SİYASET

Nedim Şener : “Sahtekârın” yolculuğu

Tarih
07 Temmuz 2025
İzlenme
364 Kişi

1990’lı yıllara doğru KKTC’nin gelişmesi için eğitim, finans ve turizme dayalı kalkınma modeli; turizmde kumar, finansta Türkiye’deki banka sahiplerinin off-shore bankacılık yöntemiyle yolsuzluk, eğitimde ise tabela üniversiteleriyle tam bir yozlaşmaya dönüştü.

Yıllar geçti ve o yozlaşmış dönemin ürünlerinden birisi olan Ekrem İmamoğlu, Türkiye’nin gündemine girdi.

KARANLIK DÖNEMİN ÜRÜNÜ

Türkiye’de girdiği üniversite sınavını kazanamadığı için lise diploması, askerlik belgesi ve baba parasıyla (12 bin sterlin) 1988’de, Türkiye’de YÖK tarafından tanınmayan ve sadece adı üniversite olan bir şirket olarak kurulan Girne Amerikan Üniversitesi’ne (GAÜ) kayıt yaptıran İmamoğlu, 1990 yılında elinde sadece bir broşür ve transkript, yalan ve bol torpille usulsüz ve yasadışı bir şekilde İstanbul Üniversitesi (İÜ) İşletme Fakültesi’ne tepeden inme yatay geçiş yaptı.

İşte o dönemin ürünü olan, şimdi yolsuzluk ve rüşvetten tutuklu olan böyle bir şahıs, Beylikdüzü, İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlığı’ndan sonra Türkiye’de cumhurbaşkanı olmaya kalkıştı.

BU KADAR AÇIKLA CUMHURBAŞKANI OLMAK İSTEDİ

İmamoğlu'nun ifadesinde “Doğu Akdeniz Üniversitesi” çelişkisi - SerbestiyetÖğrenci olarak kariyerine usulsüzlükle başlayan İmamoğlu’nun yıllar sonra yolsuzluk ve rüşvetten tutuklanması hiç şaşırtıcı gelmiyor. İlginç olan hayatını usulsüzlük, yalan ve yolsuzluk üzerine kurmuş birinin bu kadar açığı olmasına rağmen siyasette zirveye göz dikmesi, cumhurbaşkanı olup Türkiye gibi bir devleti yönetmeye girişmesiydi. Aslında cumhurbaşkanı olmak istemesinin arkasındaki sebep en üst düzeyde “dokunulmazlık” sahibi olmak isteğinden kaynaklanıyordu.

RESMİ EVRAKTA SAHTECİLİK

Şimdi kendisiyle birlikte tutuklanan reklamcısı Necati Özkan’ın İmamoğlu hakkında yazdığı “Kahramanın Yolculuğu” propaganda kitabını ne zaman elime alsam; “Sahtekârın Yolculuğu” olarak okurum. Ancak şimdi bu başlığı kullanmak için elimizde çok önemli bir belge var: İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı’nın İmamoğlu’nun KKTC’deki tabela üniversitesinden devlet üniversitesi olan İ.Ü. İşletme Fakültesi’ne “Resmi Evrakta Sahtecilik” yaparak usulsüz yatay geçişle, yani hile ile diploma sahibi olması ile ilgili iddianame...

İLANDAN KAYITA SAHTECİLİK

İddianame, İstanbul Üniversitesi’nin o günkü yönetiminin bu sahte işlemin içinde olduğunu isim isim ortaya koymuş. Fakülte dekanından öğretim üyelerine, büro elemanlarından kayıt yaptıran öğrencilere kadar zincirleme biçimde başka öğrencilerin hakkını yiyerek bu sahteciliğin içinde yer almışlar. 

Üniversite yönetimi, öğrenci alımı için verilen ilanlarda usulsüzlük yapmış, 3 kişinin alınacağı bölüme 54 kişiye kaydetmiş, son başvuru tarihinden önce başvuruları kapatarak usulsüzlüğü, sahteciliği ilan aşamasından başlatıp adrese teslim gerçekleştirmiş.

Yatay geçiş hakkı olmayan üniversitelerden öğrenci alınmış, geçiş için gerekli not gibi kriterleri taşımayan, masonların, işadamlarının, banka hortumcularının, ünlü avukatların, subayların çocukları torpil zinciriyle; hile, sahtekârlık ve yalan beyanla İ.Ü. İşletme Fakültesi’ne kaydedilmiş.

İMAMOĞLU’NUN HERKESİN GÖRDÜĞÜ: DOĞU AKDENİZ YALANI

Bunlardan en meşhuru İmamoğlu oldu. İddianame İmamoğlu’nun nasıl ucuz bir yalancı olduğunu ve kariyer yolculuğuna resmi evrakta sahtecilikle çıktığını çok net anlatıyor. Biliyorsunuz, İBB internet sitesinde halen yer alan özgeçmişinde de “Trabzon Lisesi’nden mezun olduktan sonra KKTC’de Doğu Akdeniz Üniversitesi İnşaat Mühendisliği Bölümü’nü kazandı” yazıyor.İmamoğlu birçok söyleşisinde; Doğu Akdeniz Üniversitesi’ne kayıt yaptırdığı yalanını söyledi. 

