SİYASET

Ersoy Dede : Uzun Değil Yalnız Adam

Tarih
08 Eylül 2015
İzlenme
4335 Kişi

8 Eylül 2015

Daha Dağlıca’daki durumun ne olduğu bile belli değilken.. İşin ciddiyeti üzerine yüzler asılmışken.. Başbakanlık’ta güvenlik zirvesinin toplanmasından, Genelkurmay’dan açıklama beklenmesinden, Cumhurbaşkanı’nın sözlerindeki terörle mücadelede kararlılık vurgusundan, manzarayı az çok kestirebiliyorduk.. Büyük bir facia ile karşı karşıyaydık. Sayı, rakam, oluş şekli vesaire gibi konular ana konu değil.. Tali..
Ana konu şu:  durum ciddi..  

Doğan Grubu, tam da kendine yakışanı yaptı ve bütün bu acıyı bir kenara bırakarak Cumhurbaşkanı’nı hedefe koyan o manüplasyonu internet sitesine ve eş zamanlı olarak sosyal medyaya taşıdı.. Meğer Erdoğan demiş ki, 400 vekil verilseymiş, terör olmazmış.. Hemen tabi ittifakı da gördünüz eminim.. Paralel örgütün medyası, PKK terör örgütünün medyası, Alman istihbaratının Türkiye’deki uzantılarının twitter hesapları, İsrail ajanları hepsi buldumcuk gibi atladılar üstüne... Yoruma açık bıraktığı bu haberi neden yaptı peki?.. Koskoca programda, daha sonra sileceğini bile bile böyle bir ifadenin yayılmasını sağlayacak yayını neden yaptı?.. Gelin bunu anlamak için, bu sözün kimler tarafından ne anlamda genişletileceğine bakalım birlikte..

Bir kaç kez yazdım yine yazacağım.. Uludere’de 34 yurttaşımızın öldüğü o trajediden başlamak üzere, Suriye konulu kozmik toplantının dinleme kayıtları, Oslo Görüşmeleri’nin tapeleri, Mit Tırları gibi pek çok hadiseyi alt alta koyun.. Hürriyet’in ‘400 vekil’ yalanından bağımsız değerlendiremezsiniz.. Bu hadiselerin tümünü birlikte ele almak zorundasınız.. Çünkü hepsinden murad edilen sonuç aynı.. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ı ve dolayısıyla da Bağımsız Türkiye Cumhuriyeti’ni, uluslararası ceza mahkemelerinde, insanlığa karşı işlenmiş suçla yargılatmak.. Hürriyet’in o ‘400 vekil’ manüplasyonu ile söylenmek istenen şu: Devlet, bizzat Devlet Başkanı’nın onayıyla, kendi askerini, taşeron terör örgütleri eliyle öldürtüyor... Diyeceksiniz ki, ‘kimse bu kadar alçalamaz!’.. Ben de size cevaben derim ki, siz daha birşey görmediniz’... 

Sevgili dostlar.. Paralel yapının Türkiye’de terör yapan PKK ile açık-örtülü işbirliğini, Şanlıurfa Emniyet Müdüründen tutun da, Cumhurbaşkanı’na kadar pek çok kişi söyledi.. Sahiden bunu yapamayacaklarını zannediyorsanız, Brüksel’deki gizli buluşmalara, Almanya’daki toplantılara bakmanızı tavsiye ederim. Bu akıl yerli bir akıl değil.. PKK’nın terör saldırıları, Doğan Grubu’nun bu saldırılar üzerinden yaptığı yayınlar falan bu toprakların işi değil.. Şerh düşmek adına söylüyorum.. Hürriyet Gazetesi’ni, yaptığı bu alçaklık nedeniyle eleştirmek, kınamak hatta kapısının önüne gidip bağıra çağıra protesto etmek tamamen haktır.. Hatta zorunluluktur.. Ama camın çerçevenin indirilmesi haklı bir protestoya gölge düşürmüştür. Bunu da ifade etmeliyim.. Biz onlar gibi terör sevici değiliz.. Onlar Faşist Gezi Kalkışmasında, şehir eşkıyalarınca yakılmış NTV Canlı yayın arabasının önünde zafer fotoğrafı çektirirken, bunun ‘basın hürriyeti’ kapsamında neye karşılık geleceğini düşünmezler.. Ama biz yapmamalıyız.. 

BU KEZ YALNIZ KALMASIN!

Faşist Gezi Kalkışması’nın arkasındaki itici gücün Türkiye’ye dayattığı talepleri hatırlayın. Hani Bülent Arınç’ın, Başbakan adına kabul ettiği o gruptan, savaş kaybetmiş gibi teslim aldığı bildiri vardı ya.. Hatırlayın.. 11.Cumhurbaşkanı Abdullah Gül’ün ‘mesaj alındı’ dediği o günler.. O bildirinin hedeflediği projeleri hatırlıyor musunuz? Haçlı İttifakı’nın çıkarlarına zarar veren, kanal, havaalanı ve üçüncü köprü gibi işlerin durdurulması emredildi Bağımsız Türkiye Cumhuriyeti Devleti’ne Gezi’de.. Bu emir elbette güçlü Devlet Başkanı Recep Tayyip Erdoğan tarafından püskürtüldü.. Sonra?. 17-25 Aralık darbe girişiminin ikinci ayağı olan işadamları operasyonundaki isimleri hatırlayın.. Gezi’de durdurulması emredilen projelerin müteahhitleri.. 25 Aralık’ta da alamadı bu devletler Türkiye’den istediklerini.. Fakat bir şeyin altını önemli çizmemiz lazım.. Tayyip Erdoğan, bu alçaklar sürüsüne karşı tek başına savaştı.. Gezi’de de, 17-25 Aralık’ta da, diğer başka dış servis operasyonlarında da en güvendiği adamlar ortalıkta yoktu..  Ak Parti iktidarıyla siyasette bir yerlere gelmiş adamlar yoktu.. Ak Parti iktidarıyla zenginleşmiş işadamları yoktu.. Say sağdan sola, soldan sağa.. Erdoğan’ın “vermeyeceğim o adamları” diyerek Haçlı İttifakı’na karşı direndiği işadamları, bakanlar, milletvekilleri, bürokratlar, en kritik zamanlarda Erdoğan’ı tek başına bıraktı.. Şimdi de öyle mi olacak, göreceğiz.. Kalın sağlıcakla.

YeniAkit


YORUM YAPIN

Yorumlarınız editörlerimiz tarafından okunup onaylandıktan sonra yayına alınacaktır.

YAZARIN DİĞER MAKALELERİ Tümü
BU KATEGORİDEKİ DİĞER MAKALELER