DÜNYA

Nedret Ersanel : MGK, ABD’yi parmağıyla gösterdi: Helikopterdeki sendin!

Tarih
01 Nisan 2023
İzlenme
1294 Kişi

Geçtiğimiz Çarşamba akşamı Cumhurbaşkanı Erdoğan, katıldığı bir TV programında, ana bölümleri deprem ve seçimler olan konuşmasının ‘arasında’ dedi ki…

“Krizler ve savaşlarla anılan bir dünyayı tecrübe ediyoruz. Biz bu ortamda güçlü, bağımsız bir Türkiye inşa edebildik ve bunu sürdürmeye ihtiyacımız var. Savaş bu topraklara gelmesin diye mücadele verdik, vermeye devam edeceğiz. Şunu açıklayabilirim; ülkemizi savaşa sokmayacağız, aile kurumunu güçlü tutacağız, ağırlıklı Suriye’den olmak üzere göç konusunda daha hassas davranacağız ve göçmenleri de birilerine yedirmeyeceğiz. Bizim son iki yıllık çabamız olmamış olsaydı Batı kulübü Türkiye’yi Rusya’ya karşı savaş ortamına çekerdi. Biz burada olduğumuz müddetçe buna müsaade etmeyeceğiz”…

‘Hangi bağlamda söylenmiş’ diye şüpheye düşülmemesi için olduğu gibi aldım ama aslında ‘ayrılması’ gerekiyor; ‘Bizim son iki yıllık çabamız olmamış olsaydı Batı kulübü Türkiye’yi Rusya’ya karşı savaş ortamına çekerdi. Biz burada olduğumuz müddetçe buna müsaade etmeyeceğiz’…

Ögelerine bakalım; ‘Batı Kulübü’; Ukrayna savaşı özelinde ABD ve İngiltere, genel olarak da NATO’dur. Demek bu kulüp, “taraf olması” için Ankara’ya “savaş başlamadan” da önce-‘iki yıl’-baskı yapmaya başlamış…

Kuşkusuz abanmanın haritasının başında Karadeniz gelmekte. Bölgenin NATO gölüne dönüşmesi, ABD ve İngiltere’nin Karadeniz’e girme çabaları-işte daha yeni havada yaşanan iki vakada gördük-hâlâ devam etmekte. Ankara’nın boğazların kullanımına izin vermesi ise taraflılık ilanı bir tarafa, bağıra bağıra savaşı eve çağırmak demek…

Cumhurbaşkanı’nın paragrafı içinde bir cümle daha; “biz burada olduğumuz müddetçe”! Belli ki iç siyasete/seçimlere yönelik bir atıf ve “burada olmama hali”, “artık 6’lı masanın iktidarda olması ihtimalini” tarif ediyor…

Yani, “biz olmazsak bunlar Batı Kulübü ile hareket ederler, tarafsızlığı kaybederler ve ülkeyi savaşa sokarlar”…

Cumhuriyet Halk Partisi, İyi Parti gibi masanın asıl kısmını oluşturan partilerin önde gelen kimi isimlerinin ağzından, Batı ile ilişkileri bu bağlamda ele alacaklarını, Ukrayna savaşında da bu kerterize göre politikalarını ayarlayacaklarını duyduk. “Rusya’ya, Türkiye’nin NATO üyesi olduğunu hatırlatacağız” ifadesi-ki aslında, “Türkiye’ye NATO üyesi olduğunu hatırlatacağız” manasındadır diye paylaştık. Keza diğer bir liderin ağzından duyulan, S-400’ler ve Akkuyu dahil edilerek, Rusya ile ilişkileri yererek, “Zelensky’nin yanındayız” cümleleri dahildir. Hele HDP’nin de Batı/ABD atımlı politikaları destekleyeceğine herhalde şüphe yoktur…

MASA VE ALTINDAKİLER TÜRKİYE’Yİ SAVAŞA SOKAR…

Perşembe günü ise Milli Güvenlik Kurulu vardı…

Yayınlanan bildiride ‘o ABD’ye yönelik 3’üncü madde ilgi çekici…

“Suriye ve Irak’ta bilhassa son dönemde müşahede edilen gelişmelerin, DEAŞ terör örgütü ile mücadele kisvesi altında PKK/KCK-PYD/YPG’yi helikopter de dahil her türlü imkân ve kabiliyetle teçhiz etmeyi sürdüren aktörlerin asıl niyetinin anlaşılmasına bir kez daha vesile olduğu kaydedilmiştir”…

Devamı da var…

“Operasyonlarımız neticesinde verdiği zayiatın yanı sıra kaçışlar ve azalan katılımın da etkisiyle çöküş sürecine giren ve miadı dolan terör örgütünü himaye eden aktörlere; Türkiye Cumhuriyeti Devleti’nin bölücü terör örgütünü ve tüm uzantılarını arkalarındaki her türlü desteğe rağmen tamamen çökertmekte kararlı olduğu ve sınırları boyunca bir terör koridoru oluşturulmasına müsaade etmeyeceği hatırlatılmıştır”…

Bu ifadeler kulağa yeni gelmeyebilir. Ancak, ABD’nin bu kadar açık tarif ve parmakla işaret edildiği MGK bildirisi nadir, hatta yoktur. Savunma Bakanı Hulusi Akar’ın helikopter vakasından sonra, “suçüstü yakalandılar” ifadesinin “fail” bölümü MGK bildirisinde böyle doldurulmuştur…

Kaldı ki, bildirinin dördüncü maddesinde “Karadeniz”e ayrıca vurgu yapılmış, “gözümüz üstünde” mesajı verilmiştir. Ancak, “Batı Kulübü’nün Başkanı ABD”nin, Türkiye’nin temel güvenlik belgelerinden birinde bu şekilde ithamının dikkat çekiciliğini tekraren vurgulamalıyız.

İlaveten, Sayın İbrahim Kalın’ın, “Türk-Amerikan ilişkilerine bir daha bakalım” minvalinde değerlendirilebilecek, eş zamanlı ABD gezisi ve görüşmelerinin neticesi de belki bu satırlardan anlaşılabilir!

yazının devamı

YORUM YAPIN

Yorumlarınız editörlerimiz tarafından okunup onaylandıktan sonra yayına alınacaktır.

YAZARIN DİĞER MAKALELERİ Tümü
BU KATEGORİDEKİ DİĞER MAKALELER