SİYASET

Bekir Hazar : Geçiş yolu

Tarih
03 Mart 2016
İzlenme
3013 Kişi

İçimizde bazıları birbirimizle boğuşmamız için adeta kendini yırtıyor.
Her gün bu ülkede gerilimi artırmak için yeni tezgahlar sahneye sürülüyor.
Ortadoğu'da kilit ülke Türkiye...
Yapacağımız her hamle tüm dengeleri alt üst edebilecek noktada büyük önem arz ediyor. Birileri zaaflarımızı ve rahmetli Kamuran İnan'ın dediği "İçimizde 200 bin hain var" şeklindeki açıklamada yer alan unsurları kullanarak bizi hamle yapamaz hale getirmeye çalışıyor. Maalesef bu gerçeği göremeyen zavallılar, aydın görünümlü karanlıklar, dünyadan bihaber akademisyenler ve teröre uşak olan maşalar aramızda kol geziyor. Bir güç, bizi sınırlarımızdan içeride tutmak için, terörden medyaya, hukuktan muhalefete kadar dünyadan bihaber herkesi sahaya sürüyor.
Bakın iki kere ikinin dört ettiği gibi bir gerçek var ortada; Amerika Avrupa'yı çökertmek ve diz çöktürmek istiyor. Bunun lamı cimi yok! Washington Euro'nun tedavülden kalkması, dünyaya doların hakim olması için elinden geleni ardına koymuyor. Afrika ve Ortadoğu'da yüz yılı aşkın süredir var olan Avrupa sömürgeciliğinin sona ermesi için Körfez Savaşı'ndan bu yana sistematik bir şekilde ard arda planları sahaya sürüyor. "O bölgeler artık benim, çıkın veya terör örgütlerini kullanarak ben çıkarırım" diyor. PYD gibi Hizbullah da ABD'nin terör listesindeydi. Ancak bugün her ikisi de ABD'nin listesinde terörist değil. PYD ABD tarafından, Hizbullah Rusya tarafından Suriye'de kara ordusu olarak kullanılıyor. Şimdi gelin şöyle bir yolculuk yapalım... Suriye iç savaşı en çok ABD'nin işine yarıyor. Çünkü, mülteciler sayesinde, Schengen çökme, Avrupa Birliği dağılmanın eşiğinde. Rusya da Avrupa'yı çökertmek istiyor. Zira, Ukrayna'da karşı karşıya geldiği bir Avrupa var karşısında.
İlişkilerdeki gerilim, Avrupa'nın Rusya'ya müeyyideler uygulaması ile zirveye çıktı. Moskova kendisine uygulanan ve boğazını sıkan yaptırımların kaldırılması için savaşıyor. Yaptırımların kalkması için Merkel'in yıpranması ve gitmesi gerekiyor.
Çünkü Rusya'nın boğazına Avrupa'nın elini koydurup sıktıran lider Almanya. Merkel giderse lideri olduğu Avrupa Birliği dağılır, Rusya'ya müeyyideler ortadan kalkar hayali Moskova'yı saldırgan yapıyor. Bu noktada Suriye iç savaşı Rusya için de biçilmiş kaftan olarak hayati önem taşıyor. Zira şu an için, Merkel'i ülkesinde yıpratacak ve siyasetin tarih sayfalarına gömecek en büyük koz MÜLTECİLER... Rusya bunu gördü ve Avrupa Birliği'ni dağıtma anlamında ortak çıkarda buluştuğu ABD ile Suriye'de nikah kıydı. Putin, adeta Obama'nın eşi oldu.
Düğün hediyesi olarak Rus geline, indirilmek istenen Esad'ın hayatı ve tahtı verildi.
Putin, kocasından aldığı güçle yeni göç dalgaları oluşturmak için Suriye'de yüzlerce uçak kaldırdı, binlerce bomba yağdırdı. O bombalar onlara düğünlerde atılan havai fişek gibi geliyor. Rusya'nın, tüm dünyanın gözü önünde katliamlar yaparak, ortaya çıkacak yeni Mülteci akınları ile Avrupa'yı sıkıştırmak için adeta barbarlaşmasının nedeni bu. Bugün onun içindir Avrupa'yı tehdit noktasında aynı noktada buluşan ABD ve Rus Dışişleri bakanları hergün yatıp kalkıp birlikte Suriye'yi konuşuyor, dünya da bunu seyrediyor. İnsanoğlu oturmuş, bu ikilinin ağzından çıkacak sözlere bakıyor. Merkel'e gelince, önceki gün ülkesinde ekrana çıktı ağlamaklı bir şekilde "Mülteci sorunu Avrupa'daki Birliğimizi tehdit ediyor.
Türkiye olmazsa bunun altından kalkamayız. Maalesef B Planımız yok.
Tek ÇARE Türkiye
" dedi. Avrupa'nın dağılmaması için Türkiye hayati önemde.
O yüzden Merkel iki günde bir yola çıkıp Ankara'ya koşuyor. Avrupa'nın dağılması için de Türkiye hayati önemde. O yüzden ABD ve Rusya "Aman Suriye'de ortak kullandığımız PYD'yi bombalama, Esad'ı devirmek isteyenlere yardım etme... Müdahil olup planlarımızı boşa çıkarma" diyerek terörü sopa olarak gösteriyor. ABD ve Rusya da tıpkı Avrupa gibi Ankara'yı yanına almak zorunda...
Kim ne plan yaparsa yapsın, Ankara'sız bölgede başarılı olamayacağını biliyor. Onun için İngiliz Guardian'da dün "Türkiye'yi yanınıza alın" çağrısı yapılan bir makale yayınlanıyor. Bu çağrı hem ABD ve Rus çakallarına hem de Avrupa'nın sırtlanlarına yapılıyor. Sultan Abdülhamid Han'ın "En büyük problemimiz, Batı sırtlanlarının geçiş yolunda olmamız" sözü bir kez daha kulaklarımızı çınlatıyor. Ne olursa olsun
GEÇİŞ YOLU bizim. Herkes eninde sonunda Ankara'ya uğramak zorunda!

Takvim
2 Mart 2016

YORUM YAPIN

Yorumlarınız editörlerimiz tarafından okunup onaylandıktan sonra yayına alınacaktır.

YAZARIN DİĞER MAKALELERİ Tümü
BU KATEGORİDEKİ DİĞER MAKALELER