POLEMİK

Nihal Bengisu Karaca : Tesettürü yüceltirken kadına irtifa kaybettirmek

Tarih
03 Ekim 2017
İzlenme
3765 Kişi
 ÇOK değil bundan sadece 5-6 yıl önce başörtülü kadınlar eğitim alma imkânından mahrum bırakılırken, yahut sırf başörtülü oldukları için mesleklerini icra etmeleri yasaklanırken sık sık şöyle cümleler kurulurdu: “Başörtülülere de karışmayın, başı açıklara da. Kadınların başının dışındakilere değil, başının içine bakın. Kadınları tesettürleri nedeniyle yasaklamayı, açıklıkları üzerinden tahkir etmeyi bırakalım.”

Bu ifadeler o günlerde ileri görüşlü her kesimde karşılık bulurdu. Liberali, demokratı, İslamcısı, hatta makul Kemalisti dahi, bu noktada mutabık kalırdı. Ama sistemin yasakları aşması için bundan fazlasına ihtiyaç duyduğu da ortadaydı.

Günün sonunda başörtülü kadınların dirayeti, başörtülü olmayan kadınların kardeşlerine verdiği samimi desteğiyle bir noktaya getirilen hak mücadelesi Erdoğan’ın siyasi kararlılığıyla buluştu ve yasaklılık hali ortadan kalktı.

Ama o günlerde “başörtülüye de başı açığa da” hak ve özgürlük teminatı veren ya da verilen teminatların ardında duruyormuş gibi yapan bazı ilahiyatçılar, bazı hocalar, bazı müftüler son iki yıl içinde farklı tutumlar içindeyken görüntüleniyorlar.

Kaşlarını alan, kot pantolonunu giyen kızını üniversiteye gönderen babanın ahireti için feryat figan eden, -aslında topluluğu o genç kızlara karşı kışkırtan- bir vaiz yaptığı açıklamalarla hem rahatsız etti hem komik duruma düştü. Komik çünkü genç kadınlar son zamanlarda kaşlarını almıyor, bilakis microblading 3D yöntemiyle kaş çizdiriyorlar. Yani kaşları almak değil kalınlaştırmak moda. Kadın düşmanlarının en kötü hasletlerinden biri güncelleme yapma gereksinimi bile duymamaları.

Açık kadınlar için “soyulmuş domates” benzetmeleri yapılarak “Onları kimse almaz” deniyor sonra. Kadını sebzeyle, nihayetinde “tüketilecek”bir metayla özdeşleştirmenin “soyulmamış domatesleri” yani tesettürlü kadınları da küçülttüğü görmezden gelinerek. Erkek ya da kadının özünde insan olduğunu unutan gaflet ve dalalet orada da kalmıyor.

Gölcük Müftüsü sosyal medyada “Mağazalarda ambalajı açılmış teşhir ürünleri hep yarı fiyatına satılır. Anlayana...” diye bir paylaşım yapıyor. Bu çok “zeki” alegoriden anlamamız gereken, açılmamış ürünün yani tesettürlü kadının tam fiyata satıldığı ve bunun iyi bir şey olduğuna inanmamız gerektiği.

 

Bu mücadele kadınların açık ürün-ambalajlı ürün gibi kıyaslamalarla küçültülmeleri, tahkir edilmeleri için verilmedi.

 

Gölcük Müftüsü Mehmet Yazıcı’nın paylaşımı “Temel hak ve özgürlüklere saygısızlık nasıl yapılır?” sorusunun cevabı bağlamında ibretlikti. Nitekim KADEM bir açıklama yayınlayarak Mehmet Yazıcı’yı kınadı. Müftünün paylaşımının bütün başörtülü kadınlarda şu soruyu uyandırdığına da eminim: “Hayrola? Bir zamanlar başörtülü kadınların mücadelesi için ‘Dişiliği ile değil kişiliği ile var olmak isteyen kadınların mücadelesi’ denilirdi. Kişilikli kadınlar ne ara tezgâha düştü de yarı fiyata satılan ambalajsız ürüne kıyasla ‘daha avantajlı’ ürün mesabesine indirgendi?”

Dişilik-kişilik dikotomisinin de fazlasıyla ayrımcı ve tahkir edici olduğunu biliyorum. Sadece şunu göstermek istiyorum: Tesettürsüz kadınları küçük düşürmek ve başörtülü kadınları yüceltmek için kurgulanan her benzetme ya da teşbih eninde sonunda başörtülü kadınları da aşağı çekiyor.

Çünkü ister domates olsun, ister kabuklu ceviz, isterse ambalajlı ürün; bütün bu teşbihler kadını/insanı kendisinden faydalanılması, kullanılması ya da tüketilmesi için yaratılmış bir “ürün”e indirgiyor. Oysa hatırlamak lazım: İslam tasavvurunda insan, “yaratılmışların en şereflisi”dir. Ve Allah hiçbir domatesi böyle övmez.

**************

Habertürk
2 Ekim 2017

YORUM YAPIN

Yorumlarınız editörlerimiz tarafından okunup onaylandıktan sonra yayına alınacaktır.