OYSA DÜPEDÜZ YALANDI

Savcılık, bunun için Doğu Akdeniz Üniversitesi’nde öğrenci işleri müdürü olarak görev yapan Yağmur Ergüneş Tümer’in bilgi sahibi sıfatıyla ifadesini aldı. Tümer, Doğu Akdeniz Üniversitesi’nde 28 yıldır çalıştığını, son 4 yıldır öğrenci işleri müdürü olduğunu söyledi. Okula girişlerin sınavla yapıldığını, sınavı kazanan öğrencilere öğrenci numarası verildiğini, sınavı geçemeyenlerin ise sisteme kaydının yapılmadığını söyleyen Tümer, 1993 yılından önce sınavla giriş sistemi bulunduğunu, 1986’dan bu yana yasa gereği sınavsız öğrenci alınamadığını, sınav belgelerinin 10 yıl saklandığını ancak Ekrem İmamoğlu adına okulda herhangi bir kayıt bulunmadığını, dolayısıyla bu kişinin bu okula giriş yapmadığını anlattı.

Buna karşın, İmamoğlu’nun İstanbul Üniversitesi İşletme Fakültesi Öğrenci Kütük Defteri’ne kaydı “Doğu Akdeniz Üniversitesi” olarak yazıldı.

Sadece İmamoğlu değil, 1990 yılında beraber Girne Amerikan Üniversitesi’nden yatay geçiş yapan 9 kişinin İ.Ü. İşletme Fakültesi Öğrenci Kütük Defteri’ne kaydı, “Doğu Akdeniz Üniversitesi” olarak kaydedildi. Bu öğrenciler arasında usulsüz yatay geçiş yapılan İ.Ü. İşletme Fakültesi Dekan Yardımcısı Prof.Dr. Ersin Güredin’in oğlu da yer alıyor. Yurtdışı yatay geçiş başvurusunda bulunan öğrencilerin rektör, dekan, yönetim kurulu üyeleri, fakülte sekreteri, yatay geçiş komisyonu üyeleri gibi süreçte yer alan kişileri referans olarak göstermeleri usulsüzlüğün üniversite yönetimiyle yapıldığını gösteriyor. 

İMAMOĞLU YATAY GEÇİŞ  YAPAMAYACAĞINI BİLİYORDU

Umut Mürare on X: "Bu usulsüzlüğün nesini savunuyorsunuz? Sınavsız baba parası ile girdiği Girne Amerikan Üniversitesi'nden yatay geçiş yapan İmamoğlu'nun, İstanbul Üniversitesi arşivindeki kütüğünde, Doğu Akdeniz Üniversitesi'nden "yatay geçiş ...KKTC’de adı tabelasında “Girne Amerikan Üniversitesi” yazan ve şirket olarak faaliyet gösteren bir kuruma sadece lise diploması ve baba parasıyla kayıt yaptıran İmamoğlu, YÖK tarafından tanınmayan yani yatay geçiş yapması mümkün olmadığını bildiği halde arkasındaki güce güvenip İ.Ü. İşletme Fakültesi’ne 1990’da başvuruda bulundu.

Ekrem İmamoğlu da referans olarak KKTC’deki Girne Amerikan Üniversitesi’nin kurucularından olan Özalp Tozan ile TBMM eski başkanlarından Necmettin Karaduman’ı göstermişti. Savcılık, Özalp Tozan’ın da ifadesini aldı. Tozan, GAÜ’nün üniversite olarak değil bir şirket olarak kurulduğunu, Türkiye’deki devlet üniversitelerine yatay geçiş yapılmasının mümkün olmadığını, bu durumu da kayıt yaptıran tüm öğrencilerin bildiğini anlattı.

İmamoğlu bu durumu bile bile GAÜ’den diğer öğrencilerle birlikte usulsüz kayıt yaptırdığını, yatay geçiş hakkı olmadığını bildiği halde; GAÜ’den 9 kişi ile birlikte Öğrenci Kütük Defteri’ne “Doğu Akdeniz Üniversitesi” yazdırdılar. Bir ya da iki öğrenci olsa “hata” olarak görülebilir ama GAÜ’den yatay geçiş yapan 9 öğrencinin tamamının kütük defterinde geldiği yer olarak “Doğu Akdeniz Üniversitesi” yazılması ve İmamoğlu’nun özgeçmişinde bile halen buna yer veriyor olması bu sahteciliğin tam içinde olduğunu gösteriyor.

yazının devamı

YORUM YAPIN

Yorumlarınız editörlerimiz tarafından okunup onaylandıktan sonra yayına alınacaktır.

YAZARIN DİĞER MAKALELERİ Tümü
BU KATEGORİDEKİ DİĞER MAKALELER