POLEMİK

Kurtuluş Tayiz : Demirtaş, Kemalistlerin sızması

Tarih
20 Mart 2015
İzlenme
1343 Kişi

20 Mart 2015

İki yıl önce, yine bugünler de aynı heyecanla Newroz'u bekliyorduk. Abdullah Öcalan, Kürt siyasetine "barış çağrısı" yaptı. Örgütten silahları susturup, sınır dışına çekilmesini istedi. 30 yıllık çatışmaların son bulma ihtimali kuşkusuz bütün Türkiye'de heyecanla karşılandı. Fakat Öcalan'ın bu çağrısının gereği PKK ve HDP tarafından yerine getirilmedi. Tayyip Erdoğan, Türkiye'yi barışa ikna etti. Kendi partisi içinden çözüm sürecine karşı isyan bayrağı çekenleri susturmasını bildi. Ancak Öcalan, kendi tabanını barışa ikna etmesine rağmen örgütünü ikna edemedi. O yarım kalan işi, bu Newroz için hazırladığı mektupla tamamlamaya çalışacak.  

Ne var ki Öcalan'ın işi bu kez kolay değil. Kandil ve HDP'ye hâkim olan bir ekibin, çözüm sürecine karşıtlığı geçen iki yıllık sürede azalmadı, aksine daha da arttı. Türkiye'de siyasete yön veren güç çevreleri, Abdullah Öcalan'ı dengelemek için Demirtaş'ı öne sürüp güçlendirmeye başladı. Kandil'in, Öcalan'ı dizginlemesi umuduyla Demirtaş'tan yana çıkması, Kürt siyasetinde yeni bir güç merkezinin oluşmasını sağladı. Bu merkez, artık Öcalan'a alternatif politikalar üretiyor; Öcalan'ın manevra alanı adım adım daraltıyor. İmralı'yı sistemli şekilde itibarsızlaştıran yazarların Kandil ve HDP yönetimine çok yakın olması tesadüfi değil; onları, çözüm karşıtlığı birbirine yaklaştırıyor.   
* * *
Abdullah Öcalan, Kürt siyasetindeki bu yeni güç merkeziyle başa çıkabilir mi? Öcalan, Kandil ve HDP tarafından ciddi şekilde sınırlanmasına karşın hâlâ Kürt siyasetinin en etkili aktörü, tabanı ona kulak veriyor. Ama Öcalan eskisi gibi, tek başına da değil artık; karşısında Kandil ve HDP'ye hâkim olan, içeriden ve dışarıdan desteklenen bir güç var. Kürt siyasetinin aklı Diyarbakır ve Kandil'de değil ABD, Brüksel ve İstanbul'da belirleniyor. Çözüm sürecinin başladığı günlerde Öcalan'ın "Türk-Kürt ilişkilerini yeniden tanımlamaya çalıştığımız için darbe planlıyorlar. Yeni darbe, Brüksel ve ABD'de hazırlanıyor" tespiti, son iki yılda yaşananları doğruluyor. Gezi, 17-25 Aralık darbesi bu merkezlerde planlandı. "Yeni darbe"nin uygulayıcılarının başarısız olunca kapağı Brüksel ve ABD'ye atması, "üst aklın" merkezinin neresi olduğunu da gösteriyor.  
Abdullah Öcalan'ın, Fethullah Gülen'i "Kemalistlerin Nur hareketine sızması" olarak değerlendirmesi de ilginç. Bu analizi, Cumhuriyet gazetesi ve Zaman gazetesinin kardeş yayın organına dönüşmesi de doğruluyor. Kemalistler ile Cemaat aynı merkezde buluştu. Kemalistler ile Gülenciler aynı yapının parçası. Kemalistlerin bu oyunu daha önce Türkiye soluna da oynadığı tartışma götürmez; kritik dönemlerde sol ile Kemalizm arasındaki çizgiler silinmiş, sol ile Kemalizm tek bir vücut olmuştur. Kemalistler, dindarlara ve sola oynadığı oyunun aynısını Kürt siyasetine de oynadı. Demirtaş, Kemalistlerin Kürt hareketine sızdırdığı bir isim. Tarihi barış ihtimalini, Türk-Kürt kardeşliğini sabote etmeye çalışıyor. Demirtaş, Kürt hareketini Türkiye düşmanlığı temelinde büyük bir maceraya sürüklüyor. Kürt hareketinin kendi iç dinamikleri onları barışa yaklaştırdı; ama dış etkiler Demirtaş örneğinde görüldüğü gibi onları barıştan uzaklaştırıyor. Umarım geç olmadan bunun farkına varırlar. 

Akşam

YORUM YAPIN

Yorumlarınız editörlerimiz tarafından okunup onaylandıktan sonra yayına alınacaktır.

YAZARIN DİĞER MAKALELERİ Tümü
BU KATEGORİDEKİ DİĞER MAKALELER