26 Temmuz 2015

Onca mesafe kat etmişken çukurun dibini gördük yine. Ortadoğu burası. Kafamıza kazıyorlar! Ne olduysa oldu ve karşımızda tüm dehşetiyle IŞİD’i bulduk. Bu örgütün ne karanlık, ne vahşi ve ne kana susamış olduğunu biliyoruz da PKK her seferinde daha çok şaşırtıyor beni! Elbette onun şiddet severliği malum, ancak uzun süredir çözüm sürecini yürütmüş, tünelin ucunda ışığı görmüşken böyle bir kalleşlik nasıl olabilir? Böyle bir fırsatçılık, düşmanlık nasıl yapılabilir?

Kelimelerin zorlandığı bir yerdeyiz. Bu çukurdan birbirimizi yiyerek değil, birbirimize tutunarak çıkabiliriz...

Galiba birileri çok korkuyor

Gaziantep Emniyet Müdürü’nün PKK’nın katlettiği iki polisin cenaze töreninde yaptığı çıkış gazetelerde epey yer buldu ancak benim dikkatimi bu çıkışın ardından cemaat yayın organlarında bir anda başlayan haber yağmuru çekti. Kelimenin tam anlamıyla tuhaftı. Emniyet’te paralel yapılanma olduğu ve bu yapının kurumu zafiyete uğrattığını söyleyen müdüre topyekun bir savaş açtı Bugün, Meydan, Zaman, aktifhaber... Hepsi birden ‘Masum insanları suçluyor’ diyordu emniyet müdürü için. Peki ama tanıyorlar mıydı Eyüp Pınarbaşı’nın işaret ettiklerini? Tanıyorlarsa  bu açık bir itiraf, tanımıyorlarsa nasıl olur da emin bir şekilde ‘masum insanlar’ diye kol kanat geriyorlardı? Ucu kendilerine dokunur diye haykırıyorlarsa neden ‘Biz kimseyi tanımıyoruz, ihmallerinize kılıf bulmayın ya da bunlar palavra, Emniyet’te tuhaf işler döndüyse suçu bize atmayın’ demiyorlardı?

Bu kadarla da kalmıyordu cemaat yayın organlarının savunma refleksi. Pınarbaşı 2014’ten bahsettiği halde ısrarla sanki Suruç saldırısından bahsediyor gibi ‘Yalan söylüyor, sistem açıkmış’ diyorlardı. Bu kadar büyük bir tepki görünce emniyet müdürünün anlattıklarını daha dikkatli dinlememiz gerektiğini düşündüm. Kendisine ulaşıp her şeyi sordum.

Urfa Emniyet Müdürü anlatıyor

 Neden polislerin cenaze töreninde böyle bir çıkış yaptınız? 

Ben bu göreve 20 Mayıs 2014’te atandım. 15 Nisan’da şube müdürü Kubilay Güngör virüs girdi bahanesiyle plaka tanıma sistemini kapatmış. Kobani olayları başladığında 18 Eylül’de Suruç’a 200 bin Suriyeli, 50 bin PKK’lı geldi. İldeki bütün personeli oraya kaydırdık. Öyle olunca ben kaçakçılık şube müdürüne yazı yazdım, kaçakçılık şube müdürü böylece fark etti. Buna rağmen 1 ay ayak sürüldü, 1 ay sonra sistem açıldı. 

 Bunca zaman fark etmemeniz normal mi?

Şubeler direkt kendileri bakmıyorlar, MOBESE’ye soruyorlar. O nedenle geç fark ettik. 

 Cemaatin yayın organları sizin soruşturma talebinizin mahkemeden döndüğünü yazıyor.

Olur mu efendim! Benim soruşturma yetkim var. Soruşturma başlattım, memurları açığa aldırdım, Ankara’da Emniyet’e gittim, müfettiş istedim. Müfettişler gelince ne olduğunu tespit edebildik. 5 memur meslekten men edildi.

 İdare mahkemesinden döndü dedikleri ne?

Memurların adli olarak yargılanmaları döndü. İdare mahkemesi bunun meslekle ilgili olduğunu söyledi. (Ben mahkemede net bir koruma kalkanı görüyorum-NA) Bakın bu soruşturmanın altı çok dolu. Her şey net. 2 şube müdürü ve 5 polis memuru söz konusu. O nedenle bu kadar paniklediler. 

 PTS’nin Suruç saldırısı esnasında kapalı olduğunu söylediğinizi iddia edip, sizi yalancı ilan ettiler. Böyle bir iddianız var mı?

Hayır, size anlattım, iddiam ortada. Kafa bulandırmak için yapıyorlar. Suruç saldırısı esnasında PTS ile ilgili bir şey söylemedim. Ama size şunu söyleyeyim: O saldırıdan 2 saat sonra Bugün gazetesi bizim istihbarat şube müdürünün fotoğrafını koyarak ‘Büyük Zafiyet’ manşeti attı. Biliyor musunuz İstihbarat Müdürü Mersin operasyonunun alt yapısını oluşturan isimdir. Eskiden beri bu yapıyla mücadele ettiği için hedef yaptılar. Şimdi de Gaffar Okkan suikastında Diyarbakır’da çalıştığı için çarpıtma yapıyorlar. Diyarbakır’da çalışan arkadaşlarım anlatıyor, Okkan bunların farkındaymış, ‘çete’ diye bahsediyormuş. Ancak maalesef Gaffar suikastından sonra Diyarbakır istihbaratının başına Ahmet Zeki Gürkan’ı getirdiler.

 Kimdi o?

En son Adana emniyet müdürüydü, meşhur TIR hadisesinin mimarı. Emekli edildi. Daha fazla söze gerek yok sanırım.

 Suruç’ta korkunç bir katliam yaşandı. Neden önleyemediniz?

Suruç sınıra 5 dakika mesafede. Canlı bomba sınırdan girmiş. Sınırdan her türlü şey giriyor. Biz sabah 7’de ilçe giriş çıkışlarını kontrol altına aldık. Ancak böyle bir şeyi önlemek çok zordur. Amara toplanma yerleriydi. Basın açıklamasından sonra esas Çaykara’ya gideceklerdi.

 Amara’ya giriş çıkışları neden aramadınız?

Bakın, onlar istemediklerini ilettiler. Bizim her türlü müdahalemize şişelerle, taşlarla karşılık veriyorlar. Bölgede öyle bir durum var. Amara tamamen örgütün ve belediyenin kontrolünde bir yer. Üstelik, dediğim gibi, ilçe giriş çıkışları kontroldeydi ve esas olay orada değildi.

Milliyet