“İnsanları kandırmak, kandırılmış olduklarına ikna etmekten daha kolaydır.”

Romancı ve mizah yazarı Mark Twain’in bir lafı bu.

Son yıllarda yaşananların özeti bu sözde saklı.

CHP’liler, FETÖ’cüler, İP’liler ve PKK’lılar, başta kendilerine inananlar olmak üzere sürekli yalan söylüyorlar.

Bizlere de onların “bu yalanlarının yalan olduğunu” ispat etmek için çabalamak ve kandırılan insanları ikna etmek düşüyor.

Ahlaksızlığı yaşam prensibi hâline getirenler açısından bu iş çok kolay. Çünkü yıllardan beri serseme çevirdikleri, söylenen her söze inanmaya meyilli bir kitleleri var.

Kısaca işimiz hakikaten zor. Bunu tersine çevirmenin tek bir yolu var. O da bu morfinlenmiş kitlelerin bir travmayla sarsılmaları.

Yalan üzerine yeni varyasyonları da deniyorlar. Var olanı yokmuş gibi gösterip yalanlarla vaatte bulunmak.

Dün böyle bir örnekle karşılaştık.

CHP’nin Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu Kürtler için zaten var olan ana dil eğitimi için yasal düzenleme istedi. Evet, bu ülkede 8 yıldan beri Kürtçe ana dil eğitimi var seçmeli ders olarak. İlaveten Çerkesçe, Abazaca ve Lazca ana dil eğitimi de yapılabiliyor. Devlet bunu bir yasal düzenlemeyle yaptı zaten.

MAHKEME kararıyla avukatları son bir ayda PKK terör örgütü elebaşı Abdullah Öcalan ile iki kez görüşmeye gidince HDP oyları tehlikeye giriyor diye düşündü besbelli. HDP’ye oy veren Kürt seçmene şirin gözükmek isterken de 8 yıldan beri var olan bir hakkı vadetti.

Zaten son zamanlarda epey canları sıkılıyor. Tunceli Belediye Başkanı TKP’li Mehmet Fatih Maçoğlu tutup belediyenin adını DERSİM BELEDİYESİ diye değiştirmeye kalkışınca ana dil isteyen(!) Kemal Bey'in dili içine kaçtı. Ne desin şimdi? TKP de Ekrem İmamoğlu’na destek vermekte. Üstelik kendisi Dersimli. Sustu. İki çift laf edemedi.

Şimdi asıl hedef 31 Mart’ta Ekrem İmamoğlu’na oy veren HDP’li Kürt seçmenin yine oyunu alabilmek. Bu bozulmasın istiyorlar.

Çünkü Kemal Bey Kürtlerin ALDATILMA TARİHİNDEN haberdar.

Bu coğrafyanın tarihi ne yazık ki aynı zamanda bölgenin kadim halkı Kürtlerin aldatılma tarihi. Her defasında Türkiye, İran, Suriye ve Irak ile hesabı olan her büyük emperyal devlet çok rahatlıkla Kürtleri kullandı tarihi boyunca.

Kürtler bu coğrafyada çeşitli devletler arasında dağılmış olarak 30-40 milyon arasında bir nüfusa sahipler. Bir devletlerinin olmasını istiyorlar.

Kuzey Irak’ta ABD’nin desteğiyle kurulan Irak Kürdistanı Bölgesel Yönetimi de Barzani önderliğinde yine aynı hayale kapılıp bağımsızlık referandumuna gitti ama en başta ABD’nin desteğini alamadı. Kimse tanımadı bu “bağımsız” devleti. Zira zengin petrol yatakları üzerine kurulmuş bağımsız bir devlet sorun demekti.

Havuç-sopa taktiği yine devreye girmişti.

 

KÜRTLERİN ALDATILMA TARİHİ

 

Evet, Kürtler yine aldatılmışlardı ve bu ilk değildi. Kemal Öztürk Yeni Şafak’taki 12 Ocak 2016 tarihli yazısında Kürtlerin aldatılma tarihini toparlamış. Ben de oradan özet alarak paylaşayım. Detay isteyenler linkten okusunlar.(*)

1-Rus Çarının kışkırtmasıyla ilk Kürt isyanı. 1806'da Abdurrahman Paşa ayaklanması ile başladı. İsyan çok kanlı ve sert biçimde bastırıldı.

2-Irak’ta 1920’de Süleymaniye şehrinde bağımsızlık ilan edildi. İngilizler, kendi mandası olan Irak'taki bu bağımsızlık ilanını, Süleymaniye'yi bombalayarak kanlı biçimde bastırdı.

3-İngiltere ve Rusya, İran üzerindeki oyunları için Kürtleri kışkırttı. Kürtler Mahabat Cumhuriyeti’ni ilan etti. Sonra İran’la anlaştılar. İran kanlı biçimde Cumhuriyet’i bitirdi.

4-1960'larda ABD’nin desteğini alan Mustafa Barzani İran ve Irak arasındaki anlaşmazlıktan istifade edip devlet kurmaya kalkıştı. Ama İran ve Irak anlaşınca dımdızlak ortada kaldı. Saddam katliam yaptı. Barzani teslim oldu, silahları Saddam’a verdi.

5-1924-1940 yılları arasında İngilizlerin kışkırtmasıyla Dersim isyanı dâhil 25 Kürt isyanı yaşandı. CHP Devleti, sert biçimde bu isyanları bastırdı. Halkı gazlarla zehirleyerek ve havadan bombalayarak katletti.

Özetin özeti bu.

 

İNKÂR EDİLEN KİMLİKTEN AÇIK KİMLİĞE

 

Kürtler, kimlik ve kültür olarak 2000’li yılların başlarına dek inkâr edildi. AK Parti hükûmetiyle başlayan demokratikleşme ile Kürtçe ana dil eğitimi, köylerin Kürtçe eski isimlerinin değişimi, TRT Kürdî yayınının başlaması gibi devrim niteliğindeki düzenlemeler yapıldı.

Bu arada PKK’nın silah bırakması karşılığında çözüm süreci için görüşmeler yapıldı. Çözüm süreci PKK terör örgütü elebaşı Abdullah Öcalan ve Kandil tarafından dinamitlendi. Hendek savaşlarını başlattılar. Kürt halkı bu kez uzatılan yemi almadı, PKK’lı teröristleri devletle baş başa bıraktı.

yazının devamı