DÜNYA

Ergün Diler : Renklerin savaşı

Tarih
18 Mayıs 2015
İzlenme
3850 Kişi
18 Mayıs 2015

Gazeteler
ve televizyonlar aslında birinci güçtür! Bence dünyada hiçbir şey MEDYA'nın yerini tutamaz! Büyük gerçeklerin saklanması da, yanlışların BÜYÜK GERÇEK olarak sunulması da gazete ve televizyonlarla oluyor!
Bu nedenledir ki dünya medyasının sahibi belli ailelerdir! Başkasının bu lige girmesi ve söz sahibi olması mümkün değildir! Paranız var, girdiniz! Harika bir ekip ve tesis kurdunuz! Gidemezsiniz! REKLAM şarttır! İşte burada sıradan insanların bilmediği ve görmediği asıl engel çıkar! VERMEZLER ! Seni yaşatmazlar! Bunun içindir ki bu GRUBA dahil olmak ve orada BAĞIMSIZ olarak kalmak neredeyse imkansızdır! MEDYA ALGI'yı oluşturur ve yönetir! Milyonlarca örnek sayabilirim! Özellikle Türkiye bunun laboratuvarıdır! Neler yapıldı, neler!
Dağıtım şirketleri, yayınevleri, film stüdyoları gibi unsurları da ekleyince gerçekle buluşma şansımız "sıfır"a iner!
Aşağıdaki haritaya bakın! Hangi ülkenin nereleri yönettiğinin, haraca bağladığının, kontrol altında tuttuğunun güzel bir örneğidir! Bizler bilmeyiz!
Bilmediğimiz için de sık sık hata yaparız!
Dikkatlice inceleyin! İngilizler'i, Fransızlar'ı, Amerikalılar'ı, İspanyolar'ı, Portekizliler'i, İtalyanlar'ı ve Hollandalılar'ı görün!
Her şeye sahip gibi görünseler de aslında Amerikalılar'ın iddia edildiği gibi dünyayı yönetmediğine, yönetemediğine bir bakın! Özelikle bizim bölgemize bakın! İslam topraklarına, gaza ve petrole bakın! Bunların AVRUPA'ya geçebilmesi için önemli noktaların kimin kontrolünde olduğuna bakın! RENKLER ortada!
AVUSTRALYA'dan itibaren bir ÜÇGEN kurun! İngilizler'in su yollarına, geçişlere ve kanallara hakimiyetini görün! MISIR'a bakın! Renk ortada!
Sonra da Mursi'nin idam kararını değerlendirin! Ümit Burnu'na kadar inin! Kıyı boyunca KIRMIZI göreceksiniz! KIRMIZI demişken, büyük bir ortak noktayı görmezden gelmeyelim! Nerede olay, nerede gözyaşı, nerede acı, nerede darbe, nerede cunta, nerede kontrol varsa orada KIRMIZI var!
İyi bakın!
Sonra da hep birlikte "Neden İslam dünyasında karışıklık hiç bitmiyor?" sorusuna birlikte cevap arayalım! OSMANLI'yı yıkan güçlerin toprakları nasıl paylaştıklarına bir bakın! Kimler olduğu RENKLERİYLE orda! Kırmızı, Mavi ve Kahverengi!
Haritada gösterilmeyen, ÖRTÜLÜ olarak kontrol edilen ülkeler de YOK değil! Amerika buralara gelemese de, gelip kalamasa da DOLAR ile kontrolü bir ölçüde sağladı! Ama nüfuz edemedi!
Çünkü dünyada SOL, İngilizler tarafından yönlendirilirdi! Bizde de böyleydi! Ve SOL sadece ABD karşıtlığı için çırpınırdı! Buna kimsenin itirazı yoktu! Ama neden İngiliz ve Fransız karşıtlığı hiç yoktu! Oysa Osmanlı'yı yıkanlar bunlardı! Garip değil mi? Bir düşünün bakalım! Belçika, Birleşik Krallık, Fransa, Hollanda ve Lüksemburg, 17 Mart 1948'de imzaladıkları BRÜKSEL ANLAŞMASI ile NATO'nun temellerini attı! Sovyetler ÖCÜ gibi gösterilerek ABD de işin içine alındı! Tarih 4 Nisan 1949... Daha sonra üye sayıları arttı! Konumuz bu değil... Daha önce yazmıştım! Lord Ismay! Yani NATO'nun ilk Genel Sekreteri! Daha 1949'da ne söylemişti? Örgütün amacını "Ruslar'ı dışarıda, Amerikalılar'ı içeride ve Almanlar'ı aşağıda tutmak" olarak açıklamıştı! Yani KIRMIZI ve MAVİ renk oyunu kurmuş, ABD'yi de gerektiğinde kullanacakları ortak yapmak istemişti! Aslında KAVGA şimdi Amerika ile bu iki renk arasında! Kavganın alanı da Avustralya ve Kanada'yı kenarda tuttuğunuzda ortadaki KIRMIZI ve MAVİ alandı! Yer altı zenginlikleri ve geçiş yolları için! Amerika DOLAR ile çok uzun süre gidemeyeceğini gördü!
