POLEMİK

Ali Karahasanoğlu : Diplomanı nereden aldın Gamze abla?

Tarih
05 Ocak 2019
İzlenme
3043 Kişi

Üniversite imtihanına girmiş..

Hem de Diş Hekimliğini kazanmış..

İlginç; bitirmiş de..

CHP’den milletvekili olmuş.

Hatta şimdi Genel Başkan Yardımcısı olmuş..

Ama..

Bir metin verilip..

“Bu metne göre aşağıdaki soruları cevaplayınız” ile hiç karşılaşmamış olmalı..

Ki..

Üç gündür tartıştığımız Çanakkale’de okullarda öğrencilere tavsiye edilen kitap listesinden Cahit Zarifoğlu’nun bir kitabının çıkarılması.. Yerine Kemal Tahir’in argo ifadeler olan kitabının konulmasının benzeri bir olay.. Yeni bir senaryo ile hazırlanmış.. Milli Eğitim Bakanlığı’nı yeniden tufaya düşürmek için, bir soru önergesi verilmiş..

İlgezdi’nin soru önergesi şöyle başlıyor:

‘’Beşiktaş’ta bulunan Anadolu liseleri arasında ‘Beşiktaş Yarışıyor’ adıyla yapılan deneme sınavında sorulan bir soru başta veliler olmak üzere kamuoyunun tepkisini çekmiştir. Bu soruda kullanılan dil ve terimler, ayrıştırıcı, kin ve nefrete sürükleyicidir.”

Ne imiş ki, “ayrıştırıcı, kin ve nefrete sürükleyen terim” diye merak ettim..

İlgezdi’nin soru önergesinde bahsi geçen, öğrencilere yöneltilen metni orjinalinden okudum..

Yahya Kemal Beyatlı’nın bir yazısından  alıntı yapılmış..

Sonra da altına, “Bu parçada boş bırakılan yere, düşüncenin akışına göre aşağıdakilerden hangisi getirilmelidir” diye sorulmuş..

Dikkat buyrun..

“Bu parçada” deniliyor..

Yani, "parçanın mantık bütünlüğünü esas alınız" deniliyor..

Belki “çocuklarımızı şaşırtmak mı istiyorsunuz” diye itiraz edenler olabilir düşüncesi ile..

Bir de fazladan..

 “Düşüncenin akışına göre” deniliyor..

Ve soru yöneltiliyor..

Bu tür sorularda..

Metnin içinde verilen bilgilerin doğruluğu-yanlışlığı tartışılmaz..

“Öğretmenin/öğrencinin, bu metinde anlatılan ifadeye katılıp-katılmadığı”tartışması yapılmaz..

O metin içinde, "mantıklı bir bütünlük gözeterek, soruyu cevaplandırınız" denilir..

Öğrencinin de..

Kendi düşüncesi, yazarın düşüncesine uyumlu olsa da, olmasa da..

Hatta..

Hayattaki gerçekler, o metinde anlatılanlarla uyumlu olsa da olmasa da.

Metnin içindeki ana fikri tespit edip, sorunun cevaplandırılması istenilir..

Bundan habersiz mi, yoksa hinliğine mi yapıyor bilmiyorum..

Gamze abla hemen itiraz ediyor..

“Soruya geçilmeden önce verilen metinde, şu şu ifadeler var, siz ne demek istiyorsunuz” moduna geçip, birden heyecan yapıyor..

Dur, Gamze abla.. Dur.. Biraz soluklan..

Heyecan yapma..

Metnin yazarı, Yahya Kemal Beyatlı..

Bu saatten sonra, ne Yahya Kemal Beyatlı’yı bulabilirsin..

Ne de o eserdeki bu anlatımı değiştirebilirsin..

O anlatımda, “Kendi kendime diyorum ki: Şişli, Kadıköy, Moda gibi semtlerde doğan, büyüyen, oynayan Türk çocukları milliyetlerinden tam bir derecede nasip alabiliyorlar mı? O semtlerdeki minareler görülmez, ezanlar işitilmez, ramazan ve kandil günleri hissedilmez” ifadeleri geçiyorsa..

Devamında da..

“Çocuklar, Müslümanlığın çocukluk rüyasını nasıl görürler? İşte bu rüya, çocukluk dediğimiz bu Müslüman rüyasıdır ki bizi henüz bir millet halinde tutuyor. Fazla medenileşen üst tabakanın çocukları ezansız yeni semtlerde alafranga terbiye ile yetişen (…) ve Türklükleri’ni hissedemiyorlar” deniliyorsa..

