Hacı Yakışıklı şöyle demiş:

“Ben ‘Devlet Opera ve Balesi’ diye bir şeyin olmasına karşı çıkarım. Bizim kültürümüzde olmayan bir şeyi koskoca Türkiye Cumhuriyeti Devleti niye sahipleniyor? Göktürkler’de bale mi vardı? Balçiçek Hatun, Gökçe Kız, Bilge Kağan, Kültigin bale mi yapıyordu?”

*

İyi de Hacı...

Göktürkler’de tasavvuf müziği de yoktu ama bizde Devlet Tasavvuf Müziği koroları var.

Balçiçek Hatun tiyatro yapmazdı ama bizde Devlet Tiyatroları var, başına da Tamer Karadağlı getirildi.

Bilge Kağan zamanında devlet festival mestival yapmazdı ama bizim devlet yapıyor.

Keltler, Cermenler, Vikingler falan... Bu ulusların hiçbiri bale yapmazdı ama şimdi hepsi yapıyor.

*

Hacı’m! Senin çok acil “bir argüman nasıl üretilir, bir mantık nasıl çalıştırılır” gibi konulara eğilmen lazım.

NORM ENDER NORMU KOYMUŞ

ATATÜRK için Disney’e tepki göstermek söz konusu olduğunda sanatçılarımız:

*

“Kem küm. Şey. Konu çok karışık. Ne desem acaba? Ben Ata’nın kızıyım. Ama konuyu araştırmak lazım. Kem küm. Şey...”

*

Tamer Karadağlı’nın atanması söz konusu olduğunda sanatçılarımız:

*

“Saniye kalmam Devlet Tiyatroları’nda. İstifayı basıyorum. Dilekçeleri veriyoruz. Bu bir istifa kalkışmasıdır. Olmaz böyle şey.”

*

Rap sanatçısı Norm Ender, işte bu derin çelişkiyi görüp normu şöyle koymuş:

*

“Bababa! Tamer Karadağlı’ya sergilenen ayarsız öfkenin zerresi, Atatürk’e yapılan saygısızlık için Disney’e gösterilmedi. Utanın! Sanat camiasında gerçekten samimi ve bağımsız insan çok az. Ben artık bu tepkilerin bile tamamen kişisel çıkarlarla ilgili olduğunu düşünüyorum.”

BAZI BAKANLARA DAİR ÜÇ AYLIK İZLENİMLER

- MEHMET ŞİMŞEK: Bütün gözlerin üzerinde olduğunun farkında. Bu nedenle aşırı temkinli. Hatasız bir iletişim için tek taraflı iletişimi tercih ediyor. Ancak bir süre sonra tek taraflı iletişimin yetmeyeceğini fark edecek.

*

- ABDULKADİR URALOĞLU: Bu isme dikkat! Vazife insanı. Ulaştırma alanını çok iyi biliyor. Üstelik sansasyondan uzak. Üstelik diyalog yanlısı. Önümüzdeki süreç içinde yıldızının parlayacağını düşünüyorum.

*

- MAHİNUR GÖKTAŞ: Belçika meclisinde milletvekilliği yaptı. Batı tipi siyasetin göbeğinden geliyor. Ne kör bir Batı düşmanı ne kör bir Batı yanlısı. Deneyimlerinden yararlanmasını biliyor. İzlenimim bu yönde.

*

- ALİ YERLİKAYA: Süleyman Soylu gibi baskın bir siyaset adamından sonra işinin çok zor olduğunu düşünüyordum. Şunu söyleyebilirim: Zoru başardı! Kendi özgün üslubunu buldu. Ayrıca gayet de başarılı.

*

- CEVDET YILMAZ: Bir “abi” konumunda olduğunu düşünüyorum. Uzaktan izlediğime göre “sorun çözücü” bir yapısı var. Mehmet Şimşek’le iyi anlaşması büyük avantaj. Dengeli, ağır başlı ve itimat telkin ediyor.

*

- YILMAZ TUNÇ: Kendisiyle hiç temasım olmadı. Adalet Bakanı olarak atandığında hakkında olumlu çok şey söylendi. Büyük bir yargı reformu üzerinde çalışıyormuş. Büyük bir özlemle bunu bekliyorum.

*

- YAŞAR GÜLER: Genelkurmay başkanlığından bakanlığa geçişin kurucu babası Hulusi Paşa’ydı. İlk eğilimleri o oluşturdu. Yaşar Paşa ise kendine özgü bir yaklaşım getiriyor. Üslubuyla, mesafesiyle, tartışmaların dışında kalmasıyla.

*

- HAKAN FİDAN: Hükümetin en önemli ismi. MİT gibi kapalı bir kurumdan Dışişleri Bakanlığı gibi açık bir yapıya geçişi mükemmel yönetti. Çok çabuk uyum sağladı. Hiç acemilik çekmedi. Sağlam bir vizyonla yürütüyor görevini.

*

- MEHMET ÖZHASEKİ: Türkiye’nin depreme hazırlanması gerekiyor. En önemli konu bu. Sorun milli güvenlik sorunu. Milli beka sorunu. Hem bunun farkında hem de bu konuda hızlı aksiyon alma peşinde. Yani doğru yolda.

*

- ÖMER BOLAT: Kendisini geçmişten tanırım. Epey geçmişten. Çalışkan, nazik, iletişimi kuvvetli bir isimdir. İlk üç ayda da Ticaret Bakanı olarak bu yönlerini fazlasıyla öne çıkarmış durumda.