Önce bir haberle başlayayım, partili cumhurbaşkanlığı için haziranda getirilmek istenen mini Anayasa paketi askıya alındı.

Buna MHP Lideri Devlet Bahçeli’nin üç gün önce, “başkanlık sistemine de partili cumhurbaşkanına karşı olduklarını” bildiren açıklaması neden oldu.

İlk adımı TBMM’de başarısızlıkla sonuçlanan bir Anayasa sürecinin ana hedefe zarar vereceği kanısı öne çıkınca da gelecek ay parlamentoya sunulup ağustos veya eylül gibi de referanduma götürülmek istenen mini paketten “şu an için” geri adım atıldı.

‘MHP’YE BAKARIZ’

Buna karşın AK Parti içinde, “MHP kurultayını bekleyelim, oradan çıkacak sonuca göre yeniden değerlendirelim” diyen çok sayıda isim var.

Ancak MHP’nin seçimli olağanüstü kurultayı 10 Temmuz’da yapılacağı için, parlamento çalışmalarının bu kadar uzatılmasının olanaksızlığı da göz önünde tutuluyor.

Bu nedenlerle geniş kapsamlı Anayasa’yı mini paketle tehlikeye sokmak yerine, hedeflendiği gibi başkanlık sistemine dayalı Anayasa paketini haziranda kamuoyuna sunmak, yaz boyunca da sivil toplum aracılığıyla tartışılacak yolun izlenmesi hedefleniyor.

Bugünkü hesap böyle olsa da MHP kurultayından çıkacak sonuca göre bütün hesapların bir kez daha gözden geçirilmesine dönük beklenti de az değil.

Nitekim bu görüşü savunanlar cümleye, “Olasılığı düşük ama...” diye başlıyor, “Her şey MHP kurultayı sonrası çok daha net görülür, Meclis’te referandum için 330 hesabı ona göre yapılır” cümlesiyle de tamamlıyor.

‘17 AYDA BİR...’

Yeni Anayasa için oluşturulan heyet içinde yer alan Cumhurbaşkanı Başdanışmanı Şeref Malkoç’a yukarıdaki senaryolardan söz ettim.

“Bu konuda bir görüş beyan etmem doğru olmaz” dedi, Cumhurbaşkanı’nın yurtiçi gezilerinde atılan sloganların hangi kesime ait olduğuna dikkat etmemizi istedi.

“Hareket noktamız milletin ne dediği üzerine kurulacak” deyip devam etti:

“Cumhuriyet 94 yılda 65 hükümet çıkarmış; yani 17 aya bir hükümet düşmüş. Bu kadar kısa süreli hükümetlerle kalkınma, istihdam olur mu? 17 ayda bir ev taşımaya kalksan evde çocuklar isyan eder. Sistemin bu aksamasına bir son verilmeli ve başkanlık sistemine geçilmeli.”

Cumhurbaşkanı’nı halkın seçmesiyle parlamenter sistemin dengesinin bozulduğunu ve değişiklik zorunluluğunun ortaya çıktığını da söyledi.

Malkoç, mevcut sistemin “çift başlılık” ürettiğini de belirtti, Cumhurbaşkanı Erdoğan ile görevi bırakan Davutoğlu’nun birbirine çok yakın kişiler olmasına karşın bir noktada uyum sağlayamadıklarını vurguladı.

Anayasa paketinin görünen Meclis aritmetiği içinde çıkmasının zorluğuna işaret ettiğimde de yanıtı şöyle oldu:

“Dağ ne kadar yüksek olursa olsun, onu aşan yol bulunur. Bu yıl olmazsa 2017’de, o da olmazsa 2018’de olur ama muhakkak olur.”

AK Parti’deki beklentiler ve planlamalar böyle.

Ancak beklentilerin aksine gelişmelerin yaşanması durumunda da sonbahar sonrasına dönük sandık hesapları yapılıyor.

Bunun referandum mu, yoksa seçim sandığı mı olacağını ise bugünden kimse kestiremiyor.

Habertürk
27 Mayıs 2016