Geldiği günden beri Sayın Berat Albayrak hakkında, aynı merkezde üretildiğini düşündüren bir algı operasyonu yürütülüyor, ortada ispatlanmamış, belki de hiç vaki olmayan envaiçeşit yalan, iftira ve iddia dolaşıyor. İşin garibi bazı Ak Partililer de buna çanak tutuyorlar.

Belli ki asıl hedef Albayrak değil, Erdoğan’dır. Yoksa başarısız onca bakan varken, oldukça başarılı bir bakan neden saldırı odağı haline getirilsin?

Paramıza operasyon yapılırken ve her kafadan “Battık-batıyoruz” sesleri çıkarken, Albayrak (basın toplantıları ve söyledikleri ortada), bunun saldırı olduğunu ve alınan tedbirlerle etkisizleştirileceğini söylüyordu: Etkisizleştirildi…

Merkez Bankası’nın faizleri indirmesi gerektiğini hem o hem de Sayın Cumhurbaşkanı defalarca söylemişler, ancak Merkez Bankası’nın kılı bile kıpırdamamıştı. Dolaylı verilen cevaplarda faizin indirilmesi halinde kurun akıl almaz boyutlara çıkacağı iddia ediliyordu…

Bu kez Merkez Bankası’na bir operasyon yapıldı: Başkanı değiştirildi ve arka arkaya faiz düşürüldü. Yükseleceği söylenen kur da düştü…

Bu Sayın Erdoğan’ın başarısı olduğu kadar Berat Albayrak’ın da başarısıydı, ama kimse dikkate almadı. Dikkate almak şöyle dursun, hatta “beceriksiz-başarısız” imajını güçlendirecek algı operasyonlarına hız verildi.

Bir ara patates-soğan fiyatları yükselmiş, enflasyon yüzde 25’leri geçmişti. Malum çevreler yine kara nutuklar çekiyorlardı: “Enflasyon artık engellenemez!” Yine çok garip, bazı Ak Partililer de alçak sesle onları destekler mahiyette konuşuyorlardı.

Sonuç: Enflasyon makul seviyeye indi, “frenlenemez” dedikleri ve envaiçeşit eleştirinin hareket noktası yaptıkları patates-soğan fiyatları da hızla düştü.

Başarısız bakanlar yok mu? Var. Tek tek sayarsam, gönüller kırılır. Yine de kimse bunlara bakmıyor, bütün hışımlarıyla Berat Albayrak’a yükleniyorlar: İmparatorluk döneminin son hânedan damadı Damat Ferit Paşa’nın ders kitaplarında yer alan olumsuz imajını da kullanarak Berat Bey’i itibarsızlaştırmaya çalışıyorlar.

Sayın Erdoğan’ı birazcık tanırım: Böyle bir genci geniş yetkilerle maliyenin başına getirmişse, bu kendisine “damat” olduğu için değil, “başarı” beklentisi olduğu içindir. Bunca dedikoduya rağmen görevden almaması ise “başarılı” bulmasındandır.

Kimse beni yanlış anlamasın: Babasını iyi tanırım, ama Berat Bey’i hal-i hayatımda hiç görüşmüşlüğüm yoktur. Bakan olana kadar hakkında olumlu ya da olumsuz hiçbir kanaat taşımıyordum. 

İnsan kolay yetişmiyor. Bazı olumsuz şöhret sahibi padişah damatlarını dikkate verip onların üzerinden Berat Bey’i tüketmeye çalışmayı da hiç ahlâki bulmam.

Kaldı ki, hânedanın Hersekzade Ahmed Paşa, Makbul İbrahim Paşa, Çorlulu Ali Paşa, Sokollu Mehmed Paşa, Kanijeli İbrahim Paşa, Rüstem Paşa, Silâhtar Ali Paşa, Nevşehirli İbrahim Paşa, Koca Ragıb Paşa, Muhsinzade Mehmed Paşa gibi vatana-millete büyük hizmetleri geçmiş damatları da çoktur.

Ama devletin zirvesinde oturan kişiye damat olmak bazı dedikoduları beraberinde getiriyor. Dedikoducuların hışmına uğrayanlardan biri de Rüstem Paşa’dır: Mihrimah Sultan’la (Hürrem Sultan ile Kanuni’nin kızı) evleneceği haberi duyulur duyulmaz, Rüstem Paşa’nın “cüzzamlı” olduğu iddiaları yayılmış, telâşlanan Hürrem Sultan, özel doktorunu Paşa’ya gönderip çaktırmadan muayene ettirmesi hususunda Kanuni’yi zor razı etmişti.