DÜNYA

Ergün Diler : KIRMIZI ALARM

Tarih
01 Kasım 2017
İzlenme
6593 Kişi
 Pentagon’un en güvendiği isim olan Steve Bannon geçtiğimiz gün bir SUUD gazetesine konuştu. Bannon’un sözlerini ABD’deki bir kesimin görüşleri olarak okumak durumundayız. Belki de ABD’de şu an en net olan isim Bannon! Peki neler söyledi?

Hatırlayalım…
Önce Türkiye…

“…Türkiye, geçmişte ABD ile müttefik oldu. Ancak şimdi ABD’nin müttefiki değil. Çok ciddi derecede bir sorun konumuna geldi. Biz de güvenliğimizi sonuna kadar sağlamak için gerekeni yapacağız. Bizim için riskli ve tehlikeli olan ülkelere karşı elbette atacağımız adımlar vardır. Bunu da zaman gösterecektir. Türkiye’nin çok daha dikkatli izleneceğini biliyorum…”

Peki Türkiye olur da Katar olmaz mı? Olur tabii ki!

“…Katar’ın Kuzey Kore ile kıyaslanması bile aslında hata. Katar, Kuzey Kore’den daha riskli ve tehlikeli bir ülke. Bu söylediklerim zamanla daha da iyi anlaşılacak. Trump’ın Katar stratejisi son derece iyi ve etkili. ABD’nin Katar konusunda sessiz kalacağını düşünenler varsa yanıldıklarını görecekler. 17 yıldır savaştayız. Yine savaşta olmak bizim için sorun değil, bir gereklilik. Körfez’le birlikte Japonya ve Güney Kore’nin de güvenliğini sağlamak zorundayız…”

Pentagon’un kafasında iki ülke ile mücadele net olarak var! Bunu da doğrudan söyleyen ender isimlerden biri BANNON! Peki Pentagon Bannon’un söylediklerini nasıl gerçekleştirecek? Neler deneyecek?
Şimdi ona bakalım biraz…

Pentagon, Ortadoğu’da hakim güç olmak için partnerini YPG olarak belirledi. YPG ile ortaklığı kabul etmeyen Barzani ve Peşmerge bertaraf edildi. CENTCOM (Merkez Kuvvetler Komutanlığı) Komutanı General Joseph Votel ve ABD’nin Irak ve Suriye’de IŞİD’e karşı yürüttüğü operasyonların komutanı General Stephen Townsend, YPG’nin güçlü bir ordu haline gelmesini sağlayan isimlerdir. Stephen Townsend ve ekibi, aylardır masada Türkiye haritası ile gelecekteki operasyonların planını yapıyor. YPG’nin üst düzey Amerikalı saha komutanları da Türk sınırında atılacak adımlarla ilgili son detayları farklı planlar dahilinde ekiplerine öğretti.
Pentagon, hazırlanan raporlar doğrultusunda Türkiye ile müttefikliğin yakın tarihte gerçekleşmeyeceğini gördü. Ankara, uğradığı operasyonların sonucunda Washington ile bağlarını kopardı! Çünkü DOST dostuna arkadan saldırmazdı! İçeriden vurmaya kalkmazdı! İlişki bitti! Tamiri de yakın zamanda mümkün değil! Tablo bu! Pentagon bunu bildiği için elindeki tek koz olan YPG’ye sarıldı! Türkiye’nin muhtemel olarak operasyon yapacağı Afrin ve Münbiç gibi noktalara Yeşil Bereli Amerikan timleri yerleştirildi. Gelişmiş silahlarla donatılan bazı bölgeler OPERASYONLARA karşı KIRMIZI ALARM durumunda! ABD, Türkiye’nin Afrin ve Münbiç’i vuracağını biliyor. Yeşil Bereliler’in DEAŞ saflarında görev yapan ve Afganistan’dan geçen hafta Afrin’e dönen birlikleri, bölgenin kaderini belirleyecek ekip olarak görülüyor.
Townsend, farklı biridir. Açıklamalarında Türkiye’ye yakın gibi görünür, YPG’ye güvenilmeyeceğini söyler. Ancak bu da planın bir parçası... Önce, “YPG, Türkiye’ye karşı bir tehdit oluşturmuyor…” diye konuşur. Sonra da “Ben onlara inanmıyorum…” açıklaması yapar! Bir süre sonra ise, “YPG, Türkiye için tehdit değil. Biz buna izin vermeyiz” sözleriye ilgili merkezlere mesaj yollar. Stephen Townsend, “Türkiye bizim istediklerimizi yaparsa, YPG onlar için sorun olmaz. Ancak bizim istediklerimizi yapmazsa, YPG onların başına bela olur” demek istemektedir! Uzun zamandır hem de…

