POLEMİK

Mehtap Yılmaz : Abdullah Gül! Arınç! Vandallık etmedik diye mi bu yalnızlığımız şimdi?

Tarih
15 Şubat 2018
İzlenme
2300 Kişi
 Yalan mı?

Ben, Gezi Kalkışması’nda Cumhurbaşkanı Erdoğan’a hakaret etseydim… Çöp konteynerlerini ateşe verseydim… Polis otosuna molotoflu saldırı düzenleseydim. Kaldırım taşlarını söküp, emniyet mensuplarının kafasına fırlatsaydım. Belediye otobüslerini, içindeki yolcularla birlikte cayır cayır yaksaydım. TOMA’ları tekmeleseydim… Polislere ana avrat küfretseydim… Demir bilyelerle saldırsaydım… 

“Erdoğan’ı yatakta basacazzzz, şafakta asacazz” diye caz yapsaydım… “Sonu Kaddafi gibi olacak” deseydim. 

Soros tasması takıp, esnafın işyerlerini talan etseydim…. Sırtımı MI6’ya, CIA’ye, BND’ye yaslayıp, bunda da bir sakınca görmeseydim.

Bay Gül, benim için de “Demokrasi demek sadece seçim demek de değildir. Seçimlerin dışında da farklı görüşler, farklı durumlar, itirazlar varsa bunların da çeşitli yollarla dile getirilmesinden daha tabi de bir şey olamaz” diye bana sahip çıkar, Cumhurbaşkanı olma inisiyatifini kullanarak beni dışarı salıverdirirdi.

O zaman ne trol derdi ne de oraya buraya şikâyet ederdi beni.

Ben eleştirince “troliçe” diye hakaret edip, ekranlardan bana “FETÖ’cüüü” diye tezek atan Arınç, “‘Burada AVM istemiyoruz’ diyenlere biber gazı sıkmak yerine ikna edici çalışmalar yapılmasını faydalı görüyorum’” derdi. 

“Burada AVM istemiyoruz” diyenlere… Hoşgörüye bakın hele, hoşgörüye!

Vandal olmak lazımmış demek ki, kıymetli olmak için bu zümrenin gözünde!

Gezi zekalı Vandallardan biri olsaydım, Hamamönü Susam Sokağı sakini siyasi müflis Hüseyin Çelik, er meydanına atlar “Yapılan bir yanlışlık varsa, yanlıştan dönülür abisi” siz sıkmayın kendinizi derdi.

Gezi Kalkışması’ndaki Soros beslemelerinden biri olsaydım, HDPKK’lı bir terörist olsaydım, adliye koridorlarında “hepimiz Mehtap Yılmaz’ız” diye kıyamet koparırdı kalabalıklar şimdi.

Kapı önünde plastik sandalye nöbeti tutarlardı.

İçimizdeki “öteki mahalle yalakaları” ise “Yani şekerim… Sonuçta bunlar gazeteci değil mi? E bunları tutuklamamak lazım” diye aferin almak için birbirleriyle yarışırlardı.

Hiç kusura bakmasınlar ama Müslüman kadının kaşına gözüne gelince, dedikoduculuğa gelince aslan kesilen bizim mahallenin korkakları, Rahmi Koç beni davalarla susturmaya çalışınca üç maymunu oynarlar!

Sümüklü Feto, beni davalarla susturmaya çalıştığında “ay bana ne canım” diyen, ben ve gazetem FETÖ kasası Nakıboğlu ailesini deşifre ettiğimizde tek söz etmeye korkan Şamil Tayyar gibi müfteriler, FETÖ ve Rahmi Koç beni davalarla susturmaya çalıştığında başlarını kuma gömerler.

Ucuz hamasetlerine bakmayın bizim mahalledekilerin! Hiç kusura bakmasınlar ama düşman kavi oldu mu kaçacak delik arar bu korkaklar!

“Müslüman kadın ne renk başörtüsü takmalı” deyin ki pehlivanlar gibi meydana atlasınlar! 

Mini eteklisin diye hırpalanınca ancak haktan hukuktan konuşurlar!

Sümüklü Feto dava açınca… Rahmi Koç dava açınca Maraş ağzıyla, “pisiği çuvala koyarlar.”

Sol yumruğunu havaya kaldırınca basın özgürlüğü için mücadele eden, HDP-PKK’lı bir medya mensubu olunca mağduriyetleri değer ifade eden, kendine özgürlükçü sözde sol ama özde ABD, İngiliz emperyalizmine kölelik eden mahallenin “basın özgürlüğü konusundaki” çifte standardına karşı kavgalıyım!

