nın teslimiyetçiliği toprağa gömen tutumu, "Artık içeriden çıkıyorum" demesi adamlara paranoya yaşatıyor. Taşeronlar efendileri uğuruna ölmeye, işbirlikçiler ötmeye devam etseler de, Büyüyen Türkiye'yi kimse durduramayacak
.

Takvim
8 Haziran 2016

YORUM YAPIN

Yorumlarınız editörlerimiz tarafından okunup onaylandıktan sonra yayına alınacaktır.

YAZARIN DİĞER MAKALELERİ Tümü
BU KATEGORİDEKİ DİĞER MAKALELER