  • YORUMLAR
  • Hasan

    30 Aralık 2017
    0 0
    Nihal hanim, yazdıklarınızın bir kısmına katılsamda. Nedense sizi, konu islam olduğunda samimi bulamıyorum.
  • Mimar

    06 Ekim 2017
    0 0
    Yazının yayınlandığı gün dinlemedim. Bu gün vaktim vardı geçmiştekilerden dinlemediklerimi dinleyim dedim. dinleyince bu editör arkadaşlar neden yayınlamış acaba bu yazıyı, okuyan bile sıkılmış, hızlıca geçmiş dedimki; altındaki yorumların çokluğu dikkatimi çekti. Vatandaş polemik konusu yapacak bir şeyler arıyormuş.Editör ondan yayınlamış... Off of yine darlandım. Arkadaş ne zaman ümmetin derdiyle dertleneceğiz.
  • SELAMİ ERGUN

    04 Ekim 2017
    1 0
    YAHU EDİTÖR SUÇLULUK PSİKOLOJİSİ HAKİM BİR YAZI İLE ''YUMRUKLANAN BAŞÖRTÜLÜ KADINDAN'' DEĞİLDE TEŞHİR ÜRÜNÜ OLMANIN SUÇ OLMADIĞINI SAVUNAN BİR YAZI KALEME ALMIŞ BİR YAZARI ÖNÜMÜZE SÜRÜYORSUNUZ, NİYE ACABA ... YUMRUKLANAN KADIN KADIN DEĞİLDE KADINDAN BAŞKA BİRŞEY Mİ! AMACI BELLİ GAYESİ BELLİ YAZARIN SİZDE YEMİNİ YUTTUTURUYORSUNUZ, YAZIK...
  • Konyalı

    04 Ekim 2017
    1 0
    Kafasına bir bez örttüğü için kendisini tesettürlü zannediyor artist...Teberruc ayeti sizin gibilerden bahsetse gerek.Bari haddini bil.
  • Ali osman

    03 Ekim 2017
    1 0
    Osman emral kardeşim... Din Allah'ın amenna. Da Kuran'da iyiliği emret kötülükten sakindir emri var. O zaman kimse kimseyi bir şey için teşvik etmesin. Sen bir işyerinde ben bu kurala uymam diyebiliyor musun. Dediğin anda atıyor lar işten değil mi? Bengisu hanima gelince ... Tesettürlü bayanlara referans olabilecek birisi değil.
  • A bey

    03 Ekim 2017
    0 0
    "Dinde zorlama yoktur" manası, ikidir: Müslüman ise: "farzları yerine getirdikten sonra" nefsine ağır gelip dinden soğutacak zorlama yoktur Gayri müslim ise: müslüman olmak için zorlama yoktur Yoksa çocuk 10 yaşını geçmiş, hiç namaza teşvik yok, oğlan akşam kahve köşelerinde hiç zorlama yok, kız mini etek dışarıda dolaşıyor, hiç zorlama yok - değildir.
  • Osman Emral

    03 Ekim 2017
    1 0
    Sn Yorumcu;' İslam da zorlama yoktur' kuralına kendinize göre getirdiğiniz yorumu hiç düşündünüz mü bilmiyorum. Dinin sahibi Allah'tır ve kural koyan da koyduğu kuralı gözeten de O'dur. sen değilsin ki sen zorluyorsun yada kendine güya inanan olarak vazife çıkarıyorsun. Yoksa din gününün sorgulayıcısı-haşa- sen misin. Burada inananların kendini Yüce Yaratıcıya karşı zorunlu hissetmesidir aslolan, yoksa senin kuralların değil.
  • YAV HE HE

    03 Ekim 2017
    3 0
    İHSAN ŞENOCAK HOCAYLA YADA MÜFTÜLERLE DEĞİLDE, BASORTULU KADINI YUMRUKLAYAN SADİSTLE UGRASMANIZI BEKLERDİM FEMİNİST NİHAL KARACA.
  • Yorumcu

    03 Ekim 2017
    1 0
    Tesettürlü bayan isimli arkadaş dinde zorlama yoktur demiş ama konuyu bilmediği için duruma uydurmaya çalışmış. Dinde zorlama konusu inanmayanı zorla inandıramazsın anlamındadır. İnanan ben Müslümanım diyen biri İslam ın tüm şartlarını kabul etmiş demektir ve dolayısıyla İslamın emrettiği şeyleri yapmak yasakladığı şeylerden sakınmak Zorundadır... Şeriatta budur zaten islam emir ve yasaklarının uygulaması.
  • Selahaddin

    03 Ekim 2017
    0 0
    Yuhhh... Dogru söylemis ... bi arkadasim vardi beden egitiminde okuyan , o kiz bu kiz eglenirdi...bizde yahu derdik yapma etme yarin evleneceksin ... yok aga ben okumus acik kiz almam diyen bir zihniyetti yani bengusu hanim , bir kadinda kapali koca ister , kendini acip susleyen baska kadinlara hos gösteren erkek istemez... örnekler gayet olumlu , sonucta erkek ve kadin bir birini begenerek alir .... bu bazen dis görunus bazen farkli olabilir...
  • tesettürlü bayan

    03 Ekim 2017
    1 1
    yorum yapanların tamamı bay ama dinde zorlama yoktur esasını unutuyorsunuz kadının örtünmesi veya örtünmemesi sizi bağlamaz
  • Ottoman10

    03 Ekim 2017
    3 0
    Bence sende saçmalamışsın. Kötü örnek değildir.
  • Mustafa

    03 Ekim 2017
    4 0
    Gereksiz bir yazı olmuş. Telaşe gerek yok.Kaldı ki gündem bu da değil.
  • Ali gel

    03 Ekim 2017
    4 2
    Başına örttüğü şeyi tesettür sanıyor bu kadın. Kur'an'ın tesettür emri ile bunu yan yana koyun... Hiç alakası yok. Bunun ki olsa olsa liberal tesettürü olur. Kur'an tesettürü ne benzemediği gün gibi aşikar
YAZARIN DİĞER MAKALELERİ Tümü
BU KATEGORİDEKİ DİĞER MAKALELER