Akit TV’de her sabah Manşetlerin Dili’ndeyiz..

Programa hazırlanmak için sabah 05.20’de, sabah namazından önce kalkıyorum..

Uyanabilmek için iki alarm kuruyorum. İnsan doğası işte, sabah erken kalkmayı çok sevmiyor.

Sultan Murad Han “Uyan Ey Gözlerim” ilahisini boşuna yazmamış..

Koca hünkar bile zorlanmış, fakir Murat neylesin..

Neyse konuya dönelim biz..

Sabah işim gereği bütün gazeteleri okuyup, her satırını inceliyorum. Cumhuriyet ve Sözcü’nün ayrı yeri var bende!..

Tam komediler ikisi de..

Neredeyse her başlık adeta militan bir ruhla, algıyı yönetmeye odaklanılarak atılıyor. 

Mardinli olduğu halde İzmirli numarası yapan (Nasıl bir eziklikse, Mardinli olunca kara kuru, İzmirli olunca sarı saçlı mavi gözlü elit bir tür mü olunuyor anlamadım) “büyük üstat”(!) Yılmaz Özdil’in itiraf ettiği bir gerçek vardı..

Hatırlayın!

“Tele1 seyrederseniz, Cumhuriyet gazetesi okursanız dersiniz ki, AK Parti bitmiş ya, CHP ilk seçimde yüzde doksanla seçimi kazanır. Ve bu anlattıklarımı CHP’nin bütün milletvekilleri biliyor. Bütün il ve belediye başkanları biliyor. Kimse buna sesini çıkarıyor mu, çıkarmıyor. O zaman adam üzerimizden dozer gibi geçmeye devam edecek dersin.”

Haklı ama eksik..

Özdil, CHP kitlesinin parti yönetimi, vekiller ve Cumhuriyet gazetesi ekseninde kandırıldığını söylese de, her sabah kendi gazetesinin bu yalan rüzgarındaki rolüne hiç değinmiyor. 

Mesela dünkü Sözcü Gazetesinin göbek haberi tam da benzeri bir tezgahın parçası değil miydi?

Haber şu: “CHP’li vekil Turan Aydoğdu Meclis’e kanun teklifi sundu. Sonuç: Su, elektrik ve doğalgaz indirilsin önerisine AKP ve MHP’den ret.”

Aklı başında biri, “yahu bu doğalgaz ya da petrol dolarla yurtdışından alınıyor, petrolün varili 40 dolardan 90 dolara çıkmış, nasıl olacak o indirim?” diye sorarsa, ona da satır arasına gizledikleri cümleyi adres gösterecekler..

“Canım bizim indirilsin dediğimiz şey KDV” diyecekler. 

Peki niye başlığa “indirim” yazıp, satır arasına “KDV” yazıyorlar?

Çünkü siyasetçilerine desteksiz atma, medyasına da o desteksiz atışı işleyip, uygun kıvamda kitleye yedirme görevi düşüyor.

Yazarı çizeri arasında “Ağalar, İstanbul Büyükşehir Belediyesi suya bindirim üstüne bindirim yapacağına hemen indirim yapsın” diyen yok nasılsa.. 

Ama birileri yerelde karşılarına dikildiğinde, yalanları ellerinde patlıyor..

Ne yapacaklarını şaşırıyorlar.

Mesela Kemal bey Şanlıurfa’da “elektrik çiftçiye bedava” olacak deyince, medyası bu desteksiz atışı manşetlere taşıdı.

CHP’li Çanakkale Belediye Başkanı Ülgür Gökhan’a “hadi Çanakkale çiftçilerine bedava elektrik verin. Neden vermiyorsunuz?” denilince, “Bana ne, gidin onu Kılıçdaroğlu’na sorun. Belediyenin böyle bir harcama yetkisi yok. Burası Kılıçdaroğlu’nun yönettiği bir Meclis değil” cevabını verdi.  

CHP lideri Kılıçdaroğlu, CHP’li belediyelerin asgari ücretin de üzerinde 4 bin 500 lira vereceğini iddia etmişti. 

Sözcü işini yaptı, algıyı oturtmak için desteksiz atışı sorgulamadan manşetine taşıdı. 

“Kitleyi yalana doyurmamız lazım, iliklerine kadar işlememiz lazım” dediler. 

CHP’li Seyhan Belediye işçileri maaş günü bankaya gittiğinde ne görsün, Kemal beyin sözleri ile banka dekontu arasında uçurum var.

Seyhan Belediye Başkanı Akif Kemal Akay’a sordular, “ne iş bu, biz geçinemiyoruz” dediler..

Akif bey genel başkanın sözlerini hatırlamadı bile..

“Çocuk yapmayın ya da bakabileceğiniz kadar az çocuk yapın, az yemek yiyin, taşıt kullanmak yerine yürüyüş yapın. Bu sağlığınız için de önemli. Aldığınız parayla ayın sonunu getirmeyi öğrenin” cevabını yapıştırdı. 

Formül basit…

CHP yönetimi uçsuz bucaksız sallayacak, beslediği medyası o atmasyonu manşete çekecek, yazarı-çizeri günlerce goy goyunu yapacak.

yazının devamı