Gelmeye çalışıyor ama olmuyor!
Baskı arttıkça kavga büyüyor ve yayılıyordu! Ferguson'dan Baltimore'a, Yemen'den Suriye'ye kadar! Amaç haritadaki renkleri değiştirmek! Ama kapının açılması için MAYMUNCUK şart! O da bizde!
Ama birileri RENK KÖRÜ olduğu için bunu görmüyor!
Dostlarımdan biri sordu: "Bahreyn Kralı nasıl oluyor da Obama'nın davetine 'Hastayım!' diyerek gitmeyip Kraliçe Elizabeth'in yanına koşuyor?"
Böyle çok ülke vardı! Biz bilmezdik!
Bahreyn Kralı Hamad Bin İsa El Halife, Manama'da ortaokulu bitirdikten sonra eğitim için İngiltere'ye gönderildi! Cambridge Leys Okulu'na gitmeden önce Godalming'de Surrey Applegarth Koleji'ne katıldı... Daha sonra Hampshire'da Aldershot Cadet Okulu'nda İngiliz Ordusu'nun temel eğitimini aldı! Ayrıca Kraliyet ailesinin çok yakınıydı! Galler Prensi William ile Kate'in düğününde baş köşedeydi!
Ayrıca daha da önemlisi vardı! 2005'teki Prens Charles ve Camilla Parker'ın düğününe katılan TEK DEVLET BAŞKANIYDI!
Anlatabildim mi?
Şimdi de içeri girelim biraz!
Renault fabrikasında hak arayışına giren işçiler iş bıraktı! 5 bin işçi direnişe geçerken eylem şehre yayıldı!
Renault'taki işçilere TOFAŞ işçileri de destek verdi! İşçiler arasında muazzam bir dayanışma ortaya çıktı! Çalışanlar daha iyi şartlar için direnişe geçerken Renault, bayilerine FETHİYE'de lüks bir otelde iki günlük KUTLAMA veriyordu!
Detaylara girmek istemiyorum!
Türkiye'nin otomotiv merkezi olan BURSA'da hayat durduğu halde düne kadar MERKEZ MEDYANIN AMİRAL GEMİSİ olarak kendilerini takdim edenler ortada yoktu! Binlerce işçi omuz omuza yürürken bu haber bizim GEMİ'de nedense yoktu!
PARDON! Vardı vardı ama bulabilmek ve okuyabilmek için MİKROSKOP gerekiyordu!
Bağımsız basın ha! Yandaş basın ha!
Gerçekten birileri birilerinin yandaşı!
Ama tanımı gerçekçi yapmak şart! Asıl YANDAŞLAR gözden kaçıyor gibi! Ne dersiniz? Ekmelettin Bey...
Bir gazeteye konuşmuş! Biraz da içini dökmüş! HDP'den girip kendisine gelen tekliflerden çıkmış! Yolu açık olsun! Söyleşinin bir yerinde kendisine kurulan tuzaklardan, iftiralardan söz etmiş! "YIPRATMADA ÖLÇÜ TANIMADILAR!" diye eklemiş! Her şeyi söyleyebilirdi! Gerçekten çok ölçülü ve zarif bir insandı! Kimin ne dediğini bilmiyorum ama benim o dönem ortaya attığım "ÜNLÜ BİR MEŞRUBAT MARKASI EKMEL BEY'i DESTEKLİYOR!" iddiasıydı! Belli ki Ekmelettin Bey buna da kırılmış! Beni de iftira atanların arasına koymuş!
Buna da saygım var! Ancak o gün de yazdığım gibi bunu bana söyleyen BEYAZ SARAY'da çok etkili olan bir dostumdu! Ekmelettin Bey ile karşılaştığımda bu ismi kendisiyle paylaşacağım! İnanın o da gazeteci olsa bunu kaleme alırdı!
Cumhurbaşkanlığı yarışında kendisine zarar vermek adına bunları yazmadım, yazmam da! Ama kendisi bir siyasi figür olarak ortadaydı! Ve böyle bir bilgi sadece bende kalsa ağır gelirdi!
Ekmelettin Bey'in bunu anlayacağını düşünüyorum! Amacım asla ve kat'a kendisini kırmak değildi!
Yoksa İstanbul'da yaşayan bir gazeteci New York'ta olan biteni nasıl en ince ayrıntısına kadar bilebilirdi!
Ekmelettin Bey'in beni anlayacağını biliyorum!
Umuyorum!

Takvim


YORUM YAPIN

Yorumlarınız editörlerimiz tarafından okunup onaylandıktan sonra yayına alınacaktır.

YAZARIN DİĞER MAKALELERİ Tümü
BU KATEGORİDEKİ DİĞER MAKALELER