Geçtiğimiz günlerin en çarpıcı haberlerinden biri şudur: ”İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu, askeri sekreteri R. Gofman’ı Moskova’ya gönderdi. Tel Aviv Moskova’dan, Suriye’deki askeri varlığını sürdürmesini istiyor.”
İsrail medyasına yansıyan bu haberin ilginç bir arkaplanı var. Tel Aviv’de Türkiye korkusu gün geçtikçe büyüyor. İsrail’in, Suriye konusunda Türkiye’den istediği yanıtı alamadığı anlaşılıyor. Nedir son durum? Anlatalım…
***
İsrail’in Suriye’de temel stratejisi, ülkenin zayıf ve kırılgan bir yapıda kalmasıdır. Esad, Tel Aviv’in bu ihtiyacını karşılıyordu. Halkıyla kavgalıydı. Ülke bölünmenin eşiğine gelmişti. Suriye’de Esad ve İran varlığı, İsrail için en ideal seçenekti.
İsrail’in o dönem Rusya ile de anlaştığını biliyoruz. Malum, Suriye’nin hava sahası Rus ve Amerikan kontrolündeydi. İsrail, Ruslarla 2019’da yaptığı anlaşma kapsamında, Suriye’de, İran hedeflerine dilediği gibi hava saldırısı düzenliyordu. Ruslar saldırılar öncesinde bilgilendiriliyor böylece askeri koordinasyon sağlanmış oluyordu.
***
Ancak şu anda İsrail için Suriye’de bambaşka bir tablo var. Esad, muhalifler tarafından devrildi. Suriye Cumhurbaşkanı Şara, rasyonel ve akılcıl bir politika izliyor. Tüm kesimleri kucaklıyor. Ülkenin toprak bütünlüğünü korumaya, uluslararası aktörlere doğru mesajlar vererek Suriye’yi yaptırım sarmalından kurtarmaya çalışıyor. Bu kapsamda yol da kat ediyor. Şam’a Körfez ilgisi yüksek. AB, bankacılık, enerji ve ulaşım gibi sektörlerde yaptırımları askıya aldı.
Şam yönetimi ülkeyi normalleştirmek amacıyla Ruslarla da konuşuyor (Ankara, kolaylaştırıcı rol oynuyor). Rus lider Putin 12 Şubat’ta Şara’yı aradı. Bu görüşmede Rus tarafı Suriye’deki sosyo ekonomik durumu iyileştirmeye yardımcı olma konusundaki kararlılığını bildirdi. Rusya Dışişleri Bakanı Lavrov geçtiğimiz günlerde Ankara’dayken Suriye Dışişleri Bakanı Şeybani’nin gizlice Ankara’ya geldiği ve Lavrov ile buluştuğu iddiası basına yansıdı.
Ruslar için önemli konu Suriye’deki Rus limanlarının geleceğidir. 8 Aralık’tan sonraki süreçte bir Rus yetkili, “Suriyelilerle konuşmak istiyoruz, buna onlar karar verecek” demişti. Suriye’nin, ülke egemenliğini zedelemeyecek, kesin kurallarla bağlanmış, kısmi Rus askeri varlığına soğuk bakmadığı konuşuluyor.
***
İsrail Suriye’de oluşan bu tabloyu tersine çevirmek için bazı girişimlerde bulunuyor. Golan’daki işgalini genişletti. Suriye’nin tüm askeri altyapısını hedef aldı. Suriye’ye yaptırımların kaldırılmaması için ABD nezdinde girişimlerde bulunuyor. Ülkenin bölünmesi için terör örgütü SDG/PKK’ya “Silah bırakma!” diyor.
Bir yandan da Dürzileri kışkırtıyor. Netanyahu’nun “Suriye’deki aşırı İslamcı rejimin Dürzilere zarar vermesine izin verme-yeceğiz” çıkışı, ordusuna hazırlık talimatı vermesi tehlikelidir. Lübnan’daki Dürzi lider Velid Canbolat’ın “Suriyeliler İsrail’in planlarına karşı dikkatli olmalı. İsrail kaos yayıyor. Suriye’ye gidip Şara ile görüşeceğim” mesajı ise umut verici. İsrail tehditlerine rağmen Şam’a bağlı güvenlik güçleri, Dürzilerle anlaşma çerçevesinde Dürzilerin yoğun olarak yaşadığı bazı bölgelerde konuşlandı. Önemlidir.
Bunların hepsinin ötesinde İsrail’in yapmaya çalışacağı şey Şam’da darbedir. ”Bunu yapabilirler” demiyorum. Ancak yapmaya çalışacaklardır. Dikkatli gözler görür: İsrail propaganda makinası Şara yönetimini şeytanlaştırmak ve terörle birlikte anmak için elindeki tüm imkanları kullanıyor.
***
Şimdi yazının başındaki gelişmeye gelelim. İsrail, Moskova’da ne arıyor? İsrail medyasına bakarsanız Tel Aviv bölgede baskın bir güç olan Türkiye yerine Rusya’yı tercih ediyor (Moskova-Şam görüşme trafiği arkaplanda yürürken bu ziyaretin gerçekleşmesi de dikkat çekicidir). Üç konuda endişe taşıyorlar. Bir. Türkiye’nin Suriye ile kurmakta olduğu askeri ilişkiler. İki. Suriye ordusunun eğitilmesi ve orduya sağlanacak yüksek teknolojik imkanlar. Üç. Suriye hava sahasının kontrolü meselesi.
YORUM YAPIN
Yorumlarınız editörlerimiz tarafından okunup onaylandıktan sonra yayına alınacaktır.