SİYASET

Melih Altınok : Ekrem İmamoğlu’na bir rakip daha çıktı!

Tarih
23 Nisan 2025
İzlenme
572 Kişi
" />

İmamoğlu'nun yolsuzluk soruşturmasından tutuklanmasının ardından, genel başkanlık koltuğuna oturduğu ilk günlerdeki enerjisine kavuşan Özgür Özel tam gaz gidiyor.
Geçtiğimiz gün de Yozgat'ta başına kasket takmış, eski bir traktörü zorluyordu.
Devlet Bahçeli, "Özgür Özel dingili kırmış, uçuruma savrulmuştur" dese de işin renginin belli olmasıyla birlikte sağdan soldan "aslansın kaplansın" diye Özel'in sırtını tapışlayanların sayısı da artıyor.
Özel zamanla CHP'nin cumhurbaşkanı adayı olarak meşruiyetini artıracaktır.
Özel'in bir ara "ikinci forvetim" dediği Mansur Yavaş ise hâlâ bir aday.
Yavaş'ın, "Cumhurbaşkanlığı adaylığı için iddiam yok" mesajları gönderse de Yozgat'a gitmek yerine milliyetçi partileri bir araya getirmeye çalışan Yavuz Ağıralioğlu'yla buluşması rastlantı değil.
Dış kulvardansa Bülent Arınç yaklaşıyor.
Şiir okuduğu için cezaevine giren Cumhurbaşkanı Erdoğan ile yolsuzluk suçlamasıyla tutuklanan İmamoğlu'nu kıyaslayıp muhaliflerin gönlüne hitap ediyor.
Evet, yine Abdullah Gül'den sonra sahneye çıktı ama açığı kapatır. Birkaç damla da gözyaşı döktü mü tamamdır.
"Yok artık, daha neler" demeyin...
Karşı taraftan oy almak için daha adını bile söyleyemedikleri Ekmeleddin İhsanoğlu'nu aday göstermediler mi? Bilinçli seçmen de Kemal Bey'in dediği gibi "gidip tıpış tıpış" oy vermedi mi?
Arınç, şüphesiz ki Ekmeleddin Bey'den çok daha popüler. Twitter'da aktif, Tiktok'u bilmiyorum. CHP'nin oylarını artıracağı kesin.
İşte erken seçim isteyen muhalefetin pürmelali.

***

KİMLER KİMLERLE...
Ben Rum tarafının tepkisini çeker diye düşünüyordum ama üç gündür devam ettiğim Kıbrıs yazı dizisine en sert tepki KKTC muhalefetini esir almış çevrelerden geldi.
Günlerdir ada basınının manşetlerinde bu konu var.
İçlerinden bazıları KKTC'ye dair pek konuşulmayan sorunlardan, dengelerden bahsetmemizden rahatsız olmuşlar.
Normal karşılıyorum; dozu aşan ve sorularıma cevap vermek yerine boş sloganlar atan, işi şahsileştiren tepkiler doğru yere parmak bastığımızı gösteriyor.
Rum kesimi, Yunanistan, AB ve İsrail elbirliğiyle Batı'dan KKTC'nin üzerine gelirken, seçim öncesi içeriden yüklenenleri, "Başörtüsü Kıbrıs Türk halkının tartışması değil" diye yazmam elbette kızdıracak.
KKTC açısından Türkiye'nin varlığının hayati olduğundan bahsetmem de, adanın ekonomisinin işlevsel hâle gelmesi için siyaseti ve devleti esir almış bürokratik vesayetle mücadeleyi önermem de...
Ancak olan biteni yerinde anlamak için adaya gelen bir gazeteciye gösterdikleri tepkinin binde birini, aynı gün, Paskalya'da çıkıp "Adadan Türkleri kovacağız" diye tehditler savuran Rum Başpiskopos Yeorgios'a göstermemeleri gerçekten ibretlik.
"Sayın başpiskopos işgalcileri kastetti, adadaki Türkleri değil" diye avukatlık yapmakta bile bir beis görmüyorlar.
O hâlde soralım; geriye kim kalıyor, kimi kastediyor? Adada garantörlük hakkı olan Türkiye'nin KKTC'deki askeri varlığını mı?
Peki, ya Yeorgios'un sözlerini tekrar edip "İşgal duvarını yıkma hedefiyle ilerliyoruz. Baf'tan Gazimağusa'ya, Apostolos Andreas'tan Girne'ye kadar tüm Kıbrıs halkı dirilişi hak ediyor" diyen GKRY lideri Nikos Hristodulidis neden bahsediyor sizce?
Var mı bir cevabınız yoksa yine slogan atıp iftiralarla işi gargaraya mı getireceksiniz?

***

yazının devamı

YORUM YAPIN

Yorumlarınız editörlerimiz tarafından okunup onaylandıktan sonra yayına alınacaktır.

YAZARIN DİĞER MAKALELERİ Tümü
BU KATEGORİDEKİ DİĞER MAKALELER