DÜNYA

Ufuk Ulutaş : 13 garabet

Tarih
26 Haziran 2017
İzlenme
2926 Kişi
 ABD Dışişleri Bakanı Rex Tillerson’un “Katar’dan taleplerin makul olması gerektiği” açıklamasını yapmasının hemen akabinde çok konuşulan talep listesi basına düştü. Taleplerin makul olmayacağı bilgisinden mi, yoksa Körfez ülkelerinin “kantarın topuzunu kaçırma” temayülünden midir bilinmez, Tillerson “makul” kelimesine özel vurgu yapmıştı. Tillerson’un sözlerini anlamsızlaştıracak ölçüde makullükten yoksun 13 maddelik liste yayımlandığında Katar kısa sürede talepleri karşılamayacağını açıkladı.

Suni bir kriz ve Katar’ı dize getirme çabası olarak karşımıza çıkan son yaptırımlardan sonra Katar karşıtı cephenin taleplerini açıklaması bile başlı başına bir garabetti aslında. Katar’ın bu cephenin taleplerini yerine getirmesi beklentisi de en az o kadar absürttü. Taleplerin mahiyeti ise bu garabeti bir seviye öteye taşıdı.

Katar’dan istenenler şunlar: İran’la diplomatik ilişkileri kesip, İran’daki bazı Katar’a ait ofislerin kapanması. Müslüman Kardeşler, DEAŞ, El-Kaide, Hizbullah gibi terör örgütleriyle ilişkinin kesilmesi. El-Cezire ve kardeş kanalların kapatılması. Katar’ın finanse ettiği haber mecralarının kapatılması. Türkiye’nin Katar’daki askeri varlığının acilen sona erdirilmesi ve askeri üssün kapatılması. Suudi Arabistan, BAE, Mısır ve Bahreyn’in terörist kabul ettiği tüm kişi ve gruplara finansal desteğin kesilmesi. Bu ülkelerde aranan teröristlerin iade edilmesi. Egemen devletlerin iç işlerine karışmaya son verilmesi. Yukarda listelenen ülkelerdeki muhalif hareketlere verilen desteğin kesilmesi. Katar’ın son yıllardaki politikaları sebebiyle hayatını kaybeden ve maddi zarar görenlere tazminat ödenmesi. Diğer Arap ve Körfez ülkelerine paralel hareket edilmesi.10 gün içinde bu taleplere uyulması. Taleplerin yerine getirilip getirilmediğini gözlemlemek için denetime izin verilmesi.

Tabiri yerindeyse Katar’dan istenen “dükkanın anahtarını bırakıp gitmesi”. Körfez ülkeleri Katar’ın bu talepleri yerine getirmesinin mümkün olmadığını çok iyi biliyorlar. Buna rağmen bu absürt taleplerle kamuoyunun karşısına çıkmaları temelde iki sebepten. Birincisi, biz talep ettik, Katar talepleri karşılamadı diyecekler. İkincisi, 10 gün sonra sertleştirecekleri yaptırım ve müdahaleler için kendilerince “meşru” zemin hazırlayacaklar. Bu kriz daha da çirkinleşebilir. Pazarlığa yüksekten başlamak iyidir, fakat bu kadar yüksekten başlanması herhangi bir pazarlığın oluşmasına baştan engel olacaktır. Zaten Katar, taleplerin kabul edilemez olduğunu hemen açıkladı. Bu talepleri makul bulan tek bir uluslararası aktör dahi yoktur.

Taleplerin kendisi de çelişki ve saçmalıklarla dolu. İran’a karşı bir hassasiyet varmış gibi gösterilse de aynı anda Türk üssünün hedef alınması, Körfez’in içinde bulunduğu stratejik sığlığı gösterir cinsten. 13 talebin açık ettiği tek nokta, bu cephenin derdinin İran olmadığı. BAE hâlâ Türkiye düşmanlığına devam ediyor ve Suudi Arabistan da kendine paralel zihinleri de mobilize etmiş durumda. İran’ı sınırlandırmayı isteyen bir cephenin aynı zamanda Türkiye’yi karşısına alacak hamleler yapması, ideolojik körlük ve stratejik sığlıktan başka bir şey değil.

Katar’ın aynı anda Hamas, Hizbullah, Husiler, Müslüman Kardeşler, El-Kaide ve DEAŞ’ı desteklemekle suçlanması, 13 talebin tiye alınmasına yetecek malzeme sunuyor zaten. Taleplerin Katar veya uluslararası toplum tarafından ciddiye alınacak bir tarafı yok. Körfez kendisini bir çıkmaz sokağa sokuyor. Bu suni tırmanış ve stratejik sığlık Körfez’e, Ortadoğu’ya ve İslam dünyasına büyük zararlar verecek.

Hayırlı, huzurlu bayramlar dileklerimle…

Akşam
26 Haziran 2017

YORUM YAPIN

Yorumlarınız editörlerimiz tarafından okunup onaylandıktan sonra yayına alınacaktır.

YAZARIN DİĞER MAKALELERİ Tümü
BU KATEGORİDEKİ DİĞER MAKALELER