OLAY baştan sona aynen şöyle cereyan etti:

*

İstanbul Büyükşehir Belediyesi Sözcüsü Murat Ongun’dan bir mesaj aldım.

*

Murat Ongun, mesajında...

İstanbul için yaptıkları çalışmaların medyada yeterince yer almadığını... Tarafsız Bölge’ye katılmayı çok istediklerini... İstanbul için yaptıklarını anlatmak için bunun iyi bir fırsat olacağını...

Söylüyordu.

*

Ben de kendisine şu mesajı gönderdim:

“Çok iyi olur Murat Bey. Tarafsız Bölge’de Ekrem İmamoğlu’nu konuk etmekten memnuniyet duyarım.”

*

Süreç içinde format üzerine konuşuldu Murat Ongun’la...

*

Format konusunda Tarafsız Bölge Yapımcısı Onur Akhan, şu öneriyi götürdü Murat Ongun’a...

“Gazeteciler sorsun, Ekrem İmamoğlu cevaplasın.”

*

Gazeteciler olarak belirlenen isimleri de kendisine gönderdi Onur.

Düşündüğümüz ve önerdiğimiz gazeteciler şunlardı:

- Özlem Gürses

- Nedim Şener

- Zafer Şahin

- Necdet Saraç

*

Murat Ongun ise Ekrem İmamoğlu’nun gazetecilerle değil, teke tek çıkmak istediğini söyledi.

Gerekçesi ise şuydu:

Konu dağılıyor, belli bir sistematik içinde kalınamıyor, anlatılmak istenenler tam olarak anlatılamıyor.

*

Ongun’dan gelen bu itirazı da değerlendirdik.

CNN Türk Genel Müdürü Murat Yancı’nın da oluruyla...

- “Tamam” dedik.

- “Bu da kabulümüzdür” dedik.

*

Ve 12 Şubat tarihinde anlaştık.

Ekrem İmamoğlu, 12 Şubat’ta CNN Türk ekranında Tarafsız Bölge’ye çıkacak, sorularımı cevaplayacaktı.

*

Fakat şöyle bir şey oldu:

*

Murat Ongun, geçtiğimiz gün, CNN Türk yapımcısı Onur Akhan’a...

CHP’nin aldığı boykot kararını hatırlattı, partinin aldığı bu kararın kendilerini de bağladığını belirtti.

Ve Tarafsız Bölge’ye çıkamayacaklarını açıkladı.

*

Ne bir eksik ne bir fazla, bütün hikâyesi budur olayın.

*

Partiydi, karardı, boykottu, şuydu buydu...

Hepsini tartışırız.

Fakat tartışmayacağımız, tartışamayacağımız bir husus var:

O da Ekrem İmamoğlu’nun bilhassa seçim öncesi estirdiği o muhteşem havadır.

*

Ne diyordu İmamoğlu seçim öncesi estirdiği o muhteşem havada?

- “Ülkenin en büyük düşmanı partizanlıktır” diyordu.

- “Ben 16 milyon İstanbullunun başkanı olacağım” diyordu.

- “Şu an müthiş bir kutuplaşma süreci yaşanıyor, benim dilim bunu yok edecek” diyordu.

- “Seçim bittiğinde CHP rozetini çıkaracağım” diyordu.

İmamoğlu bunları dedikçe...

Ben de kendisini alabildiğine destekleyen yazılar yazmıştım.

Yazı arşivimde onlarca yazı vardır bu konuda.

*

Gelinen bu son noktada...

“Parti kararı bizi de bağlar” cümlesinden anlıyoruz ki...

“Çıkaracağım” dediği parti rozetini çıkarmamış Ekrem İmamoğlu.

*

Neyse... Sağlık olsun...

Belki yapılacak ilk seçime doğru rozeti çıkarmayı yeniden aklına getirir Ekrem Bey.

MUHARREM İNCE NEREYE ÇIKACAK?

ADAMI Halk TV’ye çıkarıyorlar mı?

Hayır.

Adamı KRT’ye de çıkarıyorlar mı?

Hayır.

*

Yani etki alanlarında bulunan televizyonların kapısından bile geçirmiyorlar Muharrem İnce’yi...

*

Şimdi aldıkları boykot kararıyla...

Muharrem İnce’nin CNN Türk’e çıkmasını da engellediler.

*

İki soru var kafamda:

*

- BİR: Muharrem İnce nereye çıkacak?

*

- İKİ: Yoksa bu boykot moykot işlerinin arkasındaki asıl amaç Muharrem İnce’ye akacak fazla mecra bırakmamak mıdır?

KENDİNE GÜVENEN SİYASETÇİ NE YAPAR?

- Platformla kavga etmez, platformdan yararlanır.

*

- Bulduğu her platformu, sesini duyurmanın bir aracı haline getirir.

*

- Enerjisini platformla kavgaya değil, platformdan daha iyi yararlanmaya harcar.

*

- En büyük eylemini iktidara karşı yapar, televizyon kanalına karşı değil.

*

- “Çıkmıyorum ben oraya” demez, “Beni oraya niye çıkarmıyorsun” der.

*

- Yoldaşlarına yukarıdan talimatla izleyeceği ya da izlemeyeceği kanalı bildirmez.

*

- İktidara karşı yapamadığı muhalefeti, televizyon kanalına yaptığı muhalefetle telafi etmeye kalkmaz.

*

- Boykot moykot dedikten sonra basın özgürlüğü demenin ağza yakışmayacağını bilir.

*

- Başkası yaptığında şiddetle itiraz ettiği şeyin aynısını yapmaz.