Sevgili dostlar, Sayın Cumhurbaşkanımız ne dedi, aynen paylaşıyorum; “...Almanya FETO üyesi savcıların iade edilmeyeceğini söylemiştir. Bakana göre Türkiye’yle Almanya arasındaki iade anlaşması sadece ağır suçları kapsıyormuş, siyasi suçları kapsamıyormuş. Biz de Almanya’nın bu yaklaşımını ve bu uygulamaları kaygıyla dehşetle izliyoruz. Ey Almanya Sayın Merkel’e ben dört bin dosya verdim. Daha sonra İstanbul’da Sayın Şansölye size verdiğim dosyalar ne oldu dedim. Bana şöyle bir cevap verdi: O dosyaların sayısı 4 bin 500 oldu. Almanya biz sizin bu duruşunuzdan endişeleniyoruz. Siz şu anda teröre çanak tutuyorsunuz çanak. Bu terör belası bumerang gibi gelecek sizi de vuracaktır. Türkiye olarak bizim sizden beklentimiz yok ama siz teröre yardım ve yataklık yapmaktan dolayı tarih boyunca yargılanacaksınız. Her zaman söylerim terör akrep gibidir gelirsizi ısırır. Teröristlere kucak açan Almanya’nın akıbetini hayırlı görmüyorum. Almanya’da Türklere yönelik çok fazla ırkçı saldırı yapılıyor. Almanya örgüt üyelerine sahip çıkmayı tercih etti”...

Sevgili dostlar, lafın tamamı ADAM olana söylenmez... Kırmızı çizgi nasıl çizilirmiş, teröre destek veren başta Almanya olmak üzere, bütün AB ülkeleri görsünler...Bir vatandaş olarak konuyu bu kadar açık ve cesur ifade eden Sayın Cumhurbaşkanımız’a sonsuz teşekkürler...

Önemli soru:Almanya Türkiye’ye karşı neye güveniyor acaba? “Şeref madalyası” diye boynuna “kırmızı haç” taktıklarına mı!

Türkiye’de Alman medyası var mı?

Herkes uzun zamandır aynı soruyu soruyor; Türkiye’ye karşı teröre destek verenler başta Almanya olmak üzere, neye güveniyorlar, Türkiye’de çok mu güçlüler...

Sevgili dostlar, TV programlarımda da söylediğim gibi “Türkiye’deki devşirmelerine” güveniyorlar. Ve maalesef Türkiye’de “medyanın” bir kısmı da teröre destek veren bu ülkelere ait. Örneğin en büyük medya şirketi olduğunu iddia eden Holding’in sermayesinin büyük kısmı Alman şirketlerine ait. Hem de hangi şirketlere! Araştırın, konuşalım. Bu şimdilik buzdağının görünen kısmı, paylaşmaya devam edeceğiz...

Sahibine seslenirdik, köpeğinden ses gelirdi!

Ben çocukken, İstanbul’da bu kadar apartman yoktu. Yanıbaşımızda bir köşk ve köşk bahçesinde “rudi” adında bir Alman kurdu vardı. Çocuğuz işte, ille de köşk bahçesine gireceğiz. Yoklamk için bağırırdık “Cemal Abi” diye, Cemal Abi yoksa bahçeye gireceğiz. Biz sahibine seslenirdik, ses her zaman köpeğinden gelirdi. Rudi ses verirdi. Biz de anlardık ki; sahibi yok ama köpeği var... Aklıma öyle bir
anı geldi işte...Güzel günlerdi...

‘İncilerinizi domuzlara atmayın’

Dün Hürriyet’in Özkök’ü TV’deki konuşmalarımızı çarpıtarak ve kendini kendi yazısı içinde yalanlayarak çok çirkin ifadelerle bana saldırmış... Konu Papaz okulları ve detaylar...Bu adama uzun bir cevap hazırlamıştım tam gazeteye gönderecektim, bir dostum aradı, yazıyı okumuş ve “haklısın hatta şunlar eksik” demek için...Katkı yapan dostum Hristiyan ve tarihi çok iyi bilen biri...Bana, sadece tek bir cümle söyledi, Hz. İsa’nın bir sözünü hatırlattı ve bu zavallıya cevap bile verme dedi...

Hangi söz mü? Şöyle diyor Hz. İsa; “İncilerinizi domuzlara atmayın”!


Star
5 Kasım 2016