7 Ağustos 2014...Bizler ANLIK yaşadığımız için derinlemesine düşünme ve araştırma fırsatını pek bulamayız! Modern hayatın en büyük kötülüklerinden biri de budur!
Anlamak ve öğrenmek için ayıracağımız pekçok vakit heba olup gitmekte!
Anlamada ve ilişkilendirmede başarılı olamazsak hem ülkemizi hem de bölgeyi okuyamayız!
Asıl aktörleri bilemezsek de ne ülkemizi koruyabilir, ne de kurulan kumpasları bozabiliriz!
Güçlü olmak için BİLMEK şart!
Türkiye kimlerle mücadele ediyor?
Nasıl zafer kazanacağız?
Karşımızdakileri nasıl alt edeceğiz?
İçerideki yerli görünümlü yabancılar kime hizmet ediyor? Neden Türkiye'nin zıplamasına izin verilmiyor? Erdoğan niçin bunların hedefi? Nasıl oluyor da birbirine benzemeyenler ittifak kurabiliyor? Kimden alınan emirlerle Türkiye içeriye kapanan kısır ülke olarak elde tutulmak isteniyor?
SORU ÇOK! İsterseniz İsrail'e uzanalım!
Gazze'deki katliama bakarak fotoğrafı daha net görmeye çalışalım!
Hesabı olanları anlamaya gayret edelim!
Yüzlerce çocuğun katledildiği Filistin'de ateşkesten sonra çok ama çok garip bir olay yaşandı! Küçük ama derin anlamlı bu JEST(!) aslında her şeyi anlatıyordu!
Önce geriye gidelim...
Bu yüzyılın başlarında laboratuardan yükselen Garnier piyasada adından söz ettiren bir MARKA olmaya başlamıştı! Büyüklerin dikkatini çekmeyi başarmıştı! Saç boyalarındaki başarısı ve kadınların vazgeçemediği cilt bakım ürünleriyle ses getirmişti.
1970'lerde Garnier bir devin radarına girdi! Ve o dev, yani L'Oreal, bu markayı bünyesine kattı!
L'Oreal'in hikayesi film olurdu!
1909 yılında genç bir kimyager olan Eugene Schueller AURELA isminde bir saç boyası icat etti! Bu boya tuttu!
Neredeyse Paris'teki bütün kuaförler tüketir hale geldi! Schueller'in tek başına başladığı ve ilk adımda iki kimyageri yanına alarak devam ettiği yolculuk bugün dünyanın en büyük devlerinden birini meydana getirdi!
Schuller, Faşistti! Hem de Almanlar'ı destekleyecek kadar! İkinci Dünya Savaşı sırasında bu tutumunu değiştirmedi! Yahudiler'in ölümüne sessiz kaldı! Ancak kader ağlarını örmeye yeni başlamıştı!
Bugün 500'den fazla güzellik ürününü dünyaya taşıyan şirketin gücü devletleri geride bırakacak düzeydeydi!
New Jersey, Kawasaki, Şanghay, Hindistan'ın birkaç noktasında GELİŞTİRME merkezleri vardı! İlaç sektöründe de dev ortaklıklarla yürüdü!
NESTLE ile yakınlık kurdu! Sözün özü her yerde karşımızda oldu! Marketlerde de eczanelerde de elimizi uzattığımızda bulunan bir marka olmayı başardı!
NAZİ'lere yardım etmekten kaçınmayan Eugene Schuller öldükten sonra mirası tek kızı Liliane Henriette Charlotte Schueller'a (Liliane Bettencourt) kaldı. Şu an 92 yaşında olan Bettencourt dünyanın en zengin kadını! Babasından aldığı bayrağı daha da yukarı çeken Bettencourt özellikle İSVİÇRE bankalarındaki gizli hesaplarıyla çok konuşuldu!
SARKOZY'e 150 milyon euro seçim yardımı yapmasının arkasında da soruşturmadan kurtulmak olduğu iddia edildi! Yani aile hem Fransa hem İsviçre'de çok zengindi!
Bettencourt yaşlanınca o da yerini kızına bıraktı!
Ve burada daha önce sık sık söylediğim altın kural işlemeye başladı!
Annesinden aldığı güçle yoluna devam eden Françoise Bettencourt Fransa'da KORUMA zırhı ararken bir politikacıya aşık oldu!
