SİYASET

Emin Pazarcı : Seviyesiz, basit, bayağı, çirkin…

Tarih
27 Mayıs 2016
İzlenme
1557 Kişi

Dibe vurmaktır bunun adı. Siyasetle birlikte nezaketin, zarafetin, hitabetin de katlidir. Seviyenin iyice düşüp, yerlerde sürünmesidir.
İyi, güzel, hoş olanın ayaklar altına alınmasıdır. Çirkinliğin, seviyesizliğin, basitliğin ve ilkelliğin zaferidir.
Sokak ağzı, köprü altı muhabbetidir. Sabahtan akşama kadar tiner çekip, sağa sola küfür eden madde bağımlılarının seviyesidir.
Kahvehanelerde ve meyhanelerde bile hoş karşılanmaz. Söylenmez ve söyletilmez. Sadece batakhane kültürüdür. Bizim Meclis’imizde sıkça görülmesi ise içler acısıdır!
***
Önce ufak ufak başladı. Sonra patlama yaptı…
Hem de “profesör” unvanlı bir takım siyasetçiler bile kervana katıldı. Ağza alınmayacak, utanç verici sözler havada uçuştu. Kimi sosyal medyada seçmenle “Biz senin ananı tanır mıyız?” türünden son derece basit ve çirkin muhabbetler içine girdi. Kimi, kameraların karşısına geçip, gazetecilere saldırdı:
-Şerefsiz, zavallı, satılık, besleme…
Neler söylenmedi ki! Üstelik bu ifadeleri destekleyenler ve alkışlayanlar oldu. Hem de içlerinde siyasette koltuk sahibi olanlar da vardı.
Nihayet, TBMM grup toplantılarında içinde “p.ç” kelimesi bulunan sloganlar atılmaya başlandı. Bu ülkenin milli iradesinin temsil edildiği yer, köprü altına çevrildi.
İşler acısı bir tablo ortaya çıktı!
***
Bu akımın öncülerinden biri de maalesef Kemal Kılıçdaroğlu!
“Namussuz”, “geri zekâlı”, “cahil”, “şerefsiz” gibi kullandığı kelimeleri artık kanıksadık. Bu kadarla da kalmıyor, hızını alamayıp, ağzına geleni söylüyor. Mesela bir bayandan, Aileden Sorumlu Bakan’dan söz ederken, “Birilerinin önüne yatmış” ifadesini kullanabiliyor. “Özür dile” denildiğinde, geri adım atmak bir yana üzerine basa basa bir daha tekrarlıyor.
Bu ülkenin Başbakanı ve Cumhurbaşkanı’na “Benim adımı yolsuzluklarla anarsan, ana… a” diyebiliyor. Üstelik dil sürçmesi falan da değil. Ardından devam ediyor çünkü:
-Gerisini söylemeyeyim.
Yetmiyor, bitmiyor, bu ülkenin Cumhurbaşkanı’na küfür eden çocukları makamına çağırıp kutluyor. Seviyesizliği destekliyor ve kutsuyor. Onlara “evladım” diye hitap ediyor. Belli ki onlara bakıp kendini görüyor.
İmam ve cemaat misali…
Kılıçdaroğlu’na bakan ise üslubunu daha da çirkinleştiriyor. Seviyeyi alabildiğine düşürüyor. Çirkinlik iyice tavan yapıyor.
***
TBMM, geçtiğimiz salı günü tarihinde görülmemiş bir çirkinlik yaşadı. Başrolde yine Kemal Kılıçdaroğlu vardı…
CHP Grup Toplantısı’na “izleyici” olarak katılan bir grup, İktidar Partisi mensupları için, “hırsız” ve “katil” diye bağırdı. Görüntüler, HDP’nin yaptığı toplantıları hatırlatıyordu. Kemal Bey, sesini çıkarmadı, onları susturmadı; tersine hayli mutlu oldu.
Bu güruh, daha sonra hızını alamayıp iyice çirkefleşti. Cumhuriyetimizi temsil eden Tayyip Erdoğan ve arkasındaki yüzde 52’lik büyük halk kitlesini hedef aldı. Meclis tarihinde görülmeyen bir rezalet yaşandı:
-Tayyip’in p.çleri durduramaz bizleri, Tayyip’in p.çleri durduramaz bizleri…
Kılıçdaroğlu yine mutluydu, yine sesini çıkarmadı, yine o güruha “susun, siz ne yapıyorsunuz” diye müdahale etmedi. Sırıtarak o iğrenç hakaretleri dinledi.
Hiç şüpheniz olmasın… Bu çirkin görüntülerin pek çok CHP’liyi bile kahrettiğini, yüzlerini buruşturduğunu biliyorum. Denemesi bedava, mesela Deniz Baykal ve Onur Öymen gibi isimlere sorun. “Güzel oldu, destekliyoruz” derlerse, sizden özür dileyeceğim.
***
Bugün, Türkiye’nin birlik ve bütünlüğüne kasteden, hendek kazıp, askerimizi, polisimizi kurşunlayanlara “arkadaşlar” diye hitap edip, ülkeyi yönetenlere de her türlü hakareti hak gören bir Kılıçdaroğlu figürüyle karşı karşıyayız!
Durmuyor, susmuyor… Mahkeme kararları sonucu yüksek tazminatlara mahkûm edilmesine rağmen, tavrını, tarzını ve üslubunu değiştirmemekte direniyor.
Ben merak ediyorum! CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, göreve geldiği 2010 Yılı’ndan bu yana, sarf ettiği sözler sebebiyle kime ne kadar tazminat ödedi? Büyük bir servet tutar herhalde!
Yine merak ediyorum, bu tazminatlar kendi cebinden mi çıktı? Devamında bir sorum daha olacak, bu paraları nereden buldu?
Eğer para kendi cebinden değil de CHP’nin kasasından çıkıyorsa, bu eylem suç değil mi?
Cevap gelmeyecek, biliyorum. Ama ben görevimi yapıp, yine de soruyorum.

Akşam
27 Mayıs 2016 

YORUM YAPIN

Yorumlarınız editörlerimiz tarafından okunup onaylandıktan sonra yayına alınacaktır.

YAZARIN DİĞER MAKALELERİ Tümü
BU KATEGORİDEKİ DİĞER MAKALELER