DÜNYA

Nedret Ersanel : ‘Süper kötü hisler’…

Tarih
04 Haziran 2022
İzlenme
894 Kişi

‘Kusursuz Fırtına’ diye klişe bir terim. Amerikan malı. Filmi de var. Birden çok fırtınanın buluşmasından doğan beter bir doğal afet. Hatta, bir merkezi oluyor. Ona da ‘fırtınanın gözü’ diyorlar, beterin beteri sayın…

ABD için kötü gitmesi muhtemel olayları sıraladığınızda, bunların belli bir zamanda buluşma ihtimalleri var…

Yani ‘Fırtına Gözü’nün Beyaz Saray olacağı, politik, askeri, ekonomik alanların eş zamanlı göçme olasılığı…

Bir, herkesin sonucunu merakla beklediği Amerikan Kongresi seçimleri. Biden hükümetinin hem ikinci döneminin olup-olmayacağına işaret verecek hem de ilk dönemden kalan sürede topallayıp topallamayacağına. Seçimdir, geniş pay bırakalım ama.. Bugün için kendi anketleri Biden’a halk desteğinin %36 civarında olduğunu söylüyor. (Bu arada Putin’in rakamı %80, ayrı konu.)

İkinci fırtına Ukrayna savaşının sonucu. Öyle veya böyle bitecek ve kimse adlı adınca ‘teslim’ demeyecek olsa da biri ‘beyaz bayrak’ çekecek…

Savaşın 100. gününde, ilk haftaların Batı merkezli havasından, yorumlarından, öngörülerinden eser yok. Bizzat Kiev’in açıklamaları Avrupa’nın en büyük ülkesi Ukrayna’nın yüzde 20’den fazlasının Moskova’nın eline geçtiğini, 1600’den fazla yerleşim biriminin düştüğünü, her geçen saat Rusya’nın daha da yayıldığını gösteriyor.

Hatta Kiev’in savunulması için yeniden savunma hatları kurulduğunun haberleri dahi okunmaya başlandı. Ruslar başkente tekrar döner mi bilmem ama şu anki gerçekliğe bakarak Kiev teslim olursa, ABD de yenilmiş sayılacak. Bu da ilk fırtınayı daha çok besleyecek. Bu yüzden de ABD savaşı körüklemeye devam ediyor.

Öte yandan, yeniden müzakere arayışlarına ilişkin söylence de hızla yayılıyor. Putin-Zelensky buluşması için taraflardan ılımlı açıklamalar geliyor. Kissinger gibi bu savaşın iki ay içinde bitirilmesi gerektiğini savununlar da daha duyulur hale geldiler.

Yine de hemen tatlıya bağlanması mümkün gözükmüyor ve önce Rusya’nın hep söylediği ‘hedeflerini tamamlaması’.. Ama en çok, Biden’ın değil, ‘derin Amerika’yı oluşturan Washington mahfillerinin Rusya ‘erimeden’ ve iktidarları garanti altına alınmadan savaşı durdurmayacakları bilinmeli.

Üç, ekonomi! En serti bu…

Sadece enflasyon, büyüme veya sıradan Amerikalı için hayati benzin fiyatlarından bahsetmiyorum. Biden yönetiminin ara ve ana seçimleri aşıp ikinci döneme kendini salimen atma yöntemi ‘Avro-Atlantik’in sağılması’ planı neyse, karşılığı olmayan ekonomik uygulamalarının vaadesi de aynı zamana ayarlı…

Mesela, ABD Merkez Bankası’nın (FED), 9 trilyon dolara ulaşan bilançosunu geçtiğimiz Çarşamba’dan itibaren küçültmeye başlaması. Parasal ‘gevşemeyi’ sıkılaştıracak olması. Daralma demek…

Ya da ABD’deki ailelerin bebek maması bulmak için çevrim içi gruplar kurmaya başlaması. Amerikan ordusunun başka ülkelerde mama peşine düşmesi.

Hazine Bakanı Yellen’in, CNN’e çıkıp, ‘Enflasyonun seyrine ilişkin geçen yıl yaptığım yorumlarda yanıldım’ demesi.

IMF’in, ABD dolarının küresel döviz rezervlerindeki payının düşmeye devam ettiğini açıklaması.

Elon Musk’ın Tesla yöneticilerine gönderdiği e-posta’da; ‘Ekonomi konusunda süper kötü hisse sahibim’ demesi.

Üzerine de tuz-biber; ağır gıda ve enerji krizinin yerküreyi iyice sarıp sarmalayarak irileşmesi.

Ve mesela.. Fırtınaların buluştuğu adres açısından; ABD Temsilciler Meclisi Başkanı Nancy Pelosi’nin eşinin uyuşturucu kullanmış halde araç kullanırken yakalanarak, tutuklanması…

Paletler dönmeye başlamışken…

Suriye sınırında başlayacak-aslında ‘sınırın ötesinden başlayacak’-harekâta ilişkin en çok üç ülkenin ‘ne söyleyeceği’ merak edildi. Etkileri olacağından değil. Hani Cumhurbaşkanı dedi ya, ‘gerekli ülkelerle de görüşeceğiz, destek mi köstek mi olacaklar not edeceğiz” diye. (Aslında ‘tebliğ’ konuşmaları da denebilir bunlara. Nezaketen demiyor Türkiye.)

yazının devamı

YORUM YAPIN

Yorumlarınız editörlerimiz tarafından okunup onaylandıktan sonra yayına alınacaktır.

YAZARIN DİĞER MAKALELERİ Tümü
BU KATEGORİDEKİ DİĞER MAKALELER