Ardından da.

“Soru: Bu parçada boş bırakılan yere, düşüncenin akışına göre aşağıdakilerden hangisi getirilmelidir?” deniliyorsa..

Burda öğrencinin, “Şişli’de minare var mıdır, yok mudur” tartışması yapmasına gerek yoktur..

Bu yerleşim birimlerindeki çocukların, milliyetlerinden nasipleniyorlar mı, nasiplenmiyorlar mı tartışması yapmasına gerek yoktur..

Bunları söyleyen, Yahya Kemal Beyatlı..

Çocuklar, kendilerini, Yahya Kemal Beyatlı’nın yerine koyacaklar..

Siz isterseniz buna, empati yapma deneyimi deyin..

İsterseniz, “mantık bütünlüğü egzersizi” deyin..

Sonuçta..

Öğrenci, boş bırakılan yere, metnin yazarı kendileri imiş gibi..

Hangi şıktaki cümleyi yazmak doğru ise, o şıkkı işaretleyecekler..

Siz bu sorudan..

“Kin ve nefret söylemi” çıkartımı yapacak kadar olayı ideolojik noktaya taşıyorsanız..

Size göre de, cevap ihtimalini sunmuşlar..

Mesela..

b şıkkını işaretleyebilirsiniz..

Ne mi, b şıkkı?

Şöyle:

“b- Çocukların sütü çok temiz, karakterleri kuvvetli oluyor”

Öyle ya..

“Şişli, Kadıköy, Moda, camisi az olsa ne olur.. Ezansız olsa ne olur. Siz bunu dillendiremezsiniz.. Bunu dillendiren bir edebiyat ustasının eserinden parçayı alıp, mantıksal bütünlük kurulmasını hedefleyen sorulara da izin veremezsiniz”diyorsanız..

Cevabınızı da, “Çocukların sütü çok temiz.. Karakterleri kuvvetli oluyor”şeklinde, mantıksız bir cevap vermekte de hürsünüz..

Mantığınız bu kadar çalışıyorsa, illa doğru cevabı verme zorunluluğunuz da, yok hani..

**

Gamze abla, bakanlığa sorularını da sıralamış. Ben hem soruyu aktarayım.. Hem de bakanlık yorulmasın, muhtemel cevaplarını vereyim:

“Bu sınav ile ilgili bir soruşturma başlatılmış mıdır? Başlatılmadıysa başlatmayı düşünüyor musunuz?”

“Başlatılmamıştır. Düşünmüyoruz...”

Bu kadar net, bu kadar kısa..

Gamze abla devamında soruyor:

“Bu soru neden çocuklara sorulmuştur?”

Cevap net olmalı:

“Aslında sormaya, önce büyüklerden başlamalı idik.. Ama, siz bir şekilde diplomayı almışsınız.. Size sormamız ve bu sorudan böylesi çarpık çıkarımları yapan bir kişinin, üniversitede nasıl okuduğunu, nasıl bitirdiğini sorgulamamız gerekirdi...”

Biz hatırlatmış olalım..

Milli Eğitim Bakanlığı, Çanakkale’deki gibi, olayı ilgili ilçeye havale edip, sonra da “biz ne yaptık” şaşkınlığına yol açmamalı..

Eziklik kompleksinden çıkıp, “Biz bu soruyu soruyoruz. Siz iktidara gelin, siz istediğiniz soruyu sorarsınız” demeli.. Diyebilmeli..

yazının kaynağı

YORUM YAPIN

Yorumlarınız editörlerimiz tarafından okunup onaylandıktan sonra yayına alınacaktır.

  • YORUMLAR
  • suat

    06 Ocak 2019
    0 1
    sayın ali bey devlet malına ayak uzatanlarıda bi zahmet yazsanız haram olsun hakkım
  • Adil

    06 Ocak 2019
    0 0
    Olay bundan ibarettir. Bir anlayışın mensupları 1960 da sözde solcu iken, kapitalist emperyalistlerin derini tarafından Türkiye'de darbe yapılması sürecinde öküz altındaki buzağıları kullanmışlardı. Şimdi de eğitim düzeylerine yakışmasa da öküz altında buzağıyla iş bitirmeye çalışıyorlar. Ne var ki, artık millet yemiyor. Bunlardan artık korkmuyor da. Milletin korkmadığını emperyalistlerin biliyor, bunlar bilmiyor.
YAZARIN DİĞER MAKALELERİ Tümü
BU KATEGORİDEKİ DİĞER MAKALELER