“Askerlerle, polislerle, özel harekatçılarla, tanklarla, toplarla kuşatılan, gelmekte olan katliam ‘önceden’ haber verilerek ellerinde çek çek çantalarıyla öğretmenleri ilçeden ‘tahliye’ edilen, elektrikleri kesilen, daha önce hoyratça saldırıya uğrayan Cizre’den..”

Daha fazla okuyamıyorum.

“Bir yerde görsem de..

Yüzüne tükürsem şu soytarının” diyorum..

“Soytarı” az..

Fazlasını siz söyleyin..

Niye kızıyorum?

Çünkü o satırların yazarı Ahmet Altan..

Taraf gazetesinde 29 Ağustos 2012’de tam ters yönde kaleme aldığı yazıyı da aynı kızgınlıkla okumuş, yine yüzüne tükürmek istemiştim.. (Biliyorum, itiraz ediyorsunuz.. Amenna.. “Allah’ın yarattığı hiçbir varlığın yüzüne tükürülmez” diyorsunuz.. Eyvallah.)

2012’de, hükümeti topa tutmak için.

Bir yandan milliyetçi tabanı kışkırtmak.

Bir yandan da PKK propagandası yapmak.. “Yaşayın PKK’lılar.. Varolun.. Arkanızdayız” demek için..

Bir sene sonra düğmeye basacak olan Paralel yapının darbesinden önce, siyasi iktidarı halk nezdinde tamamen aciz göstermek.. İtibarsızlaştırmak için..

Bakın ne yazmıştı, 3.5 sene önce Ahmet Altan:

“BDP Eşbaşkanı Demirtaş’ın cümlesi tarihe geçecek. ‘Çukurca-Şemdinli arasındaki 400 kilometre PKK’nın kontrolü altında’ dedi.”

3,5 sene önce..

“PKK bölgede tek hakim” diyor.

Hükümete vuruyor..

3,5 sene sonra..

“Hükümet, bölgede tek güç” diyor..

Yine hükümete vuruyor.

Böyle hokkabazlık olur mu?

Tek bir cümleden ibaret değil, çelişkiler..

Önce 3,5 sene önceki yazıdan aktarayım: “400 kilometre dediğiniz mesafe, İstanbul’la Ankara arasındaki mesafe kadar, Demirtaş’ın söylediğine göre böylesine geniş bir bölge PKK’nın denetiminde. Demirtaş, o bölgede ordunun ‘operasyon yapmadığını, operasyonu PKK’nın yaptığını da’ söyledi. ‘Ordu ancak havadan karakollara lojistik destek götürebiliyor’ dedi.”

Şıracının şahidi, bozacı..

Ordu operasyon yapamıyormuş..

Her şey PKK’nın elinde imiş..

15-20 yıl önce değil.

3.5 sene önce..

Başka bir siyasi iktidar döneminde değil..

Yine AK Parti hükümeti döneminde..

Ordu, PKK’lıları öylece seyrediyormuş..

Öyle mi?

Öyle..

Peki bugün ne yazıyor Ahmet Altan?

Buyrun dünkü ağlamaklı yazısından aktarayım:

“Hadi vicdanınız yok, aklınızı da mı kaybettiniz? Diyarbakır’ın mahalleleri, Şırnak’ın ilçeleri top ateşine tutuluyor, insanlar bombalanıyor, şehirler boşaltılıyor.”

Altan 3,5 sene önce öyle yazdı diye..

Tabii ki güvenlik güçlerinin bugün şehirleri bombalama hakkı yok..

Ama muhataplarımızı bilelim..

Yalanlarını görelim..

Dün PKK’nın bölgeye hakim olduğunu yazarken de yalan söylediklerini..

Bugün, “Şehirler bombalanıyor” derken de, yalan yazdıklarını bilelim..

Oturduklarının yalan.. Kalktıklarının palavra olduğunu bilelim.

Gazeteci kisvesi arkasında, her türlü iftirayı, her türlü fitneyi kaynattıklarını bilelim..

Bunlarda hiç utanma yoktur..

Ordu ile alay ederler.. Tahrik ederler..

Ama o ordunun neferleri, yüzlerine karşı “Eşkıya” diye hakaret eden şaklabanlara bile, tek kelime etmeden, görevlerini ifa ederler..

Dün, evi aranan milletvekilinin videosunda izlediniz bunu..

Bunlar bu kadar utanmaz, bu kadar haindirler..

Paralel yapının esiri konumundaki Ahmet Altan’ın, yine 3,5 yıl önceki yazısından alıntı yapayım:

“O bölgede, söylenenlere göre 700 PKK’lı var. Yüz bin civarında da asker ve korucu. 700 kişi, yüz bin kişinin elinden 400 kilometrelik bölgeyi nasıl aldı? 700 kişi, 400 kilometrelik bölgeyi nasıl denetimi altında tutuyor? (..) Eğer Demirtaş’ın dediği doğruysa, bu devletin bittiğini de ilan edebilirsiniz. 400 kilometrelik bölgeyi 700 kişilik bir güce kaybeden devlete ‘devlet’, orduya ‘ordu’ denmez çünkü. Ordu fiilen yok demektir.”

Nasıl sinir uçlarına dokunuyor, görüyor musunuz.

O yazıyı ilk okuduğumda..

Sinirlenmiş, çok sinirlenmiş, yerimde duramaz olmuştum..

Yazılanlar yüzde yüz yalandı..

İftira idi..

Ordaki bölge insanına zulüm yapılması için kışkırtıcı bir yazıydı..

Biliyordum ama.

Yine sinirleniyordum..

O gün beni benim gibi düşünenleri kızdıran o kışkırtıcı yazıyı kaleme alan Altan, dün ne yazmış?

Birlikte okuyalım: “Güneydoğu her gün biraz daha içsavaşa yaklaşıyor. Bu savaş orada biraz daha körüklendiğinde bütün ülkeye yayılacaktır. Şu anda ilgisizce izlediğiniz Güneydoğu’daki korkunç olaylar aslında kendi geleceğiniz, sadece bunu henüz bilmiyorsunuz.”

“PKK bölgeye hakim oldu, hem de 700 kişi ile” diye yazarken..

Bu soytarı hiç düşünmüyor..

“ Ne yazıyorum ben? Bunun sonu iç savaştır” demiyor..

“Vur TSK’ya” diyor. “Vur hükümete..”

Ama devlet, babacan tavrının istismar edildiğini görüp..

Sadece teröristlere yönelik olarak, operasyona başlayınca..

“Bunun sonu iç savaş” diyor..

Tehdit ediyor..

“Şehirlere de yayılır” diyor.

Senin yazdıklarına inanmamız için.

Önce 3,5 sene önce yazdığın şu yazıdaki yalanları izah et, Altan..

Onları izah edemiyorsan..

Git, roman yaz..

Gerçeklerle ne işin olur ki, senin?

YeniAkit
17 Aralık 2015