İstanbul seçimleri yenilendi. Tablo net: Binali Yıldırım’ın oylarında düşüş, Ekrem İmamoğlu’na verilen destekte artış oldu. İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlığı’nı da Ekrem İmamoğlu kazandı.

Binali Bey ise büyük bir olgunlukla demokrasinin ne olduğunu herkese gösterdi. Daha sandıklar açılır açılmaz sonuca bakıp, rakibini tebrik etti.

İmamoğlu, 31 Mart’a oranla oylarını artırdı. Peki, ne oldu da, hangi başarıyı gösterdi de böyle bir sonuç ortaya çıktı?

Yok, ortada bir başarı da, yeni bir proje de yok!

Tam tersine projeye bakan olmadı. Binali Bey, muhteşem projeler ortaya koydu. Rakibine çok büyük fark attı. Ama kimse bununla ilgilenmedi.

Tecrübeye, denenmişliğe, eserlere önem veren çıkmadı.

Hatta, seçmen yapılan yanlışlara, etik hatalara, doğru olmayan beyanlara, üslup bozukluğuna bile itibar etmedi.

Sonuç olarak, Ekrem İmamoğlu’nun ortaya koyduğu herhangi bir başarıdan söz etmek mümkün değil. Ama, arkasından güçlü bir rüzgar esti, O’nu alıp götürdü.

***

Ayrıca CHP’nin seçim başarısından söz etmek de mümkün değil. İmamoğlu, arkasına İyi Parti, Saadet Partisi, HDP ve daha pek çok bileşenin desteğini alarak bu sonuca ulaştı. Ak Parti’ye ve Erdoğan’a düşman legal-illegal, içeride ve dışarıda kim varsa tamamı güçlerini birleştirdi.

Üzerine bir de yıllarca biriktirilen irili-ufaklı çeşitli tepkileri ve Ak Parti’yi içten kemiren etkenleri koyun…

Böyle bir sonuç ortaya çıktı.

O yüzden İmamoğlu seçmenin “tercihinin” değil, “tepkisinin” ve yönlendirmelerin bir sonucudur!

Elbette bunlar tartışılacak. Herkes şapkasını önüne koyup bu sonucu değerlendirecek. “Ne, neden, niçin?” sorularına cevaplar aranacak. “Biz nerede hangi hatayı yaptık?” ya da “Bize bu sonucu hangi sebepler yaşattı?” denklemi öne çıkacak.

Belki de yol arkadaşları ve kadrolar gözden geçirilecek!

Tabii, önümüzdeki günlerde Ekrem İmamoğlu da teraziye çıkacak. Halkın karşısında ciddi bir sınava tabi tutulacak. Algılar, yerini olgulara bırakacak. Seçmen de nasıl bir tercih yaptığını görecek.

Sonuç olarak…