DÜNYA

Alper Tan : İslam Birliği Kuruluyor, Kafası Bozuklar Üzülüyor

Tarih
18 Nisan 2016
İzlenme
3614 Kişi

Osmanlı’nın dağıtılmasından sonra ümmetin her şeyini yağmaladılar, yıktılar, dağıttılar. Birliğimizi, devletlerimizi, topraklarımızı, kültürümüzü, medeniyetimizi, dinimizi.. Bunların yanında umutlarımızı çaldılar, şahsi ve içtimai özgüvenimizi yıktılar. Ümmetin fertlerini hayal bile kuramayacak duruma düşürdüler. Geleceğe dair plan kuran Müslümanları, hayalci veya komplocu olarak gösterdiler. Batı'nın hayalleri ve planları ise ümmete “mükemmel ideal” veya “gerçekçi öngörüler”olarak sunuldu, kutsandı, yüceltildi.

Sömürgeleştirilmiş İslam ülkelerinde uygulanan eğitim müfredatları, sadece topraklarımızın ve kaynaklarımızın değil zihinlerimizin de istila edilmesini sağladı. Beyinlerimiz formatlandı.

Şimdilerde bu eski formatları silip özümüze dönmeye çalışıyoruz. Bu yolda ümmetin çetin bir mücadelesi başladı ve hızla da yol alınıyor. Ancak bazı kafalara yeni format veya öze dönüş yazılımı uymuyor. Çünkü kafalar, tamamen modifiye edilerek özüne yabancılaşmış. Bunları yeni formata zorlamak kafayı bozabiliyor. Bu, Android veri tabanına uyumlu bir mobil cihaza, IOS veri tabanına uyumlu bir program yüklemeye çalışmak gibi bir durum. Olmaz.. Olmuyor.. O sebeple fazlaca zorlamanın gereği yok.

Kendisi, İslami kesimin aydınlarından görülen adam çıkıp, "Manyak mısın sen, Avrupa Birliği ile ilişkileri neden donduruyorsun" diye konuşarak, Müslüman bir ülkenin geleceğini Hristiyan Avrupa’da aradığını gösteriyor. Aynı durumdaki başka biri, İİT’nin ümmet açısından dönüm noktası olan İstanbul zirvesi için “Hayal ve sükut-u hayal arasında” tanımlaması yapıyor. Teşkilatı, “İslam aleminin içinde bulunduğu pek çok soruna müdahil olma hedefi, kapasitesi” bulunmayan, sadece “BM çatısı altında kurulmuş bir uluslararası dayanışma örgütü” olarak sunan yazılar yayınlıyor.

Dört ay önce kurulan ve dünyanın en büyük savaş tatbikatını tamamlamış olan “İslam Ordusu”nu“abartılı, beklentisi yüksek ama içi boş yapılanmalar” olarak gösteren, “İİT’den NATO gibi askeri, AB gibi siyasi, ekonomik ittifak modelleri beklemek çürük ipliğe hayal dizmek demektir” diye söz edenler...

Dört ay önce kurulmuş olan İslam Ordusu’nun Kudüs ve Keşmir sorunlarını çözemediğinden dem vurarak İslam Ordusu’nun abartılı ve gereksiz olduğuna vurgu yapan ama 70 senedir bu konuları çözmek için kılını kıpırdatmayan BM’nin, “çözüm”ünden medet bekleyen cümleler sıralayan kafalar bunlar. Batı'nın süslü, yaldızlı propagandalarının, Müslümanların zihinlerini ne denli işgal ettiğini, umutları ne denli körelttiğini gösteren örnekler..

Umut ve cesaret kırıcı, geleceği yanlış okuyan ve istikbali yanlış yerlerde arayan, dünyanın 50 sene önceki noktada sabit durduğunu varsayarak günümüze dair çıkarımlarda bulunan fikir fukarası kesimlere inat yolumuza devam etmeliyiz.

İstanbul Zirvesi, İslam dünyası için tarihi dönüşüm niteliğinde. Cumhurbaşkanı Erdoğan, açılış konuşmasında “Benim dinim Sünnilik de değildir Şiilik de. Benim dinim İslam'dır. Ben tıpkı 1 milyar 700 milyon kardeşim gibi sadece ve sadece Müslümanım” diyerek mezhep fitnesi çıkarmak isteyenlere net mesaj verdi.

