Hemen ardından da…

“Genel, yerel ve başkanlık seçimlerinde neler olabilir, neler olamaz, hangi ittifak modeli nereye varabilir nereye varamaz?..”meselelerine dair “tespit”lerimizi yazıya dökelim…

Saadet için “Tıpkı Milli Selamet gibi Anahtar Parti oldu!”diyenler var…

“İyi Parti-Saadet İttifakı bütün dengeleri değiştirir!” diyenler var…

Vesaire…

Bakalım:

Birçok yetkili ağızdan “Gündemimizde erken seçim yok.”açıklaması geliyorsa da…

Ben…

“Burası Türkiye” klâsik kaydını düşüyor ve önümüzdeki süreçteki “muhtemel gelişmelerden dolayı” erken seçimin gündeme gelebileceğini ifade ediyorum.

Bu ihtimalin “küçümsenmemesi gerektiğinin” de altını çiziyorum.

İktidar kanadı erken seçime de, vaktinde seçime de hazır!..

Burayı böyle geçeyim ve “Hangi ittifak hangi sonuçları getirir?” meselesine geleyim:

Birileri demekte ki;

“Saadet, tıpkı MSP gibi anahtar parti haline gelmiştir.

Saadet’in bir ittifakta yer alıp almayacağı veya hangi ittifakta yer alacağı; yerel ve genel seçimlerin, bilhassa da Cumhurbaşkanlığı seçiminin sonucunu belirleyecek kadar önemlidir!”

Buradan hareket edenler, ağırlıklı olarak “Saadet Partisi- İyi Parti” ittifakının müthiş bir sinerji meydana getireceğini…

Buna bir de, Anavatan, DP, DYP gibi ‘merkez sağ’ oluşumların eklenmesi halinde, “tadından yenmeyeceğini” öne sürüyorlar!..

HDP ve CHP, Vatan Partisi, vs. yapıların da değerlendirilmesiyle…

Başta İstanbul ve Ankara olmak üzere büyük şehirlerin önemli bir bölümü Ak Parti’den alınabilirmiş…

Ve dahi…

İktidar Partisi’nin Meclis çoğunluğunu kaybetmesi, en önemlisi de “Recep Tayyip Erdoğan’ın indirilmesi sağlanabilir”miş!..

“Yıkmaya” odaklanan hesap sahiplerinin bir kısmına göre, Sayın Abdullah Gül, ‘Saadet Partisi’nin adayı’ olacak ve Cumhurbaşkanlığı seçimi bu sayede ikinci tura taşınacak!..

İkinci turda da…

Malûm hesaplar!..

Bu ve benzeri değerlendirmelerle dikkat çekenlerin lâflarını,“arzuların ifadesi”olarak görüyorum.

Ümitlenmek istiyorlar, 2019’u da (Veya 2018’i de) kaybetmenin kendileri için bir “son” olacağı korkusunu bastırmaya…

Kaf dağının ardındaki umudu yakalamaya çalışıyorlar.

Yok, boş hayallere kapılmasınlar…

Recep Tayyip Erdoğan orada olduğu müddetçe, seçimlere O’nun liderliğinde girildiği müddetçe, hiçbir rakibinin şansı yok!..

İYİ PARTİ- SAADET BİRLEŞECEK DE NE OLACAK?

Sosyal medyadaki ve “bir kısım” medyadaki havaları boş verin…

Vatandaş, oralara şöyle bir göz ucuyla bakıyor ama pek etkilenmiyor.

“Zamanında şöyle şöyle denmiş de bugün böyle böyle deniyor”muş…

Bir kalemde geçiniz!..

Seçmen “istikrar” arar, “macera” aramaz!..

Ak Parti, 2002’de iktidara yürürken “macera” vaat etmedi vatandaşa…

Plânını, programını, projelerini ortaya koydu…

Neleri yapabileceğini, neleri yapamayacağını net bir şekilde anlattı.

O günlerde ülke batma noktasına gelmişti, vatandaşın“korkuları” tavan yapmıştı…

Oy verilebilecek başka bir adres kalmamıştı.

