Pandemi sonrası aşı tedariki ve yan etkileri noktasında tartışmalar sürerken bizde de durum hiç iç açıcı değil. Pandemi ve artan vakalar yetmezmiş gibi Ukrayna/Rusya gerginliği, Ukrayna’nın NATO ile olan münasebeti, Möntro ile başlayan tartışmalar, ABD’nin balkan ülkeleri vasıtasıyla etrafımıza sürekli askeri yığınak yapması, Karadeniz’de sürekli var olma isteği ve özellikle bir ayağı çukurdaki Yunanistan ile sıcak teması, YPG ve PYD’ye verilen destek, Yunanistan’ın İsrail, Libya ve Mısır ile Akdeniz özelinde olan münasebetleri oldukça dikkat çekici. 

Önceki yazılarımda belirttiğim üzere Rusya gerginliğinde aşağı tükürsen sakal yukarı tükürsen bıyık ikileminde köşeye sıkıştırılmaya çalışılıyoruz. Bir yandan NATO üyesi olarak ABD, AB ile olan münasebetler diğer yandan nükleer santralimizi inşa eden, S/400 hava savunma sistemleri aldığımız, Karabağ ve Suriye’de ortak adımlar attığımız, turizmde önemli partnerimiz ve yaş sebze meyvede ihracat kapımız Rusya ile olan münasebetler. Gerçekten bu coğrafyada ayakta kalabilmek çok zor ve bu durum bugüne has değil yüzyılların problemi. Allah’ın izniyle bu kuşatmayı da kıracağız yeter ki içeride birlik olalım.

Jeopolitik riskler böyleyken ekonomi piyasalarında da rahat durmuyorlar. Pandemi nedeniyle uygulanan ekonomik genişleme sonucu global borsalar rekor kırarken bizde yaşanan ekonomik türbülans ve tahribat tüm hızıyla devam ediyor. Borsa İstanbul’da yabancı oranı en düşük düzeye gerilerken ülke fiyatlamamızı ölü fiyatında yapıyorlar. 

Borsa ve ekonomi temelli yazılarımızda dikkat çektiğimiz hisse ve hususlar ise hala gündem olmaya devam ediyor. Hep yazıyorum piyasadaki başıboşluk, mevzuattaki eksiklik ve cezaların yetersizliği, denetimsizlik, bürokrasi, patron ve manipülatörlerin kan emici işbirliği, sosyal medyadaki organizasyonlar büyük mağduriyetler oluşturuyor. Hem de tüm yetkili kurumların gözü önünde.

Yazılarımızda dikkat çektiğimiz Gübretaş hissesinin genel kurulu 08.04.2021 tarihinde yapıldı ve 2020 yılında 220 milyon TL kar etmesine ve 604 milyon geçmiş yıl karı olmasına rağmen nakit kar payı dağıtılmadığı gibi sermaye artış kararı da çıkmadı. Temettü yatırımcısı olduğunu belirten matematik dehası, altın avcısı Oğuzhan Şahinkaya ve yönetim kurulu artık daha dikkatli adım atıyor, planlarını erteliyor. Öyle ki ben buradayken hisseye manipülatörler korkup gelmiyor diyen Oğuzhan Şahinkaya ve avanesinin genel kurul hazırun tutanağına bakıldığında genel kurula bizzat katılmadığını görüyoruz. Hissenin 3 TL’den 88.60 TL’ye yükselişinde hem bürokratik hem de borsa ayağında olan biteni ayrıntılı yazmış ve yetkili makamları göreve davet etmiştik. Bu arada dikkat ederseniz artık hissede at oynatamadıkları için işlem hacmi de düştü. Yönetsel olarak on parmağında on marifet Mehmet Tunçak’da yönetimden düştü.

İhlas grubu şirketlerinde bedelli sermaye artışı sonucu yaşanan mağduriyet halen devam ediyor. Borsa tefecileri ve malum şahsılarla komisyon karşılığı yapıldığı iddia edilen bedelli operasyonları sonucunda hisseler sermayelerini %100’ün üzerinde nakit arttırmalarına rağmen maalesef düşmeye devam ediyor. SPK ve MASAK tüm ihlas grubu şirketlerinde sermaye artışlarının 1 yıl öncesinden, 1 yıl sonrasına kadarki tüm işlemleri titizlikle sorgulamalı.

Takipçilerimiz hatırlayacak son yazımızda halka arzlara dikkat çekmiş ve son zamanlarda yapılan halka arz modellerinin değiştirilmesi gerektiğini söylemiştik. İşte bunun olumsuz yansımaları son halka arzlarda da çıktı. Yurtiçi bireysel yatırımcıya 30-50 lot dağıtılan arzlarda afaki fiyat hareketleri oluşuyor. Bu halka arzlarda 30-50 lot hisse verilen küçük yatırımcı zarar etmiyor lakin sadece tahtayı taşıyıcı güç olarak kullanılıyor. Burada asıl parayı blok mal alan manipülatörler, bıyıklı yabancılar, aracı kurumlar, aracı kurumların yancıları, ileride yapılan ortak satışları ve arz değerinin üç, beş katına çıkan şirket değerlemesiyle patronlar kazanıyor.

Halka arz oyunları ile oh ne güzel Borsa İstanbul oh ne kolay kazanç. Yiyin efendiler yiyin temettü vermeye sıra geldiğinde de bu kadar cömert olabilecek misiniz?

Son Tureks Turizm A.Ş. halka arz sonrası elinde olmayan yüzbinlerce lot malı yasal ve sistemsel olarak mümkün olmadığı halde açığa satan müşteri, aracı kurum, sistem alt yapısı olduktan sonra artık kelimeler kifayetsiz kalıyor. Olay sonrası yapılan açıklamalar ve sonrası daha büyük bir kepazelik. Bu başıboşluk ve pervasızlık sorunun sandığımızdan daha büyük olduğunu ve Sayın Cumhurbaşkanımızın ve ilgililerin kripto parada olduğu gibi konuya çok acil el atması gerektiğini ortaya koyuyor.