Kalbini çalan adamın ailesi ALMANLAR tarafından Polonya'daki Auschwitz kampında yok edilmişti! Bu ailede Yahudi din adamından geçilmiyordu! Ama kazanan Jean-Pierre Meyers oldu! Dünyanın en zengin kadınıyla hayatını birleştirdi!
Üstüne karısını ve doğacak iki çocuğunu da YAHUDİ yapmayı başardı! Bugün 61 yaşında olan Françoise Bettencourt zamanının büyük bölümünü İsrail tarihi ve dini öğretiler üzerine araştırma yapmakla geçirmekte! Bu alanda yayınlanmış eserleri de bulunmakta!
Yahudiliğe kalbini ve zamanını veren Françoise iki çocuğunu, yani Jean-
Victor ile Nicolas'ı da eşinin dininin kuralları içinde yetiştirdi! Hiç sapma yapmadan hem de!
L'Oreal, 1983'ten beri de İsrail'in Migdal Haemek kasabasında faaliyet gösteriyordu! Bu kasaba 1952 yılında evlerinden atılan Filistinliler'in bir köyü olan El Mucayil üzerinde kurulmuştu!
Filistinler'in buradan kendi köylerine ve kasabalarına dönmesi yasaktı! Kimse bunu delemiyordu!
1994'ten sonra L'Oreal ismini açıkça kullanmaya başladı! Yani "L'Oreal İsrail"i!
Ama bir neden daha vardı!
Şirket 22 ülkeye gönderdiği ürünlerinin hammaddesini ÖLÜ DENİZ'den sağlıyordu! Buraya hiçbir Filistinli giremezdi! Bu aynı zamanda ürüne KUTSAL bir hava katmak için kullanılan yöntemdi!
Şirketin İsrail'le ilişkisi sadece DAMAT düzeyinde değildi!
Kadınların vazgeçemediği L'Oreal, İsrail için biyolojik, kimyasal ve nükleer silahlar üreten Weizmann Enstitüsü'nden bir araştırmacıya, ömür boyu başarı ödülü olarak 2008'de 100 bin dolar para veriyordu.
Dünyadaki dev şirketlerin tamamına yakınının sahibi Yahudi'ydi! Bu kural değişmezdi!
Sahibi Yahudi olmayanların tamamına yakınının da Yahudi ortağı vardı!
Bu da değişmezdi!
Değişmeyen bir şey daha vardı!
Yahudi olmayan şirketlerin sahipleri kesinlikle bir Yahudi ile evliydi!
NAZİ HAYRANLIĞI ile yola çıkıp dünya devi olan bir şirket, DAMAT faktörüyle İSRAİL DOSTU ve SAVUNUCUSU bir hale geliyordu!
Ve bu şirket, Jean-Pierre Meyers ile Françoise Bettencourt'un desteği ile öldürülen yüzlerce Filistinli bebeğe üzülmek yerine, yas tutmak yerine BAYRAM yapıyordu!
Bu ikili, Filistin'de bebeklerin canına kıyan İSRAİLLİ KADIN ASKERLERE Garnier marka güzellik seti gönderdi!
L'Oreal yine yapmıştı yapacağını!
Dünyada "BEN BUNA DEĞERİM!" ve "SEN BUNA DEĞERSİN!" sloganlarıyla tanınan marka, İsrailli kadın katilleri ödüllendirip SİZ BUNA DEĞERSİNİZ demişti!
Şeytan ayrıntı da gizli derler!
Dün ajanslardan düşen küçük bir haberin böylesine derin bir hikayesi vardı!
Herkes küçük bir hediye paketiyle bile olsa rengini ve tarafını belli ediyordu!
Onlar her şeyi bilerek yaparken biz bilmeden ilerliyor ve yaşıyorduk!
Aradaki fark böylesine acı vericiydi!
Onlar değerlerine sahip çıkarken biz sırt çeviriyor ve kendimizden kaçıyorduk!
Dünyayı ve bölgeyi anlamak yerine tarihimizden ve dinimizden uzaklaşıyorduk!
İçi boşaltılan bir milletin de yenilmesi hiç zor değildi!
Asıl KUMPAS buydu!
Şimdi bunu fark ettiğimiz için Ortadoğu bize geliyor ve biz de oraya gidiyoruz!
Hem de makyajsız! Temiz bir yüzle!
Bekleyin!
Takvim