GÜNCEL

Ersoy Dede : Yine Anneler Günü Geldi

Tarih
10 Mayıs 2015
İzlenme
1324 Kişi

10 Mayıs 2015

Bugün anneler günü.. Ve ben her anneler günü bu duyguyu yaşayacağım.. Geçmiş yazılarıma bakarsanız göreceksiniz, rahmetli annem hayattayken yazdığım yazılarda da aynı vurguyu yapıyordum hep.. Adaletsiz dünya.. 

Ya ilkokul ya ortaokul.. Daha anneler günü meselesini tam bilmediğim çağlar.. Biri demiş artık kim demişse, para biriktirilip anneye hediye alınacak.. Ya hu benim biriktirecek param mı var Allah aşkına.. Zonguldak’ta çarşı içinde, iki semt arasına geçişte derenin üzerine kurulmuş bir demir köprü vardı benim çocukluğumda.. Üzerinde de işportacılar.. Ne alırsan bir lira hesabı.. El şeklinde mi, ayak şeklinde mi ne, bir tahta anahtarlık aldım.. İşportacıda hediye kağıdı ne arasın.. Eve geldim eski defter kaplarından birinden güzel bir ambalaj yaptım anahtarlığıma.. Bakmayın böyle ambalajlarla falan uğraştığıma.. Bugünkü maddi değeri 1 TL değil yani.. Öyle anlayın.. Amasra işi bir tahta anahtarlık..

Muazzam bir hediye paketi yaptım onu.. Üç gün boyunca da dikkatle sakladım.. İlk geceyi yastığımın altında geçirdi.. Ertesi sabah okula giderken çarşafımı değiştirir de görür diye yanıma aldım.. Akşam eve geldiğimde daha kalıcı bir saklama yeri keşfettim.. Paltomun cebi..  Birkaç ay daha ellenmeyecek yerlerden biriydi.. Pazar sabahına kadar orada kaldı bizim ufak anahtarlık.. Cumartesi gecesi neredeyse hiç uyumadım.. Sabah erkenden daha gün ağarmadan kendimi dışarı attım.. Bahçeden birkaç dal çiçek kopardım. Eve döndüm.. Çizgili büyük boy bir defter sayfasına sardım çiçekleri..  Daha kimse uyanmamıştı.. 

Normalde pazarları babam hepimiz uyurken kalkar, bütün bir hafta boyunca ayakkabılıkta biriktirdiğimiz okunmuş gazeteleri üst üste yığar ve simitçinin yolunu tutardı.. Simitçi, o eski gazeteler karşılığında duruma göre 7 yahut 8 simit verirdi babama.. Bazı hafta sonları simitçiye gidilmez ve gazeteler birikmeye devam ederdi.. Öyle günlerde ise geceden hazırlanmış iç (pide malzemesi) kasesini alıp pideciye giderdi babam.. Geri dönesiye kahvaltıyı hazırlar beklerdik. Sıcacık pidelerin üzerine Sana yağını sürüp sürüp götürürdük.. 

Velhasıl ne simit ne pide.. Ne kadar erkense artık vakit, babam bile kalkmamış daha.. Evdeki gürültümden annem uyandı ama.. Endişeyle geldi salona.. ben de artık hazır gelmişken verdim hediyesini.. Çiçeklerini.. Heyecanla o amatörce yapılmış ambalajı açtı.. O basit, sıradan, değersiz tahta anahtarlığa baktı ve başladı ağlamaya.. Rahmetli anneciğim benim.. Hediyesine baktı, baktı, baktı ve dedi ki; “Alma bana hediye evlâdım.. İlle de hediyeleşmek istersen, ya bir gün önce al ya bir gün sonra..”.. Evet ama niye?.. “Her anneler gününde evlâdı şehid olmuş anneler gelir aklıma.. Bu üç dal papatyayı bile alamaz oğlundan. Ya da annesiz büyüyen çocuklar.. Her anneler günü eziyettir onlar için”… Bu sözü neden ezbere biliyorum biliyor musunuz?.. Çünkü ben her anneler gününde anneme hediye aldım.. Her seferinde mealen aynı sözü işittim.. Hep ‘alma a evladım’ dedi.. Hep de aldığım hediyeyi göğsüne bastı eline aldı kokladı.. 

Siz bakmayın bana.. Ben her anneler gününde böyle biraz melankolik olacağım artık.. Gidin annelerinizle güzel bir pazar geçirin siz.. Kalın sağlıcakla.. 

YeniAkit

YORUM YAPIN

Yorumlarınız editörlerimiz tarafından okunup onaylandıktan sonra yayına alınacaktır.

YAZARIN DİĞER MAKALELERİ Tümü
BU KATEGORİDEKİ DİĞER MAKALELER