DÜNYA

Tamer Korkmaz : Sömürgeci

Tarih
03 Aralık 2014
İzlenme
2959 Kişi

3 Aralık 2014

Putin’in Ankara ziyareti Batı Medyası’na panik atak yaşattı.

Ankara-Moskova yakınlaşmasından dolayı Amerikan, İngiliz ve Alman medyasının paçaları tutuştu.

Mesela, Almanya’da yayınlanan Focus dergisi Erdoğan-Putin Zirvesi’ni “Çar ile Sultan’ın Buluşması” diye verdi!

Dergi, “Her iki lider hakkında şu anda Batı’da hiç de iyi konuşulmuyor. Bu Rambo politikacılar, Batı’ya karşı işbirliği yaparlar mı?” diye yazdı: Ağzındaki baklayı çıkardı.

-Batı Cephesi’nde haklarında iyi konuşulmaması mı?

-Bu, hem Erdoğan hem de Putin için takdir edilecek bir husustur!

Alman Focus’u, Erdoğan’ı “Türkiye Cumhurbaşkanı Batı’yı sömürgeci olarak görüyor” diye eleştiriyor. Batı’nın (En başta ABD’nin) sömürgeci olduğu kapı gibi bir hakikat...

Bunu son dönemde çarpıcı bir itirafla dile getiren de bir zamanlar CIA ve BND için çalışmış olan Alman gazeteci Udo Ulfkotte oldu:

“-Almanya, hala daha ABD’nin sömürgesidir.” dedi!

Alman gazete ve dergileri, ABD’nin güdümündeki Derin Almanya’nın dublajcıları olarak “görev” yaparlar...

Alman derin devleti, Anayasa’yı Koruma Teşkilatı’dır...

Bu örgütün, görünmeyen kısmında yani Üst Yapı’sında bir nevi “Sömürge Valisi” gibi, “Amerikalı” bir isim vardır!

Focus, bir süre önce Anayasayı Koruma Teşkilatı (BfV) kaynaklarının MİT Müsteşarı Fidan’dan duyduğu rahatsızlığı dile getirmişti. (25 Ağustos 2014)

«

Alman Medyası, BfV ve BND’yi (CIA tarafından kurulan Alman dış istihbarat teşkilatı) eleştiremez!

Almanya’da 2000-2007 yıllarında 8’i Türk 10 kişinin Derin Almanya’nın kontra örgütü tarafından infaz edildiği gerçeğinin üzerine asla gidemez.

Bu arada, Necip Hablemitoğlu Suikastı’nın on ikinci yıldönümüne (18 Aralık 2002) iki haftalık bir süre var.

Alman Medyası, Necip Hablemitoğlu Cinayeti’nin arka planına neden seyahat edemez? Ya da bunca yıldır neden edemedi?

Cinayeti, Alman derin devletinin “Kontrgerilla Birliği” olan GSG-9 timine bağlı tetikçilerin işlediğine dair çok ciddi iddialar var! Alman Medyası’nın, içeride de Baronsal Doğan Medyası’nın bunca yıldır gıkı çıkmaz.

«

Hablemitoğlu Suikastı’nda, Alman timine Türkiye’deki Gladio’ya bağlı unsurlar, örneğin mensubiyeti malum bazı Emniyet’çiler de yardımcı olmuşlar mıdır?

Hablemitoğlu’nun yazdığı (vefatından birkaç ay sonra yayınlanabilen) son kitabın ismi Köstebek’ti.

Kitapta, günümüzde Paralel Yapı olarak bilinen örgüt anlatılıyordu. Necip Hablemitoğlu, örgütün CIA, BND, MI6 gibi yabancı istihbarat teşkilatlarına taşeronluk yaptığından söz ediyordu!

«

Türkiye’deki Komünizmle Mücadele Dernekleri, CIA ve BND ile bağlantılıydı.

ABD-NATO’nun Soğuk Savaş döneminde Avrupa’da ve Türkiye’de uyguladığı “gerilim ve kaos stratejisi” birbirinden farklı bayraklar taşıyan aynı gizli yapıya bağlı “Sinek Kâğıdı” örgütleri yani “kontra örgütler” üzerinden icra edilmiştir.

Almanya’da 17 Nisan 1973’te faaliyete geçen GSG-9 timini sadece BND ile değil CIA ve MOSSAD’la da birlikte düşünmek gerekir. Bu dün de böyleydi, bugün de böyledir.

GSG-9, farklı ülkelerdeki kontra örgütlerle ve onların tetikçileriyle de bağlantılıydı...

Valeska von Roques’in yazdığı “Papa’ya Komplo” adlı kitapta şu çarpıcı bilgiler yer alıyor:

“Susurluk Meclis Araştırma Komisyonu’nun karşısına çıkan Meral Çatlı’ya göre 12 Eylül darbesinden çok kısa süre sonra kocası ‘bilgisini geliştirmek amacıyla altı haftalık bir kurs için bir Batı ülkesine gitmişti.’ Bu kitabın yazarına İstanbul’da bilgi veren bir kişi bu ‘kurs’un Batı Alman GSG9 birliğinin bir eğitim kampı olduğunu kesinlikle söylemiştir...

(...) Abdullah Çatlı takma bir adla Almanya’ya rahatlıkla sayısız giriş çıkış yapmıştır. (...) Çatlı, 1981 yılında İsviçre’de tutuklanıp hapse atılmış fakat kısa süre sonra salıverilmişti. Ankara’dan İsviçre’ye gelen CIA adamları Çatlı’nın serbest bırakılmasını sağlamışlardı...”

«

Papa Suikastı için Ağca’ya silah temin eden Avusturyalı silah tüccarı Horst Grillmayer, BND ve CIA hesabına çalışan, MOSSAD’la da bağlantılı bir isimdi. Avusturya polisi onu bir gün aracında silahlarla tutuklamış ancak hemen serbest bırakmıştı!

ABD-NATO’nun “Komünizmle Mücadele” stratejisinin Türkiye ayağında CIA şefi Paul Henze’den önce en önemli isim Özbek asıllı CIA ajanı Ruzi Nazar’dı. 1960-1971 yılları arasında Türkiye’de çalışan Nazar daha sonra Almanya’da görevlendirildi:

Nazar ve Henze, Doğu Bloku’na yönelik yayınlar yapan Münih’teki CIA şemsiyeli Radio Free Europe’ta ve Bonn’daki ABD Büyükelçiliği’nde birlikte çalışmışlardı.

Henze’nin Ankara’daki en yakın dostu Kasım Gülek’in, İsviçre’deki P26 mason locası eski şeflerinden doktor Otto Backmann’ın Montreux’nün Caux kasabasındaki şatosunda 1979’da misafir edildiği Halid Özkul’un “CIA: Gizli Ordular” adlı kitabında yazılıdır. Turgut Sunalp de Otto Backmann’ın yakın dostları arasındaydı!

Yenişafak

YORUM YAPIN

Yorumlarınız editörlerimiz tarafından okunup onaylandıktan sonra yayına alınacaktır.

YAZARIN DİĞER MAKALELERİ Tümü
BU KATEGORİDEKİ DİĞER MAKALELER