DÜNYA

Tamer Korkmaz : Maskeli Balo!

Tarih
01 Şubat 2015
İzlenme
2132 Kişi

15 Kasım 2014...
Frankfurter Allgemeine’nin eski editörlerinden Udo Ulfkotte, “Satılmış Gazeteciler” adlı kitabında CIA’in birçok ülkede istihdam ettiği gazetecileri anlatıyor.

“CIA için çalışan 100’den fazla Alman gazeteciyi ismen bildiğini” söylüyor. “Bu sayı Türkiye’de de en az bu kadardır. Türk gazetecilerin de isimleri Amerikan gizli servisinin maaş bordrolarında geçiyordur” diyor!

***

CIA’den bahis açıldığı zaman, onunla “yapışık teşkilatlar” pozisyonundaki BND ve MOSSAD’ı da cümleye eklemek gerekiyor.

Ulfkotte ifşaatında “Almanya’nın, hala daha ABD’nin sömürgesi olduğuna” dikkat çekiyor!

Bunun dip dalgadaki manası, Alman derin devletinin başında bir Amerikalı’nın bulunmasıdır!

-Gizli Sömürge’yi yöneten “maskeli” bir derin baron mevzubahistir!

Alman derin devletinin çekirdek teşkilatı, Almanya Anayasa’yı Koruma Örgütü’dür. (BfV) 2000 ile 2007 arasında “Dönerci Cinayetleri” diye etiketlenen 8’i Türk 10 kişinin katledildiği eylemlerin perde arkasında “Derin Almanya” vardır.

Mesela, Doğan Medyası bu cinayetlerin arka planına asla seyahat edemez, etmez! Almanya’da derin devletin güdümündeki Bild gazetesini yayınlayan Axel Springer şirketinin Türkiye’deki ortağı Doğan Holding’dir.

Alman Medyası, BfV ve BND’yi (CIA tarafından kurulan Alman dış istihbarat teşkilatı) eleştiremez!

Udo Ulfkotte’nin geçmişte çalıştığı Frankfurter Allgemeine gibi önde gelen Alman gazeteleri başta olmak üzere, Der Spiegel gibi belli başlı dergiler de Alman derin devletinin yönlendirmesi ve yakın kontrolü altında yayın yaparlar.

Keza, Alman Vakıfları...

-BfV ve BND’nin güdümündeki kuruluşlardır.

Türkiye’de faaliyet gösteren Alman Vakıfları, İshak Alaton’un kurucuları arasında yer aldığı TESEV’le yakın ilişki içerisindedir. İshak Alaton Paralel Yapı’nın baş tacı yaptığı bir barondur. TESEV’in kurucu isimlerinden olan CHP genel başkanı Kılıçdaroğlu, ‘ABD-İsrail Yandaşı’ Paralel Yapı ile MİT Krizi’nden bu yana canciğer kuzu sarmasıdır.

***

Deniz Baykal’a kaset operasyonundan birkaç ay önce BND’nin Frankfurt’ta Kılıçdaroğlu’nun başını çektiği bazı CHP’lilerle temasa geçtiği ve bu görüşmeler esnasında (Kasım 2009) o dönemde CHP Grup Başkan Vekili olan Kılıçdaroğlu’nun Baykal’a operasyon yapılacağından haberdar edildiği artık sır değil!

Türkiye’deki Gladio’nun farklı kıyafetler giymiş kontra örgütleri veya grupları geçmişten bugüne CIA-BND-MOSSAD hattıyla sistematik olarak temastadır.

Örneğin, DHKP-C (Eski Dev Sol) tetikçilerine kol kanat geren devletler bahsinde Almanya başı çeker...

Sabancı Suikastı’nın tetikçilerinden Mustafa Duyar, Almanya’da gizlendiği dönemde kaldığı bir evde İpekçi Suikastı zinciri içinde yer almış olan Yalçın Özbey’le karşılaşmıştır! Abdullah Çatlı, hem Abdi İpekçi hem de Sabancı Suikastı’nın organizasyonunda vardır...

İpekçi Cinayeti’ne adı karışan CIA ajanları arasında Frank Terpil’in ismi geçer!

Terpil, İtalya’daki mahkeme kayıtlarına göre M.Ali Ağca’yı Türkiye’den Avrupa’ya kaçıran ajandır. Sonraki yıllarda bir Amerikan televizyonuna çıktığında “Ağca’nın Bulgaristan üzerinden Avrupa’ya geçmesinde rol oynadım” demiştir.

CIA ajanı Terpil, o ekrandaki ifşaatında “Türkiye’de Murat Bayrak’a silah sattığını” da söylemiştir!

Murat Bayrak mı, 1973-1977 arasında Süleyman Demirel’in AP’sinde milletvekili idi.

Daha sonra MHP’ye geçti ve Merkez Yönetim Kurulu üyesi seçildi. 12 Eylül’de sadece Murat Bayrak hakkında soruşturma açılmadı! 12 Eylül’den itibaren MHP yöneticileri birer birer gözaltına alınırken Bayrak bu operasyonun dışında tutuldu ve Almanya’ya kaçtığı açıklandı!

Bu “kaçma” Abdullah Çatlı’nın gizlice yurt dışına gönderilmesi gibi, 12 Eylül’ün gizli hesabına dâhil bir uygulamaydı!

Şimdi de 14 Ocak 1987 tarihli Milliyet gazetesinin ilk sayfasında yer alan bir haberin başlığını okuyalım:

“-Murat Bayrak’tan Yerli Humeyni’ye destek!”

O haberde, “Dışişleri eski bakanlarından İhsan Sabri Çağlayangil’i Almanya’daki evinde konuk eden kaçak işadamı Murat Bayrak, ‘Türkiye’deki rejimi sallıyoruz’ diyen kaçak müftü Cemalettin Kaplan’ı nasıl koruduğunu Milliyet’e anlattı...” deniliyordu!

Bayrak, “Eski müftü Kaplan’a Almanya’da oturma iznini ben aldım” diye konuşmuştu!

İspir-Erzurum doğumlu Kaplan (1926-1995) ikamet ettiği, himaye edildiği Almanya’dan “seslenerek” kontra misyonunu yerine getiriyordu! Eski (Ecnebi) Rejim’in 1980’li yılların ikinci yarısından itibaren “İşte Kara Ses, İşte İrtica” diye işaret parmağı ile gösterdiği bir isimdi!
Yenişafak

YORUM YAPIN

Yorumlarınız editörlerimiz tarafından okunup onaylandıktan sonra yayına alınacaktır.

YAZARIN DİĞER MAKALELERİ Tümü
BU KATEGORİDEKİ DİĞER MAKALELER