GÜNCEL

Kurtuluş Tayiz : ABD, PYD/YPG ve hikayenin arka yüzü

Tarih
13 Kasım 2018
İzlenme
1099 Kişi

ABD’nin Ortadoğu’da, özellikle de Suriye’deki planlarını hayata geçirebilmesi için terör örgütü PYD/YGP’ye, uluslararası alanda meşruiyet kazandırması gerekiyor. Suriye’de oyun zaten baştan beri bu temel prensip üzerine kuruldu. 2003’te PYD’yi Kandil’de kuran beş kişiden biri olan -aynı zamanda Abdullah Öcalan’ın da kardeşi- Osman Öcalan, bu örgütü ABD’nin siparişi üzerine kurduklarını açıklamıştı. Ne tesadüftür ki DEAŞ da aynı tarihte kuruldu. ABD’nin şöyle tanıyoruz, böyle terör örgütü olarak görmüyoruz dediği PYD, inkara yer bırakmayacak şekilde Pentagon’un gayrimeşru çocuğudur. Suriye iç savaşı sırasında, hazırladıkları bu örgütü meşru siyasi bir aktöre dönüştürmek için harekete geçtiler.

Anlaşılacağı üzere bütün bu DAEŞ hikayeleri, kafa kesen bu barbar örgüte karşı “kahraman YPG” güzellemelerinin arkasında Ortadoğu’yu yeniden dizayn etme hesapları/planları yatıyordu. Suriye ve Irak’ı kanlı bir kargaşanın içine atan, bu iki ülkenin demografik yapısını değiştiren, güney sınırlarımızda garnizon devlet kurmaya çalışan ve bir terör örgütünden “meşru” siyasi bir hareket çıkarmaya çalışan ABD menşeili çok kapsamlı bir performans izliyoruz yıllardır. Ne yazık ki kanlı ve canlı bir performans bu! Arkasında da ABD Savunma Bakanlığı’nın olduğundan artık kimsenin şüphe etmediği bir merkez bulunmakta.

Bu yüzden Suriye Özel Temsilcisi James Jeffrey’nin “PYD’yi terör örgütü olarak görmüyoruz” açıklamasının Ankara için hiçbir hükmü yok. Hani kazdıkları tuzağa Türkiye’yi düşürebilselerdi, bu sözlerin bir anlamı olabilirdi. Gelinen noktada Türkiye tanımadıktan sonra ne ABD’nin, ne Avrupa’nın tanımasıyla PYD/YPG meşruiyet kazanabilir. ABD politikasının tıkandığı yer tam da burası. Oysa bütün oyunu planlamış, hayata geçirmiş, hayli de yol almışlardı; Tayyip Erdoğan, yılların maliyetine, yatırımını elinin tersiyle ittiği gibi yerle bir etti. Bırakın PYD’yi tanımayı içerideki terör örgütünü bitirdiği gibi Kandil’e, Sincar’a ve Fırat’ın doğusuna kadar dayandı. Batı’daki ve içerideki Tayyip Erdoğan düşmanlığının asıl sebebi budur işte; Türkiye’nin bölünmesine geçit vermediği için Tayyip Erdoğan nefretini körüklediler, körüklüyorlar.

Ama artık bölgede adı Türkiye olan bir oyuncu da var. Cumhurbaşkanlığı sistemiyle birlikte Ankara, bölgede Batı’ya karşı hiç olmadığı kadar güç kazanmıştır. ABD’ye rağmen Irak ve Suriye’de teröre karşı harekete geçebilen, bu coğrafyayı terör örgütüne dar eden ve Pentagon’un planlarını bozabilecek güçte bir Ankara var şu an. ABD’nin PYD/YPG’yi tanıması ya da terör örgütü olarak görmemesi falan bu örgütü meşrulaştırmaya yetmez; Ankara’nın tanımadığı, terör örgütü olarak gördüğü bir yapıyı ne ABD, ne Avrupa kurtarabilir.

Türkiye’nin bu konudaki kararlılığını anlamak için Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın önceki konuyla ilgili yaptığı şu sözlere kulak vermek yeterli: “Terör örgütünün Suriye’deki üyeleriyle kol kola devriye gezerken, Irak’taki elebaşlarını hedef gösterenler bizi kandıracağını sanıyor. Ama hüsrana uğrayacaklar. Yakında Kandil ve Sincar’ı başlarına yıkacağız.”

yazının kaynağı

YORUM YAPIN

Yorumlarınız editörlerimiz tarafından okunup onaylandıktan sonra yayına alınacaktır.

YAZARIN DİĞER MAKALELERİ Tümü
BU KATEGORİDEKİ DİĞER MAKALELER