TARİH

Yavuz Bahadıroğlu : 23 Nisan: Millî Egemenlik Bayramı mı, Çocuk Bayramı mı?

Tarih
24 Nisan 2015
İzlenme
2138 Kişi

24 Nisan 2015

23 Nisan 1920’de Ankara’da toplanan Meclis, Osmanlı
“Meclis-i Meb’usan”ının yedincisidir. O tarihe kadar Osmanlı’da altı Meclis faaliyet göstermiş, üyeler birden fazla parti arasından seçimle Meclis’e gelmiştir (Garip ama gerçek: Cumhuriyet döneminde, tâ 1946’ya kadar tek parti hâkimiyeti vardır!)...

Son Osmanlı Meclisi, 12 Ocak 1920’de toplanacak ve ilk icraat olarak “Misak-ı Milli”yi ilân edecektir. Ondan kısa bir süre sonra İngiliz kuvvetleri tarafından basılıp (16 Mart) dağıtılacak, bazı üyeleri tutuklanarak sürgüne gönderilecektir.

Kalanlar ise bu tarihten yaklaşık bir ay sonra (11 Nisan 1920), Sultan Vahideddin tarafından (anayasal yetkisine dayanarak) dağıtılacak, vekillerin çoğu Ankara’ya gidip ilk Meclis’te görevlerine devam edeceklerdir.

Bu bir bakıma hicrettir: İşgal edilen Başkent’ten, geçici olarak vatanın özgür topraklarına ilticadır.

Merak ettiğim şudur: Sultan Vahideddin, Meclis’i dağıtmasaydı (kuşkusuz Ankara’ya gitmelerini de telkin etmiştir) Ankara’da hangi anayasaya göre (Ankara’daki Meclis, 1876 tarihli “Teşkilat-ı Esasiye Kanunu”na göre toplandı) “Büyük Millet Meclisi”ni toplayacaklardı?

Sultan Vahideddin’e hakaretler yağdırarak “vatan haini” damgası vuranlar arasında “iyi niyetli” olanlar varsa, bu gerçeklerin ışığında, olayı bir kere daha düşünmelidirler.

Bundan şu çıkar: 23 Nisan’da Ankara’da toplanan Büyük Millet Meclisi, çok önce yazdığım bir yazıda da ifade ettiğim gibi, “Osmanlı Meclis-i Meb’usanı”dır ve Osmanlı Devleti adına toplanmıştır.

Başka türlü olması da zaten mümkün değildir. Bunun yerine Ankara’da seçimle oluşmamış, hukuki (anayasal) dayanağı olmayan, âdeta “hüdayi nabit” (kendi kendine ortaya çıkmış) bir meclis oluşturulsaydı, Türkiye ve dünya bunu ciddiye almaz, daha ilk günlerde temsil sorunuyla karşılaşırdı.

Temsil sorunuyla karşılaşmadı, çünkü 23 Nisan 1920’de Ankara’da toplanan Meclis, bir Osmanlı Meclisi’ydi. O kadar ki, Mustafa Kemal Paşa’nın arzu ve direktifleri istikametinde değil, kendi özgür iradesiyle ilk kararları aldı…

Meselâ, Mustafa Kemal Paşa, Meclis Başkanı olmak istiyordu, ilk plânda yapmadılar…

Anadolu ve Trakya’da “Müdafaa-i Hukuk Grubu” kurulması için karar verilmesini istiyordu, vermediler…

“Müdafaa-i Hukuk” yerine “Felah-ı Vatan Grubu”nu kurdular…

Mustafa Kemal Paşa bu işe o kadar içerledi ki, “Sözlerinde durmayan bu efendiler imansızdırlar, korkaktırlar, cahildirler!..” deyiverdi. 

Fakat aynı Meclis, meselâ, “Misak-ı Millî”yi anında kabul etti ve üzerine yemin etti (ama Lozan’da o da tırtıklanacak, bu Meclis itiraz ettiği ve Lozan’ı onaylamadığı için lâğv edilip “İkinci Meclis” tabir edilen, “tasdikçi” bir Meclis kurulacaktır).

Yani İstanbul’dan Ankara’ya hicret eden vekiller “kişi odaklı” değil, “vatan odaklı”ydı (Meclisler İkinci Meclis’le birlikte “kişi odaklı” hale geldi)…

23 Nisan 1920’de Ankara’da toplanan ve hatimlerle, dualarla açılan Büyük Millet Meclisi’nden (BMM), vekiller çok umutluydu. İstanbul’da kaybettiklerini Ankara’da yeniden inşa edeceklerine inanıyor, şevkle çalışıyorlardı.

Bir süre sonra “Misak-ı Millî”nin tarumar edildiğini, düşmana terk edilmeyeceği yolunda yemin ettikleri bölgelerin Lozan’da birer ikişer terk edildiğini görecek, bu yüzden sert tartışmalara girecek, ancak vatanı savunmanın karşılığı, dağıtılmak, unutulmak ve unutturulmak olacaktı. Oysa Millî Mücadele’yi bu Meclis vermiş, zafer bu Meclis’in gölgesinde kazanılmıştı.

Belki de bu yüzden, 23 Nisan “Milli Egemenlik Bayramı” iken, gitgide “Çocuk Bayramı”na dönüştürüldü!..

Ve belki de “Milli Egemenlik” kavramını unutturmak için, dünya kadar “kişiye özel” şiir yazıldı:

“Bugün 23 Nisan/ Neşe doluyor insan…

“İnan, başta olsaydı/ İnsan olurdu insan…

“Atatürk’tür her zaman/ İnandığım tek insan!” 

YeniAkit

YORUM YAPIN

Yorumlarınız editörlerimiz tarafından okunup onaylandıktan sonra yayına alınacaktır.

YAZARIN DİĞER MAKALELERİ Tümü
BU KATEGORİDEKİ DİĞER MAKALELER