Evvela Rusya, eski SSCB gücüne sahip değildir. En esası ise yönetimdeki kişilerin, artık çok zengin olmasıdır. Rusya toplumu, bunu sorgulayacak bir toplum. Lakin ABD baskıları ile esasında sorgulanmanın önünü kesti ve toplumla yönetim arasında ittifakı daha da pekiştirdi. İkinci Dünya Savaşı’nda; er olan oğlunu, esirliğinde olan Alman generaline değişmeyen Stalin gerçeği, SSCB’nin dayandığı dokuları anlatan esas faktördür. Bunun yanı sıra her ne kadar Rusya, SSCB’nin esas ana damarını oluşturmuş olsa da, şimdiki gerçekler Rusya’nın büyük yük taşıma kapasitesinin olduğuna da kanaat getirmemektedir.

Elbette Rusya ciddi etki sahası oluşturabildi. Burada ABD’nin dış politikasının yıkıcı sonuçları, ulusları yok sayan projelerinin etkisi söz konusudur. Lakin esas mesele Amerika’nın, Rusya’nın “bitti veya biteceğini zannederek” Rusya, Ukrayna’yı “kurban” belleyerek kuşatma isteği oldu.

Oysa bu girişimle, “yaralı ayı” misali daha saldırgan bir Rusya’nın uyanışına neden oluşturdu.

Bakın duruma şimdi. Rusya hiç bu kadar eski SSCB ülkelerinin iktidarlarını belirlemek, kendine yakın mesafeyi tercih edenlerin, siyasi iradeyi temsil etmesine destek verme heveskârı değildir.

Gerçi bu ülkelerde, bayağı akıllı politikalarla büyük güçlerin kavgasından kârlı çıkmanın peşinde!

Belarus ve Moldova örneklerinde bunu görebiliyoruz.

Moldova’da yeni seçilmiş Cumhurbaşkanı İgor Dodon, Rusya’ya sıcak bakışı hatta Rusya tarafından seçim sürecinde desteklenen biri olarak, siyasi arenaya dâhil oldu. Söylemlerine baktığınızda; “Batı ve Rusya arasında tercih etmediğini, her ikisine de aynı mesafede yakın ve aynı mesafede uzak olduğunu” ifade etse de anlaşılan o ki, ABD’nin Moldova ile Rusya gerilimi üzerine kurgulamak istediği politikalar şimdilik askıya alındı.

Belarus; Rusya ile ortak devlet sistemine girse de, sık sık Rusya’ya, özellikle Putin’e eleştiri içerikli mesajlar gönderebildi. Batıyı kökten yok saymadı. Hatta Rusya’ya rağmen, Batıya da ilişkiler kapısını açabildi. İşte anlatmak istediğim; küçük devletler, bu Rusya - ABD kapışmasından zarar görmeseler de, esasında akıllı uygulamalarla faydalı da çıkma durumları söz konusudur. Pazarlık masasında daha fazlasını almak, daha fazla kendilerini güvene alma konusunda, Amerika - Rusya gerilimini kullanabildiler.

Rusya’ya baktığımızda, bu durum Rusya’nın işine gelmemektedir. Sürekli dış düşman fenomeni ile kamuoyunu ayakta tutmanın zorluklarını giderek fazlasıyla hissetmektedir Rusya!

Diğer taraftan da Rusya; ABD’nin kendisi dışındaki uluslara, saldırgan politikaları ile Rusya’nın konumunu gerekli kılmaya başladı.

Kissinger’ın son Rusya tespitleri, daha gerçekçi yaklaşımı ortaya koydu. ABD, Rusya’yı doğru okumadı, okuyamadı. Yanlış okumalarla da, Rusya ile komşusu olan küçük devletlerin bir kısmının arasını açabildi.

Rusya’nın bir engeli var. Rusya politikalarında sebatlı değildir. Çok duygusal başlanan bir hareketin, yolun ortasında başsız kalabilme ihtimali çok yüksek. Rusya’da; Ermeni ve Yahudi lobisi çok güçlü! İşte Rusların dezavantajı budur.

Tüm bu gerilim ortamında Rusya, yeni sürece ihtiyaç duymakta! Kimse ile savaşmak istemiyor. Mecali ve hevesi yok. Para ile tanışan bir zümre, savaşa götüren tüm yolları, taşlarla kapatır, engeller! Ve elbette ki savaş ortamı sadece Rusya’yı değil, etkisi altındaki coğrafyayı da etkileyeceği ortadadır. Kendini alevden koruma adına herkesi ateşe atabilecek bir yapısı olduğunu defalarca yazmışımdır. Trump’la birlikte yeni süreç, Rusya’nın şu anda çok istediği bir durumdur. Baktığımızda ABD, Trump’la birlikte zaten bu ortamı değiştirmeye meyilli olduğunu göstermektedir. Trump’ın işbaşına geçeceği tarihe günler kalmışken, giderayak ortamı ateşe veren yapının ABD’yi küresel güç olma kabiliyetinin inişe sürüklendiğini de görmekteyiz.

Trump’la birlikte bu giderilecek mi?

Trump; Amerika’nın her yere gözyaşı getirdiği gerçeğini değiştirebilecek mi?

Bu soruların ortaya çıkması bile dünyanın, “ABD’yi sorgulanma sürecine girdiğine” işarettir. Rusya; Trump’tan dostça ortam oluşturmasını beklemekte. Eğer bu ortam oluşursa ve Rusya, Amerika ile anlaşır ise gereği şimdiden düşünülmeli...


Star
15 Ocak 2017