POLEMİK

Salih Tuna : Yılanın başı

Tarih
07 Temmuz 2015
İzlenme
1975 Kişi

7 Temmuz 2015

Nasıl ki “paralel örgüt" devletin kılcal damarlarına yerleşmek için Ergenekon zamazingosunu kullandı, PKK da alana (bölgeye) yerleşmek için “barış süreci zımbırtısını" kullandı.
Manzara-i umumiye bundan ibarettir.
Zaten “üçüncü tarafı" veya “üst akılı" göz önünde bulunduracak olursak, birbiriyle son derece “paralel" hareketlerdi.
Paralel örgüt, 17 Aralık darbe teşebbüsü ardından deşifre edilince, PKK da HDP'yle adeta “kamuflaj" edildi.
O kadar ki, Aydın Doğan'ın adamları tarafından, bir şeker oğlan muamelesi görmedikleri kaldı.
Bunun için de belirli bir ön hazırlık gerekiyordu.
“Kürt siyasi hareketi" de “barış sürecini" araçsallaştırmış, muhafazakarları kullanarak geniş kitleler nezdinde PR'ını yapmıştı.
Milli bir çözüm sağlanmasın diye kulaklarına habire üfürüldü. Mesela, bir liberal aydınımız, “azla yetinmeyin şartlar müsait, bağımsız devlet kurun" dedi.
7 Haziran seçimleri ardından da Öcalan'ı devreden çıkarıp “üçüncü tarafın" gözlerine bakmaya başladılar.
“Üçüncü taraf" da Sayın Cumhurbaşkanımız'ın ifadesiyle, “Yeni bir Sykes-Picot peşinde" olduğunu her haliyle ortaya koydu.
İşin gelip harita değişikliğine dayanması için de evvela milli ordunun zaafa uğratılması gerekiyordu.
28 Şubat, takdir edersiniz ki, Türk halkıyla ordusu arasında çok derin yaralar açmıştı.
Paralel yapı da bu yaraları araçsallaştırarak (Ergenekon zamazingosuyla) Türk ordusuna kumpas kurdu.
Haliyle kumpas vaktinde fark edilmedi.
Halbuki, 28 Şubat post-modern darbesini gerçekleştirenlerle söz konusu kumpası kuranlar aynı ellerdi.
Sevgili Çandar şöyle demişti: “ABD post-modern darbeyi destekledi. Meğer 28 Şubat'tan iki hafta sonra, 12 Mart cumartesi günü Washington'da Dışişleri Bakanı Albright'ın çağrısıyla bakanlığın yedinci katında, Türkiye toplantısı yapılmış. Bernard Lewis, Paul Wolfowitz, Richard Perle hepsi orada. Türkiye'ye ilişkin olarak ne yapılmalı, o gün konuşulmuş. Toplantıdan çıkan sonuç, 'doğrudan askerî bir darbe olmadan bu hükümet gitmeli' olmuş…"
Kardeşlerim, şayet Türk ordusuna halka karşı 28 Şubat'ı yaptırmasaydılar, halka rağmen hiçbir güç Türk ordusuna “kumpas" kurmaya cesaret bile edemezdi.
İlk kumpas 28 Şubat'tır. İkinci kumpas da, “Balyoz- Ergenekon…"
Yıllar önce, Ergenekon ve Balyoz soruşturmalarının yoğun olarak sürdüğü dönemde Mahir Kaynak şöyle demişti: “Bir gün bahçenizde yılanın başının ezildiğini görürseniz teşekkür etmekle yetinmeyin, bunu kim öldürdü diye sorun. Bugün yılanın başını ezen yarın sizin başınızı da ezer. Şu anda biz bilmediğimiz kimselerin desteğine mazharmış gibi, bizi darbelerden kurtaracakmış gibi hava içindeyiz. Halbuki başka hedefleri, başka amaçları var ve bu amaçları hiçbirimiz bilmiyoruz..."
Amaçları artık ortaya çıktı. Yeni bir Sykes-Picot dayatmak istiyorlar. Zaten bunun için her şeyden evvel “milli orduyu" hedef seçmişlerdi.

Yenişafak 

YORUM YAPIN

Yorumlarınız editörlerimiz tarafından okunup onaylandıktan sonra yayına alınacaktır.

YAZARIN DİĞER MAKALELERİ Tümü
BU KATEGORİDEKİ DİĞER MAKALELER