Kekik kokusu duydum
Kekik kokusu koynunda huysuz gecenin
Uyandım birdenbire
Haydi dedim yüreğim gidelim bu şehirden
Bu şehir koparmak istiyor beni özlemlerimden
Yorgunum; 
Çünkü yorgunluğumun yaşamak gibi bir anlamı var
Yine de yaşamaktan duyduğum mutluluğun tadına
Düşmanlarım ulaşamazlar…

Yaşamak bizim en büyük eylemimiz… Bilincimiz, şuurumuz, kültürümüz, geleneğimiz, geleceğimiz, inancımız, birlikteliğimiz, insanlığımız…

Ülkemin kekik kokan dağlarına, ovalarına, sularına, zamanına ve insanına yaşamak dolusu selam olsun…

Yaşam dolu bu selamı kavrayamayan seküler hayat sahipleri… Siz; ülkemin geçmişini ve geleceğini tek bir zaman ve mekândan gören, kendini entelektüel tanımlayan; görüşten, mütalâadan, fikirden, mülâhazadan ve ideden yoksun zavallılar. Düşünceleriniz bir çemberin içine sıkışmış akrep ve yelkovan gibi birbirini kovalayıp duracaktır.

Yaban otu ve başağı aynı yerde barındıran ve bunların beraberce yaşayacağını zanneden, bunu da uygulamaya koyan çıkmaz sokak sahiplerine bir seslenmedir bu yazı. Zira onlar siyaseti kendi icat ettikleri bir oyuncak zannederler. Güç ellerinde ise gücü hak bilirler. Hak başkasına ait ise onu sefil etmek için güce sarılırlar.

Evet, bu yazı, bugünlerde siyasetin seçim sonuçlarına sıkışmış akılların açmazlarına bir başkaldırıdır.

Böylesine içimizden kopan fırtınanın sesini artık duyacağına inanmak istediğimiz Başkan’ımızadır bu yazı.

Öyleyse başlayalım.

Bir davamız var değil mi? Hani, kalplerde yaşanmadan dillerde sembolleştirilen. Bir daha hatırlayalım mı dava ruhunda olması gerekenleri? Bakın yaşayanlar ile yaşamayanları nasıl ayırıyoruz? 

1.  İyi’yi ve Güzeli istemelidir.

2.  Kötü’yü ve Yanlışı yasaklamalıdır.

3.  Hak’sızlığa karşı açıkça vaziyet almalıdır.

4.  Düşüncesini söz ve fiiliyatla göstermelidir.

5.  Hak ve adaleti insan ayrımı yapmadan her türlü zaman ve mekânda gözyaşına bakmadan uygulamalıdır.

“Oooo…” dediğinizi duyar gibiyim… Tüm insanlarımızın bizi yönetenlerde görmek istediği her türlü sıfatı barındırıyor bu maddeler. Fakat gelinen noktada bizi yöneten, kendilerini İslami elitist bir konumda zanneden, Ümeyye oğulları kalıntısı mahlûkların, halkımızı ve davayı düşürdükleri hal ne yazık ki ortada.

İslam Devletinin ilk zamanlarından itibaren devletin içine sinmiş ve kendilerini yüzyıllardır saklayan bu yılanlar, her daim ayakta kalmışlardır. Devletin akıl sahiplerini hep birbirine düşürmüşlerdir. Ama akıl sahipleri (!) ne yazık ki siyasi erkin zehirlenmesinden kurtulamamışlardır. Bu süreç toplumun güruhlara ayrılmasına, ardından kavgalara ve yok oluşa neden olmuştur. Bizi üzen 1400 yıldır devam eden oyunu, İslami siyasi aktörlerin hala fark edememiş olmasıdır.

2019 yılının siyasi aktörleri, artık içine düştükleri anlık olay okumalarını bırakmalıdır. Olayları okurken tek bir mekânın etkisinde kalarak her şeyin bittiğini düşünmekte, siyasi tecrübe ve birikimlerini 100 yıldan daha önceye indirememektedirler. Fakat gelecek yapılarını, 1400 yıllık bir tecrübenin üzerine inşa etmeleri gerektiğini unutuyorlar.

Bunları başarabilirsek;

Katarlar gelir geçer bir geceden bir geceye
Yüreğim yare yare iz bırakır bin acıya
Gün olur şafaklanır karanlıklar bin parçaya
Gün olur şafaklanır karanlıklar bin parçaya.

Nakaratını seslendiririz.

Ama gelinen son noktada artık Ak Parti’nin AKP’den kurtulma zamanı gelmiştir. Galiba bunu herkes söylüyor. Bu nedenle partinin içinden farklı isimlerin yeni parti kurma söylemleri artık tüm halkın dilinde.

Ali BABACAN, Ahmet DAVUTOĞLU, Abdullah GÜL ve daha niceleri…

Yarın mı kuracaklar, yok yok 3 ay sonra, hiçbiri cesaret edemez, 55 vekil ile yollarını ayırıyorlar… bu ve benzeri sözler halkın dilinde, sosyal mecrada dolaşımda…

Ama bizim bir teklifimiz var, gelin çığlık halinde büyük puntolarla söyleyelim ve yazalım.

SAYIN DEVLET BAŞKANIM RECEP TAYYİP ERDOĞAN, AKP’Yİ TERK EDEREK YENİ BİR PARTİYİ SİZ KURUN.

Halk yeniden filiz filiz harelenerek yüksek seslerle yollara düşsün, siz de yeniden dava ruhunu bilenlerle, rızayı gözeterek hak ve adaleti dağıtın.

(Hatta şimdiden bir parti adı önerimiz var; Bizim Parti. Biz hazırız başkanım.)

Çünkü halk biliyor ki, bu toplumu yükseltecek olan Yine SENSİN.

Saygılarrımla