Townsend, Pentagon’un işgal kuvvetlerini yönetir. Bugüne kadar gittiği her bölgede işgal için görev yaptı. Türkiye’den nefret eder. Rakka operasyonuna Türkiye’nin girmesini engelleyen kişi de hazırladığı raporla Townsend’di. Townsend, Türkiye’ye, “YPG ile birlikte çalışmayı kabul ederseniz Rakka’da olursunuz” demişti. Bunun olmayacağını kendisi de gayet iyi biliyordu. Türkiye, bölgede etkin olmaya başladığı andan itibaren Pentagon’un düşmanı haline geldi. Pentagon ortak istemez. Müttefik olduğu ülkeleri kullanır. YPG, şu an için Pentagon’un kullandığı bir örgüt! Çünkü YPG üzerinden bölgede yeni politikalar geliştiren Pentagon, YPG’yi ALTIN KAFESTE buldu. Ve asla “hayır” demedi! Diyemezdi de…
YPG’nin kontrolündeki alan 19 bin kilometrekareydi. ABD’nin desteğiyle Suriye topraklarında 44 bin kilometrekareye ulaştılar. Suriye’nin yaklaşık yüzde 25’ine hakim oldular. Türkiye sınırı boyunca doğuda Haseke ve Rakka’nın kuzeyi, Halep’in doğusunda bulunan Münbiç ve kuzeybatısındaki Afrin de Amerika’nın Yeşil Bereliler’le verdiği destekle YPG’ye teslim edildi. Pentagon, 2017 sonuna kadar Türkiye sınırının yüzde 75’inin YPG’ye verilmesini hedefliyordu. Şu anda yüzde 66’sı YPG kontrolünde. Pentagon’un hedefinden çok uzak değil. Eğer Pentagon, sınırın yüzde 75’ini YPG’ye vermeyi başarırsa, Türkiye için sorunlar daha da artacak.
Amerika Birleşik Devletleri, bir anda Türkiye ile sınır olacak. Çünkü YPG diye bir ordu yok. Önemli birliklerinin yüzde 90’ı Amerikan askerleri ve 67 ülkeden gelen ‘Özgürlük Savaşçıları’ başlığı altında toplanan eski askerlerden oluşuyor! İşgal komutanı Townsend de bu başarısından dolayı iki kez ödül kazandı.
Türkiye sınırının sadece 40 kilometre uzağında Pantagon üssü, Amerikan yardımlarının da merkezi oldu. Şimdi son plana göre, Rakka yeniden inşa edilecek ve Kürtler o kente yerleştirilecek. Rakka, Kuzey Suriye’nin Erbil’i olacak. O nedenle Türkiye’nin Rakka operasyonuna girmesine izin verilmedi. Rakka’da DEAŞ ile YPG savaşı olmadı. DEAŞ’a “Çıkın” emri verildi, YPG’ye de “Girin” emri... Rakka’nın yerlebir edilmesi ise Amerikan bombardıman uçaklarının bir eseri. Rakka’nın fotoğraflarını incelerseniz, binaların uçaktan atılan bombalarla yerlebir olduğunu görürsünüz. Pentagon’un Rakka fotoğrafları, bizzat DEAŞ’ın içinde yer alan ekipler tarafından çekildi, Washington’da makyajlanıp servis edildi.

Pentagon, en az 6 bin DEAŞ teröristinin Avrupa ülkelerine geçtiğini açıkladı. “Gönderdik” diyemeyeceği için “AÇIKLAMA” modunda verildi! Pentagon, bu sözlerle aslında DEAŞ saldırılarının nerede gerçekleşeceğini açıklamış oldu! Planın ilk adımları atıldı ya da atılmak üzere… İspanya, Fransa, İngiltere, Türkiye, Filipinler öncelikli hedef... İspanya, Fransa, İngiltere, Türkiye anlaşılabilir hedefler. Peki neden Filipinler? Ülkenin Mindanao eyaletinde sıkı yönetim ilan edildi. 12 bin DEAŞ militanının olduğu açıklandı. Ülkedeki insanların yüzde 93’ü Hıristiyan'dır. Bu nüfusun yüzde 67’si de Katoliktir. Kendilerini İspanya’ya yakın olarak görürler. İşte bu yüzden Filipinler de DEAŞ saldırısıyla karşı karşıya kaldı. Çünkü Pentagon öyle istedi. Singapur, Malezya, Tayvan, Tayland da eğer ABD’nin taleplerini yerine getirmezse, Filipinler’deki DEAŞ bir anda o ülkelere sıçrayacak. PLAN BU! Terörle istediğini alma yöntemi… Yeni değil ama kullanmaktan bıkmadılar! Hem Çin’i çevreliyorlar hem de İPEK YOLU’nu ele geçirmek için adım atmış oluyorlar!

DEAŞ’ın gittiği yerleri de Ortadoğu’yu da birbirinden ayırma şansımız yok. Hepsi bir planın parçası. Hepsi İPEK YOLU’nun kontrolü için! ÜÇÜNCÜ DÜNYA SAVAŞI yaşanıyor ama çok hissetmiyoruz! Kendi zenginliklerinin sürmesi için başkalarının TERÖRLE huzursuz olması gerekmekte! Denge bu! Oyun bu! Ne biz bu oyunun dışında kalabiliriz ne de bizi rahat bırakırlar! DENGENİN ta kendisi TÜRKİYE… Anahtar bizde olduğu için geldiler ve gelmek için hazırlık yapmaktalar… Zamanımızı alacaklar ama kazanan biz olacağız… YPG’den müttefik olmadığını, olamayacağını anlayacaklar. Umarım onlar için çok geç olmaz…

Takvim
1 Kasım 2017

YORUM YAPIN

Yorumlarınız editörlerimiz tarafından okunup onaylandıktan sonra yayına alınacaktır.

  • YORUMLAR
  • yaşar inan

    01 Kasım 2017
    0 0
    bu savaş melhemei kübranın nesidur..anasımidur. danası mı
YAZARIN DİĞER MAKALELERİ Tümü
BU KATEGORİDEKİ DİĞER MAKALELER