Trump'lı dönemin şimdiden beliren görüntüsünün ana hatları şöyle tanımlanabilir:

Kamplaşan ABD
- Bu dönemde ABD'de Trump yanlıları ile karşıtları arasındaki uçurum, ciddi bir kamplaşmayı işaret ediyor. Örneğin Trump'ın 20 Ocak'taki yemin törenini boykot eden Demokrat senatör ve temsilciler yanında, Hillary Clinton'a oy verdiklerini açıklayan sanatçılar da var. Ayrıca Trump'ın başta CNN olmak üzere çok açık biçimde suçladığı medyanın da, sözünü ettiğimiz kamplaşmayı yayınlarıyla körükledikleri de dikkati çekiyor.

Putin'le diyalog
- Trump'ın Başkanlık döneminde CIA, NSA ve FBI gibi istihbarat örgütlerinin çok köklü değişikliklere konu olacakları kesin... Bu örgütler tarafından "Rusya ABD başkanlık seçimine müdahale etti" içerikli iddialar Trump tarafından alaya alındı. Rusya'yı ve Putin'i hedef alan iddialara karşı Trump, tam tersi görüşler açıkladı.

İki Çin politikası
- Amerika'nın gerek müttefikleri gerekse diğer ülkelerle ilişkilerinin Trump döneminde hem yön hem de içerik değiştireceği kesin gibi. Mesela Trump NATO'yu işi bitmiş bir örgüt olarak görüyor ve her NATO üyesinin yeterli katkıyı yapmadığını söylüyor. Trump'ın "İki Çin" politikasını uygulayacağı ve Formoza'yı da hesaba alacağına ilişkin söylemleri Çin Halk Cumhuriyeti'nde şimdiden sert tepkilere neden oldu. Trump İngiltere'nin Avrupa Birliği'nden ayrılma kararını övüyor, Merkel'in göçmenlere kapıları açmasını eleştiriyor.

Artık darbe yok
- Özellikle Ortadoğu'yu etkileyecek değişiklikleri gözden geçirirken Trump dönemi Amerika'sının artık darbelerin arkasında olmayacağı ve müdahale gerektiren durumlarda ABD'nin işi kimseye ihale etmeyeceği içerikli açıklamalar geliyor. Trump dönemi yöneticilerinin Türkiye ve Cumhurbaşkanı Erdoğan ile diyalogun önemini işaret etmeleri de dikkat çekmekte. Ama Fetullah Gülen'in iadesi konusu henüz Trump çevresi tarafından hiç seslendirilmedi.
Kısacası farklı ve heyecan dolu yeni bir döneme giriliyor.

Sabah
17 Ocak 2017