DÜNYA

Fuat Uğur : BAE ile ilişkileri yeniden başlatan sebep

Tarih
27 Kasım 2021
İzlenme
1712 Kişi

Birleşik Arap Emirlikleri (BAE) Veliaht Prensi Şeyh Muhammed bin Zayed el-Nahyan’ın gelişi ve ülkesinin kısa vadede Türkiye’ye 10 milyar dolarlık yatırım yapacağını açıklaması, orta vadede bu yatırımların 100 milyar dolara çıkacağının belirtilmesi muhalefete dert oldu.

FETÖ’cülerin motive ettiği CHP, İyi Parti ve fondaş medya trolleri “Hani BAE 15 Temmuz’un finansörü değil miydi, ne oldu da Nahyan’la görüşüyor Erdoğan” deyip durdular.

Bu konu, Meral Akşener’in oy için elinde yüzlerce şehidimizin kanı bulunan teröristle kahvaltı yapmayı “Ne yapalım bizim kültürümüzde kapımıza geleni geri çevirmek olmaz” diye rasyonalize ettiği gibi açıklanacak değil şüphesiz. Çünkü uluslararası ilişkiler ve diplomasi bambaşka bir alan. Eğer bu türden kimseleri dinleyecek olsalar savaşan ulusların liderleri barış için görüşmez, Türkiye, 15 Temmuz’un yalnızca finansörü değil, aynı zamanda organizatörü de olan ABD ile diplomatik ilişkileri tamamen keserdi. Hele İsrail için söylenecek söz bulamıyorum ama geçtiğimiz hafta Cumhurbaşkanı  Erdoğan, İsrail Cumhurbaşkanı Yitzhak Herzog ile görüştü. Neden acaba? Telefonuna çıkmasa mıydı?

Abu Dabi-Ankara arasında ikinci üst düzey temas: Erdoğan, BAE Abu Dabi Veliaht Prensi Muhammed bin Zayed el Nahyan ile telefonda görüştü - MedyascopeBunlar vakit kaybı. Geçelim ve ASIL MESELEYE gelelim...

Sahi, Türkiye ile BAE arasındaki ilişkiler nasıl oldu da düzeldi? Bu konuda ilk adım kimden geldi? İki ülkeyi bir araya getiren ortak payda neydi?

Bu soruların cevaplarını vermek üzere epey yazı yazılmış, söz söylenmiş olsa da asıl sebep ıskalandı.

Artık farkında olunması gereken bir gerçek var.

Gelecek on yıl içinde dünyada petro-dolar egemenliği bitecek.

ABD’nin artık fosil yakıta ihtiyacı yok. ABD’nin Venezuela ile anlaşması ve üretimine uyguladığı ambargoyu kaldırmasının bile petrolün tepetaklak gitmesine sebep olacağını bilmeyen yok. Kaldı ki ABD dünyanın en büyük petrol üreticisi. Dahası LNG’si, kaya gazı da var.

Petro-Dolar | Mahrecler.comGeleceğin dünyası ise bambaşka biçimde şekillenmekte üstelik. Yenilenebilir enerji, yani güneş, rüzgâr ve jeotermal kaynakları elektrik üretiminin vazgeçilmezi olarak iklim anlaşmalarının gözdesi. 2030 yılında gelişmiş ülkelerde kullanılan otomobillerin üçte birinin elektrikli olması planlanmakta. Teknoloji bazlı yatırımlar dünyanın yeni egemenleri olacak.

Kısacası ABD artık petrol üreten ülkelere eskisi kadar ihtiyaç duymayacak. BAE ile ABD arasındaki ilişkilerin bozulmaya başlamasının, BAE’nin Çin istihbaratına ülkesinde alan tahsis ettiği iddialarının Amerikan basınında yer almasının altında yatan çıbanbaşı işte bu faydalı ömrü tükenmekte olan fosil yakıt.

Suudi Arabistan ile BAE fosil yakıt egemenliğinin çok yakında biteceğini biliyorlar ve sonrası için ekonomik güçlerini korumak istiyorlar. Onların Amerika’da ve gelişmiş ülkelerde teknolojiye ve yükselen ekonomik alanlara yatırımlarını biliyoruz. Ama bu alanlara ve pazarlara ulaşım için Türkiye stratejik iş birliği yapılacak en elverişli ülke olarak öne çıkıyor. Jeopolitik olarak, yükselen ve dinamik bir ekonomi olarak çok önemli bir yatırım sahası. Genç, aktif, teknolojiye ve yeniliklere açık kalabalık nüfusu, elektrikli araçların üretimi, savunma sanayiindeki muazzam yatırımlar, turizm, yenilenebilir enerjide dünyanın ilk 5 ülkesi arasına girmesi, organize sanayi bölgelerinde art arda hayata geçen ithal ikameci yatırımlar petro-dolar sistemiyle şimdilik ayakta kalan ülkelerin iştahlarını kabartıyor.

Türkiye onlara cazip yatırım fırsatları sunmakta.

Ekonomist Arda Tunca: Petro-dolar sistemi ülkeleri krize sokuyor | AydınlıkKısaca Türkiye’nin yeni ekonomi alanında oluşturacağı eko sistem yalnızca BAE değil diğer devletlerin de ülkemize yönelmelerinin itici gücü. ABD merkezli ekonominin petro-dolar ayağı olarak sonsuza kadar devam edemeyeceklerini anlayan ve ABD dışında çıkış aramaya başlayan BAE ile Suudi Arabistan, elindeki kaynakları yakın gelecekte şimdiki fiyat seviyelerinden bir daha hiç değerlendiremeyeceğini biliyor.

Bu yüzden acele ediyorlar.

Hatırlayın. Suudi Arabistan'ın petrol ve doğalgaz şirketi Saudi Aramco halka açılacağı zaman Trump’ın baskısıyla işlem iptal oldu. Düşünün iki trilyon doları bulan büyüklüğüyle Aramco’nun çok küçük bir bölümünün bile halka açılması Suud ekonomisini de açık hâle getirecek ve riyalin, bir müddet sonra, dolara sabitlenmiş bir para olması da tartışmaya açılacaktı. Suudi Arabistan, petroldeki değer kaybına bağlı olarak, yüz milyar dolara yakın rezervi eritti. Şimdi Aramco’nun yüzde 5’lik halka arzı bile bu kaybı fazlasıyla karşılayacaktı.

yazının devamı

YORUM YAPIN

Yorumlarınız editörlerimiz tarafından okunup onaylandıktan sonra yayına alınacaktır.

YAZARIN DİĞER MAKALELERİ Tümü
BU KATEGORİDEKİ DİĞER MAKALELER