SİYASET

Markar Esayan : CHP’yi anlatan bir kaset...

Tarih
14 Haziran 2016
İzlenme
1656 Kişi

CHP’nin durumu oldukça sıkıntılı... Bu sıkıntı Kılıçdaroğlu, özeleştiri ve telafi etme basireti göstermek yerine gerginliği yardıma çağırmasıyla artıyor, artacak. Bu sanki bilinçli bir tercih ama basiretsizlik ve kurnazlık karışımı ile daha tehlikeli hale geliyor.

Baykal’a kaset operasyonunu yapanlar sanırım “CHP geçmişiyle yüzleşsin, siyaseti bürokrasi veya medya baronları ile değil halkla yapsın, güçlü bir ana muhalefet partisi olsun” amacında değillerdi. Çünkü niyeti halis olanlar böyle karanlık yöntemler kullanmazlar.

Sevilir sevilmez ama Deniz Baykal ve Bülent Ecevit ülke siyasetinde bir geleneğe denk geliyordu. Teşkilattan yetişmişlerdi. Bu aşağıdan yukarı yolculuk, hem kişilerin ehliyetini teyit eder, hem de bir meşruiyet yaratır.
Ama onların da günahı büyüktü. CHP’ye lazım olan reformlara direndikleri oranda, AK Parti de siyasetin doğasını değiştirdikçe, bu zayıflık bürokratik vesayet/medya ve İstanbul sermayesi tarafından giderilemez oldu.
Beklenen modern/postmodern darbeler, büyük bir ekonomik kriz veya bir uzaylı istilası gerçekleşmeyince, CHP kişiliksizleşti, içeriksizleşti. Kronik zayıflık tabandaki depresyonu arttırdı. Bu konuda Kılıçdaroğlu suçlanamaz. CHP bu kabuksu haliyle zaten ele geçirilmeye müsait bir tabela partisine dönüşmüştü.

CHP kurumsal olarak bu durumdaydı ama kendisine sığınacak yer bulamayan yüzde 25’lik bir oy potansiyeliyle çok değerli bir “ganimete” hükmediyordu.
İşte 2010’da CHP’ye kaset operasyonu yapan merkez, hani şu şirket alıp parçalayan, satan simsarlar gibi partinin üzerine çöktü. Bundan hemen önce kendisine giden dosyalarla Kılıçdaroğlu’nun parlatıldığını, Baykal’ın ise itibarsızlaştırıldığını hatırlayalım.

Ama niyetin halis olmadığı, hem yöntemin kötücüllüğü, hem de bugün CHP’nin geldiği durumdan belli/ydi.
Niyet halis olmayınca, herhalde CHP’yi alıp sürükleyecek güçlü bir lidere teslim edilemezdi parti. Yani Kılıçdaroğlu yetenekleri ile değil, her duruma gelir tamahkarlığıyla en makbul lider adayıydı.
Onun “çarkçılık” özelliği alaya alınıyor, kişisel yeteneksizliğe bağlanıyor. Ne kadar yanlış! Bu durum CHP’nin ne amaçla formatlandığına bağlı bir yansıma sadece.

Tabii ana amaç siyasi alanı Erdoğan’a karşı tahkim etmek ama bunu siyasi zemini vülgerleştirerek, kırarak yapmak ki, bu güçlenen siyaseti tersten imha etme amaçlı; yani özünde antisiyasi ve potansiyel şiddet barındırıyor.
Çünkü eğer bu yapılmasaydı, başörtüsü konusunda yaşandığı üzere CHP normalleşecek, bu durumda gerili bir yay gibi tutulan laikçi taban da sorunları/itirazları olmak ve ömürboyu hiçbir şekilde AK Partili olmayacak olmakla birlikte, memleketin anlatıldığı gibi bir felakete sürüklenmediğini görerek depresyondan çıkacaktı.
İşte bu doğal gelişimin önünü kesmek için de yapıldı bu kaset operasyonu.

Kılıçdaroğlu’na kovan atılması asla kabul edilemez. Ama Cumhurbaşkanı’nın dediği gibi bu bir başlangıç değil, sonuç. Bu türden olaylar dün AK Partililerin başına da geldi; yarın da gelebilir. Ama AK Parti hiçbir zaman Ataşehir/Edirne belediyelerinden adeta milis güçleri oluşturarak tepki vermedi. Bu açıkça şiddete eğilimi ve ateşe benzin dökme arzusunu gösteriyor. 520 şehit verilen bir dönemde hangi merkez partisi böyle kışkırtıcı açıklamalar yapar, raporlar yazar? Hangi sorumlu lider “parti olarak PKK ve DHKP-C’lileri de ziyaret ettik” der?
Amaç sokağı sekteryen bir tutumla karıştırmak mı?
Asıl soru ise, bu sadece Kılıçdaroğlu’nun yeteneksizliği mi, yoksa yeteneksizliği ile kamufle ettiği bilinçli bir üst akıl tercihi mi?
Kaset bugünler için mi kayıttaydı acaba?

Akşam
13 haziran 2016

YORUM YAPIN

Yorumlarınız editörlerimiz tarafından okunup onaylandıktan sonra yayına alınacaktır.

YAZARIN DİĞER MAKALELERİ Tümü
BU KATEGORİDEKİ DİĞER MAKALELER