SİYASET

Ali Karahasanoğlu : Vay canına, fuatavni nerden bildi bunları!

Tarih
27 Aralık 2014
İzlenme
4755 Kişi

27 Aralık 2014

Hidayet Karaca’nın hakim önündeki ifadesini çeken, büyük ihtimalle bir avukat idi..

Tamamen suç niteliğinde ve karşımızdaki "yapı"nın, ayağına basılınca, ne kadar cesur olduğunun delili..

Ama Ekrem Dumanlı’nın sorgusundaki kamera kaydının, çekilme açısı dikkate alındığında, mahkemenin kendi kaydı olduğu kuvvetle muhtemel..

O kayıt da, Gülen grubu tarafından internete sızdırılıp, yayınlattırıldı.. 

Soru şu: “Mahkemenin yaptığı kayıt, acaba Gülen grubunun eline, nasıl geçti?”

İki ihtimal var..

Ya avukatlar aracılığı ile, yasal şekilde..

Ya da, UYAP sistemine girilerek, illegal şekilde..

Avukatlar aracılığı ile, legal olarak elde edilmiş olsa bile, o kayıtların yayınlanması yine de suç.

Belki de avukatlar, bu sebeple soruşturma geçirecek..

Önümüzdeki günlerde, bunu göreceğiz.

İkinci ihtimal, UYAP sistemine illegal olarak girilmesi.

Bu nasıl olabilir?

Bu kardeşlerimiz, Adalet Bakanlığı’nı A’sından Z’sine avuçlarının içine almışlardı ya..

O tarihlerde UYAP sisteminin her girişini bildikleri için, o yolla bu kaydı ele geçirmiş olabilirler..

Bu da, kendilerinin becerikliliğini değil, derin bir yapı olduklarını tesciller..

Yapılacak bir araştırma, sisteme kimin girdiğini, nasıl kopyalama yapıldığını gösterecektir..

Dolayısı ile, Gülenci kardeşlerimin, bu tür işlerden uzak durmaları, aslında kendi menfaatlerine..

Benden söylemesi..

“İllegal giriş” dedik ya..

Aklıma geldi..

2010 yılı idi.

Ben de güzel bir icraat olarak yorumlamıştım.

Adalet Bakanlığı, tüm hakim ve savcılara, bilgisayar dağıttı.

Organizasyon, tabii ki Gülen grubuna yakın kadro tarafından yapılmıştı..

Hatta yönetmeliği de, 12 Eylül referandumundan hemen sonra yayınlanmıştı.

Yönetmeliğin adı: “Hakim ve savcılara dizüstü bilgisayar verilmesi hakkında yönetmelik” idi.

Şimdi soru şu: “Bu dizüstü bilgisayarlarda, önceden kurulmuş programlar vasıtası ile, tüm bilgiler bir yerlere otomatik olarak kopya ediliyor mu, edilmiyor mu? O bilgisayarlarda casus programlar var mı, yok mu?”

Adalet Bakanlığı, derhal, bu dizüstü bilgisayarları (deneme usulü, değişik yerlerden yeterli sayıda) toplamalı ve araştırma yaptırmalı..

Ondan sonra sormalıyız, “fuatavni bu kadar bilgiyi nasıl elde ediyor” diye..

Şu anki tabloya göre, fuatavni’nin yazdıkları, bence yazabileceklerinin çok gerisinde!

Teknoloji hem büyük rahatlık.. 

Hem de büyük bir bela..

Yine 12 Eylül referandumu sonrası idi.

Adalet Bakanlığı aracılığı ile, hakim ve savcılara, cep telefonu dağıtımı yapıldı.

Bir okurumuz, “Bir araştırın, o iş şaibeli” şeklinde bir mail atmıştı..

Şimdi fuatavni gerçeği karşısında, bunu da ilgililere hatırlatalım..

İnsanları, gölgelerinden bile korkacak kadar paranoyaklaştıranlar.. 

“Şu kadar kişi gözaltına alınacak... Bu kadar kişi mahkemeye sevkedilecek” türünden haberlerle, kamuoyunu/yetkilileri sindirme harekatını yürütenler..

Çok da olağanüstü yöntemlerle değil..

Belki de çok basit bir yolla..

Örneğin hakim-savcıya zimmetlenen teknolojik aletler üzerinden ulaştıkları bilgi ile, her şeyden haberdar oluyorlardır..

Olamaz mı yani?

Herkes merak ediyor, “fuatavni o kadar bilgiyi nerden topluyor..”

“Adam ne dediyse çıkıyor!”

Yukardaki yöntemlerle, fuatavni’nin söylediklerinin bir kısmı temin ediliyor ise de..

fuatavni’nin önceden haber verdiği olayların birçoğu da, aslında basit bilgiler..

Ne gibi?

“Hidayet Karaca, ifade vermek üzere gittiği Sulh Ceza Hakimliği’nce tutuklandı..”

Bu bilgi geldikten sonra..

“Hidayet Karaca, cezaevine gönderilecek” tiviti atılsa..

Bu gizemli bir bilgi olur mu?

Tutuklanan kişinin, biraz sonra cezaevine gideceğine ilişkin bilginin nasıl elde edildiği hususunda merak edilecek bir yön var mı?

Yok.

Tutuklanan adam ne yapılır?

Havai’ye tatile gönderilmez herhalde..

Cezaevine gönderilir.

Dolayısı ile, “tutuklandığı bildirilen bir kişinin birazdan cezaevine gönderileceği”nin söylenmesi türünden basit bilgiler de, bazen abartılıyor..

Buna yönelik somut örnek ne?

Somut örnek, Ekrem Dumanlı hakkında, savcının tutuklama istemi ile, sulh ceza hakimi kararına itiraz etmesi..

Dumanlı tutuklanması istemi ile hakime sevkedilmiş mi?

Sevkedilmiş! Hakim, “Burda ne var ki? Hiçbir ciddi delil yok” dememiş. 

“Deliller ciddi ama.. Adli kontrol şartı ile serbest bırakıyorum, yurtdışına çıkışınız da yasak” demiş. 

Sizin anlayacağınız, durum kritik.

Kıl payı bir takdir yetkisi ile serbest kalmış.

Böylesi bir durumda, savcının tekrar tutuklanma talebi ile karara itiraz etmesinden daha doğal ne olabilir?

fuatavni de, dün erken saatlerde, bu ihtimali dillendirdi....

O söyledi, ardından da savcının tutuklama talebi gelince..

“Aaaa. fuatavni her şeyi biliyor (haşa)” deniyor..

UYAP sistemine girilmesi büyük bir felaket..

Dizüstü bilgisayarlarda, casus program olma ihtimali korkunç bir şey.. Cep telefonlarında benzer izlemeler vahim bir olay..

Bunlar araştırılmalı.

Ama “basit tahminleri” de, isterseniz fazla abartmayalım..

YeniAkit

YORUM YAPIN

Yorumlarınız editörlerimiz tarafından okunup onaylandıktan sonra yayına alınacaktır.

YAZARIN DİĞER MAKALELERİ Tümü
BU KATEGORİDEKİ DİĞER MAKALELER