Suudi Arabistan Dışişleri Bakanı Adil Bin Cubeyr, 11 Nisan’da, bakanlığın Twitter hesabında da yayımlanan açıklamasında "Vahhabilik diye bir şey yok. Şeyh Muhammed Abdulvahhab ıslahatçıydı, radikalizm çağrısı yapmadı” diyerek Vahhabilik üzerinden olumsuz algı oluşturmak isteyenlerin elini boşa çıkarmıştı. Çünkü bu açıklama, Suudi Arabistan’ın resmi görüşü artık..

İstanbul Zirvesine İran Cumhurbaşkanı Hasan Ruhani’nin katılması da çok önemliydi. Suriye, Irak, Lübnan ve Yemen konularında Batı’ya yaklaşıp Vatikan ve Rusya ile iş tutmaya çalışarak, Sünni kesimle ters düşen Tahran’ın yeni bir arayışa başladığını anlıyoruz.

İslam İstihbarat Koordinasyon Merkezi ve İslam Ordusu zaten kurulmuştu. Cumhurbaşkanı Erdoğan, İslam ülkelerindeki krizlere yabancıların müdahale etmesine engel olmamız gerektiğini belirterek“Müdahaleyi kendimiz yapmalıyız” dedi ve İslam Ordusu’nun misyonuna dikkat çekti. Erdoğan, dünya nüfusunun dörtte birini oluşturan Müslümanların BM daimi üyeleri arasında hiç yer almadığına dikkat çekti ve “İslam Ordusu arzu ettiğimiz etkinliğe ve kapasiteye ulaşırsa İslam dünyasının önünde yeni bir dönem açılacağına inanıyorum” dedi.

Orta Asya Türk Cumhuriyetlerinden Kazakistan, dünyadaki tercihini Müslümanlardan yana  yaptı.. Bu da Şangay’ın patronları, Rusya ve Çin'e önemli bir uyarıdır. İslam Ordusu, artık 56 ülkenin ortak kurumu olacaktır. Rusya'nın kurduğu ve 6 Bağımsız Devletler Topluluğu ülkesi, Rusya, Kazakistan, Kırgızistan, Tacikistan, Beyaz Rusya ve Ermenistan’ın üye olduğu Kolektif Güvenlik Antlaşması Örgütü'nü de yavaş yavaş boşa çıkaracaktır.

Müslüman ülkeler arasında “Polis İşbirliği ve Koordinasyon Merkezi”  kurulması önerisi kabul edildi. Müslümanların, “Teknik, ticari, ekonomik, kültürel, sosyal, tüm boyutlarıyla gerçek anlamda” işbirliği yapmaları talep edildi. İslam ülkelerinin ortak bir Kızılay yapısı kurması benimsendi. Kalkınma için, İslam dayanışma fonunun genişletilmesi, küresel ekonomide olan tahkim sisteminin İslam ülkelerinde de oluşturulması konuşuluyor. Ayrıca İslam ülkeleri dışındaki coğrafyalarda “hakları ve gelecekleri için mücadele eden Müslüman toplumlara daha fazla sahip çıkılması” da değerlendiriliyor.

Dünya şartları, siyasi ve uluslararası dengeler, ekonomik güç dinamikleri ve beşeri beklentiler hızla ve Batı aleyhine değişiyor. Geldiğimiz ve içinde bulunduğumuz şartlar, Müslümanları “BİRLİK” olma konusunda metazori olarak itekliyor. Ümmet bunu bekliyor. Müslüman ülkelerin yönetimleri bu kitlesel taleplere bigane kalamazlar.

“Ee tamam da Batı buna müsaade eder mi?” diyenleri duyar gibi oluyoruz.

Cevap veriyoruz.. Müslümanlar artık, Batı’dan izin isteme gereği duymuyor. Buna bizdeki kafası bozukların da alışmalarında fayda var.

İslam Birliği kuruluyor.

Kanalahaber.com
17 Nisan 2016

YORUM YAPIN

Yorumlarınız editörlerimiz tarafından okunup onaylandıktan sonra yayına alınacaktır.

YAZARIN DİĞER MAKALELERİ Tümü
BU KATEGORİDEKİ DİĞER MAKALELER