Bundan dolayı da Ak Parti rahatlıkla kazanmıştı.

Bugün de, “istikrar”ı önceleyen vatandaşın oy verebileceği bir başka adres yok!..

İyi Parti ile Saadet Partisi birleşecek de ne olacak?

Böyle bir ittifak “hane halkı”na ne vaat edebilir?..

Beka meselesi var, birlik ve bütünlük meselesi var, sınırlarımızın dibinde büyük bir paylaşım kavgası var…

Uzun süreceği belli olan “harekât” var…

Ekonomimin iyi yönetilmesi gerekiyor…

Vatandaşın da borçlarını ödemeye devam edebilmesi gerekiyor…

Yani, “istikrar” şart!

İyi Parti-Saadet İttifakı “istikrar” vaat etmez ki?

Vatandaş niçin destek versin?..

“Efendim, Erdoğan kaybetsin diye!”

Böyle iş mi olur?

Salt “yıkma” üzerine oyun mu kurulur?

Sonra…

Böyle bir ittifak nereye kadar, ne zamana kadar devam edebilir?

Bir başka mevzu, bir başka hesap alanı:

Abdullah Gül, “Erdoğan’ı yıkma” projesinde yer alarak, nasıl bir siyasi gelecek inşa edebilir?..

Böyle bir macera, ülkeyi nereye götürür, kendisini nereye götürür?..

Öte yandan…

Saadet Partisi ile İyi Parti ittifakının “barajı” aşabilmesi çok çok zordur…

İyi Parti artı Saadet’in oyunun en fazla yüzde 7 olabileceğini düşünüyorum…

CHP ile HDP’nin bir araya gelmesi, CHP’yi iyice aşağıya çeker.

Bu ikisinin ittifakı da, AK Parti’ye ve Recep Tayyip Erdoğan’a yarar!..

Hoş, gelmezlerse de kazanan değişmez!

Yerel seçimde, ne yapılırsa yapılsın, İstanbul ve Ankara’yı yine iktidar partisi alır!..

AK Parti özellikle büyükşehirlere çok güçlü adaylar koyar ve işi bitirir.

Kimse Mansur Yavaş’ın Melih Gökçek’i zorlamış olmasına aldanmasın…

Ankara’da MHP oyları önemlidir ve bu oyların büyük kısmı“ittifak gereği” AK Parti adayına gidecektir.

İstanbul’da ise sonuç zaten bellidir!

MUHALEFETİN RAKİBİ MUHALEFET!

Muhalefet partileri arasında “net ittifaklar” kurulması kolay değildir.

İyi Parti kendisini “ispatlamak” için uğraşacaktır.

Muhalefet partilerinin öncelikli rakibi iktidar partisi değil, muhalefet partileridir!..

Öte yandan…

Saadet Partisi, ancak “Ak Parti ve MHP ile” ittifaka girdiği takdirde, “ileride büyüme” imkânına sahip olabilecektir.

Saadet böyle bir ittifaktan kesinlikle kârlı çıkar ve 2019 (veya 2018) sonrasına büyük “iddia” taşır.

Sayın Bahçeli partisi adına çok faydalı bir iş yapmıştır, aynı yola girmek Saadet’e de yarayacaktır!..

Bir başka ittifakta yer alması veya hiçbir ittifakta yer almaması halinde;

“Erdoğan’ı Yıkma Plânı”nda bir “küçük unsur”, bir “katalizör”olma durumuna düşecektir.

Saadet Kurmayları bu hesabı yapabilecek durumdadır.

Buraya kadar ne yazdık?..

Özetin özetini vererek bitirelim:

Recep Tayyip Erdoğan sahada olduğu müddetçe..

Sonuç bellidir!..

Herkes kendini bu sonuca göre ayarlamak durumundadır!..

Muhalefet partilerinden birini yönetseydim, hesaplarımı 2019 sonrası için yapardım!..

Milat
5 Mart 2018