14 Ağustos 2015

Özellikle son dönemde PKK terör örgütünün polis teşkilatını hedef almasının arkasında yatan nedenleri düşünüp duruyorum. Bu noktada emniyet içindeki paralel örgüt unsurlarının PKK’nın ekmeğine yağ sürmesinin yanında bazı istihbarat zaaflarının olduğunu söylemek de çok iddialı olmaz. Bu düşüncelerimi güçlendiren çeşitli olaylar yaşadık son 20 gün içinde. 

Ancak son aldığım bilgiler, inanın insanın tüylerini ürpertecek cinsten. 
Adliye ve emniyet yapılanmalarıyla hükümeti devirmek için her yöntemi mubah sayan paralel örgüt unsurları şimdi de bilgi akışını kesmek için muhbirleri tehdit etmeye başladı. Muhbirlerden, yeni göreve gelen terör ve istihbarat birimlerindeki ilgililere bilgi vermemelerini isteyen bu hainler, talimatlarını dinlemeyenleri sindirmek için aşağılık bir yönteme başvurdu. Birkaç muhbiri deşifre eden ve hayatlarını karartan paralel örgüt unsurları, bu kişileri yeni göreve gelen polislerin deşifre ettiği yalanını ortaya attı. 

İSTİHBARAT KİMDE? 

Bir başka tehdit de, yapılan paralel temizlik doğrultusunda Doğu ve Güneydoğu Anadolu bölgelerine gönderilen kimi polisler. 
Bölgenin belki de en kritik noktalarından olan Cizre ve Silopi’de şu anda neler olduğuna inanamazsınız. Bu iki bölgenin istihbaratını iki polis memuru yapıyor. Oysa, böylesine kritik yerlerde en az deneyimli bir emniyet amirinin görevlendirilmesi gerekmiyor mu? 

Akşam