6 Temmuz 2015

Aydın Doğan’ın garsonu dünkü yazısında ‘gerzek’ ifadesini kullandığı için özür dilemiş kendi okurlarından. Aslında böyle kötü sözler söylemezmiş de, havuz medyasına maruz kalınca, kahredici havuz dili ve edebiyatı sirayet etmiş diline.. Akşam Gazetesi’nin Genel Yayın Yönetmeni dostum, usta gazeteci Murat Kelkitlioğlu’na hakaret etmek için her satıra bir küfür sıkıştıran garson, aslında böyle konuşan biri değilmiş de ‘havuz’ medyasına baka baka bu hale gelmiş.. 

•

28 Şubat günlerinde ‘Merve Kavakçı’nın Zenci Merakı’ diye başlık atan gazeteyi çıkaran Aydın Doğan’ın garsonu diyor ki: “bizim buralarda bu üslupta konuşulmaz”.. Başörtüsü protestoları için “.. Bir kadın var orada kadın olduğunu da hiç zannetmiyorum. Bu büyük ihtimalle bir f....şe  ..... Bunlar kevaşe kevaşe....” ifadelerinin konuşulduğu yayın organının sahibi Aydın Doğan’ın garsonu, olmaz bizde öyle şeyler diyor.. Milletin oylarıyla seçilmiş bir isme, adını vererek “..Allah’ın salağı..” diyeni mi ararsın,  “... bunlar analarını bile satarlar...” diyeni mi, 11. Cumhurbaşkanı’nın eşi Hanımefendi için “... eğreti gelin...” diyeni mi, millete doğrudan doğruya aptal diyeni mi, bidon kafa diyeni mi, rahmetli Başbakan Ecevit için “... altına kaçırıyor..” diyeni mi, Ahmet Kaya için ‘Ver parayı al Ahmet’i’ diyeni mi... Bilemedim ki.. Seviyenin bu halde olduğu bir gazetede “pardon ya, kusura bakmayın valla, bunlara uydum ağzımı bozdum” demene inanmamızı beklemiyorsun herhalde.. 

•

Bir konuda sana katılıyorum... ‘Beyefendi şöyle bir fikir beyan etmiş, bu çok yanlış bir yaklaşım’ türü ifadeler, biz de  kullanmayız..  Misal, bizim buralarda garsona garson derler.. 28 Şubat’ta kahramanca savaştığı adamın teknesinde içki servisi yapan adama ‘yazar’ diyecek halleri yok ya.. Bu da hakaret değil, durum tespitidir.. Fakat önemli olan burada, yanlış tespit yapmayasın..  

•

Desteklediğiniz partilerin tümü seçim kaybederken, parlattığınız adayların hepsi siyaseten silinir giderken, ‘maaşallah’ dediğiniz çocuk üç gün yaşamazken, sen sen ol gerzeği uzaklarda arama..  Elinizi attığınızı kurutuyorsunuz. Kimi devşirmeye çalışsanız, mahallesiz kalıyor. Nerede Ayşe Arman’ın röportajlarıyla sınıf atladığına inandırdığı eski Yeni Şafak yazarları falan?.. Nerede senin ‘işte Akit’te de vicdanlı adamlar varmış’ diyerek köşene taşıdığın kaybetmiş tipler?.. Nerede ‘Derin Hürriyet’ Özkök’ün selam çaktığı hükümete yakın kalemler?.. Sayenizde yok olup gittiler.. Gerzek arıyorsan Doğan Medya Grubu’na bakacaksın. Gerzek arıyorsan, size inanıp da yola çıkanlarda arayacaksın.  

•

Gelelim bahsettiğin ‘sana yakışmadı’ hadisesine.. Ben okurların gibi düşünmüyorum. Yazdığın her yazı sende ayrı bir güzel duruyor. Hiç de öyle ‘yakışmadı’ falan durumu yok.. Sadece öyle gevşek bir adamsın ki, yazındaki ağır sözün ‘gerzek’ olduğunu zannediyorsun.  Bu bile ahlak sokağından geçmediğinin en bariz göstergesi..  Kardeşim sen ya sahuru fazla kaçırıyorsun, ne yazdığını görmüyor gözlerin ya da ahlak duvarını öylesine aşmışsın ki; “.. Eee ne var ki bunda..” kafasını yaşıyorsun.. Demişsin ki: “... Şimdi al bu yazıyı, git Şems’in yanına, otur kucağına, ve okut ona...” 

•

Önce sana bir sır vereyim.. Doğan Grubu’nda işler nasıl yürüyor bilmiyorum. Ama biz patronlarımızın kucağına oturmuyoruz. Bizim patronlarımızın odalarında, oturabileceğimiz sandalyeler, koltuklar falan var.  Söyleyeyim bizim patronlara Aydın Doğan’a da yollasın bir takım.. Siz de rahat edin.. Şimdi okurlar aptal değil. Her ne kadar siz aptal yerine koymaya kalksanız da.. Senin, ‘Derin Hürriyet’ Özkök’ün, Yakup Bey’in falan, sırayla patronun cümleleriyle çıktığınızın herkes farkında.. Belli ki bu yazılar, size dikte ettiriliyor Burhaniye-Kısıklı’da..  Demeyin öyle kucak falan.. Koca koca adamlarsınız..  İkincisi de şu.. Bu dikte ettirme işleri falan buralarda olmaz. Yanlış yere bakıyorsun. Burada sizin alıştığınız türden parayla tutulmuş av köpekleri yok. Evine gelen saldırıyı gören ve ona göre pozisyon alan aile bireyleri var.. Bunu çok çok iyi biliyorsun.. Söyletme beni.. Aradın Ethem Sancak’ı..  Sonuç alabildin mi?..  

•

Son olarak bir şey daha.. Bu millet ahlak yoksunu gazetenin Hürriyet olduğunun farkında.. Hiç başka yerlere döndürmeye çalışma meseleyi.. Biz de o ahlaksızlığı, senin Kanal 7’de, o dev ekranın önünde Aydın Doğan’a sövdüğün yayınlardan öğrendik.. Ülker’siz çay saatinin Ahmet Hakan’sız Haber Saati’nin düşünülmediği yıllarda ahlaksız olan Hürriyet mi değişti?.. Yoksa bizim ahlak değerlerimiz mi?.. Kalın sağlıcakla.

YeniAkit