Lakin bizim mahalledeki “sol mahalle yalakalarının”, mahallelerindeki başörtülü kadınların mağduriyetleri söz konusu olduğunda bu hakir sessizliklerine karşı ateş püskürüyorum! 

Yine de… Belki bir gün sol mahalleye yalakalık etmekten fırsat bulduklarında, düştükleri bu onursuz durumun farkına varırlar diye dişimi sıkıyorum.

Bir gün “seküler” camiadan “aferin” almak için birbirini ezen bizim mahalledeki aşağılık kompleksli siyasetçilerin, yazar-çizerlerin, casus Enis Berberoğlu için yollara düşen Çarkçı Kemal kadar olsun, dava arkadaşlarına sahip çıkmalarını umarak, bu duruma tahammül etmeye çalışıyorum.

Emin Çölaşan, Erdoğan’ın açtığı hakaret davasından beraat ettiğini bize nanik yaparak ilan ederken, ben kolumda serum izleri ile Rahmi Koç davası için adliye koridorlarında dolaştığım zaman aynen Nizami gibi hissediyorum!

“Korkmuyorum. Ardımda pişmanlıklarım var ama üzgün değilim. Kırgınım. Sözünü unutanlara, kardeşinin elini tutmayanlara, düşeni kaldırmayanlara, Allahiçin gözyaşlarını sakınanlara, resimlerimizi “layk’ için kullanıp gördüklerini yaşanmamış kabul edenlere, zalimin yanında durup mazluma timsah gözyaşları dökenlere, mücadele etmeyi kolay zannedip elindekini muhafaza etmek için bahane satanlara, alanlara kırgınım. Bu kırgınlıkla kavuşacağım Rabbime. Söyleyeceğim bunları.”

 “Bir gün gidersem… Ardımda bir fikir, bir dava kalsın istiyorum. Zorla karşılaşınca ölüm korkusundan istikametini şaşıranlarla biz ölümden aynı şeyi anlamıyoruz. Bu bir imtihandı. Kolay olacağını söylemedi kimse. Sancısız olacağını, bedelsiz olacağını. Bu yola baş koymak, sonunda gerekirse bu uğurda o baştan vazgeçmek demekti. Bizim için karar aldıklarını zanneden ahmaklar var. Bu karar ancak göklerde alınmış olabilir. Siz kimsiniz ki?

Kulunu razı etmek için Yaratıcıyı üzecek değiliz!”

*

“Ve her şey bittiğinde, hatırlayacağımız şey; düşmanlarımızın sözleri değil, dostlarımızın sessizliği olacaktır.” Aliya İzzet Begoviç

Akit
15 Şubat 2018

YORUM YAPIN

Yorumlarınız editörlerimiz tarafından okunup onaylandıktan sonra yayına alınacaktır.

  • YORUMLAR
  • Anadolum

    17 Şubat 2018
    0 0
    Cephede Kahpe Emperyalist Taşeronlarına karşı Canıyla Kanıyla Savaş veren YİĞİT METMETÇİK'in Ellerinen Ayaklarından Öperim. Geri Cephede Kahpe Emperyalist Uşaklarına karşı Fikir Savaşı veren YİĞİT MEHTAP HANIM'ın Ellerinden Ayaklarından Öperim.
  • Miktat

    16 Şubat 2018
    1 3
    Bu Hanfendinin Uslubundan ve Başörtü örtüş şeklinden rahatsızım.
  • drsn

    16 Şubat 2018
    1 0
    çok güzel yazı bazı dava yardakçılarına ithaf olunur bunlar meclis ve cumhurun başı olmuş şuan vekil olmuşlar hiç fark etmez
  • sedat kalfa

    16 Şubat 2018
    2 0
    iyi giydirmiş mehtap hanım , bizim eziklere ders olur inşallah. selamlar
  • selim

    16 Şubat 2018
    3 0
    Muhteşem bir yazı olmuş Allah Yolunu Açık etsin
  • Hüseyin

    15 Şubat 2018
    1 2
    Bacım sen nasıl bir alametsin fetoculer ve sen dahil tekrar reisin etrafını mi sarsin istiyorsun. insan gözünü yumup kalbine yönelip iman ile seni zihninde canlandırdığın da inan acayip bir takiyye ettiğin ve tuhaf bir dalga geçilmiş lik duygusu bıraktığını bilesin ama zaten biliyorsundur da iflah olmayacağını görüyorsun eminim
YAZARIN DİĞER MAKALELERİ Tümü
BU KATEGORİDEKİ DİĞER MAKALELER