EKONOMİ

Melih Altınok : Faydasızlar

Tarih
20 Mayıs 2015
İzlenme
1909 Kişi

20 Mayıs 2015

Birkaç hafta önce 2.74 seviyesine kadar "çıkartılan" dolar hızla düşüyor. Şimdilerde 2.57'de. Hızla da inmeye devam ediyor.
Peki ne oldu, nasıl oldu da dolarda bu denli keskin dalgalanmalar yaşadık? Kimler neler kazandı? Türkiye'deki dolar kurunun hızlı yükselişi elbette ki sadece iç dinamiklerle açıklanacak bir durum değildi. Türk lirasının yanı sıra euro gibi başka para birimleri de dolar karşısında eriyordu. Ancak Türk lirasının işi biraz daha zordu. Zira parası dolar karşısında değer kaybeden hiçbir ülkede, eksik olmasınlar bizdeki gibi bir medya, beş benzemezle kurulmuş bir iç savaş koalisyonu yoktu.
Dün sabah.com.tr o günlerde Doğan medyasının yanı sıra, Gülen'in ve onlara ilişen gazetelerin dolarla ilgili manşetlerini hatırlatmıştı. Aman Allah'ım, nasıl bir bayram havası, nasıl bir dolar güzellemesi. Sanırsınız, büyüyüp palazlandıkları ülkenin parasından tek bir kuruş yok ceplerinde.
Doların yükselişi karşısında "Milletçe Alkışlıyoruz" manşeti atanları mı ararsınız, doların rekorunu tebriklerle karşılayanı mı? Dertleri belliydi. Hem canı yanan vatandaşın feryatlarıyla ekonomi batıyor havası yaratılacaktı hem de faiz artışı için daha rahat baskı yapabileceklerdi.
Hatırlıyorum akademisyen de olan bir Gülenci, o günlerde Twitter hesabından her gün "güvenilir kaynaklara yakın kaynaklardan" aldığı dolar kulisi manilerini neşeyle paylaşıyordu. "Demedi demeyin, TL'de kalıp tırnaklarınızı yemeyin!", "2.70 ne ki? ABD'li bir ekonomi profesörü arkadaşım en az 3 diyor!" Arada müdahaleyle ya da dış piyasalardaki bir hareketlilikle doların hafifçe düşmesini de kehanetini desteklemek için kullanıyordu: "Siz siz olun dolardan vazgeçmeyin, bunlar TL'nin son çırpınışları!"
O cevval akademisyene bakıyorum, şimdilerde dolar mevzusunu kapatmış. Muhtemelen milletin canını yakmak için borsada spekülatif bir kâğıt arayışına falan girmiştir.

Tükeniş...

Evet, Gezi'deki devrim hayalinden ya da 17-25 Aralık'taki darbe heveslerinden ine ine dolar kuruyla hükümeti devirme seviyesine düşmeleri bir acziyetin göstergesi. Hem cephanelerini tükettiler hem de irtifa kaybediyorlar. Düşmemek için kargolarındaki her şeyi atmaya başladılar. Son bir umutla da fırlattıklarının hasımlarının kafasına düşmesini umuyorlar.
Eden bulurmuş. Halkına, ülkesine bunca düşmanlık edenin sonuna üzülecek değilim. Ama ne yazık ki bu kavga gürültü arasına hep olan halka oluyor. Yatırımlarını ve diğer faaliyetlerini donduran yabancı ve yerli çevreler, seçime birkaç hafta kala anket sonuçlarının üç aşağı beş yukarı belli olmasıyla birlikte yeniden hareketlendi.
Ufukta yine bir tek parti iktidarının belirmesiyle birlikte piyasalar da dolar kuru da iyileşme trendine girdi. Seçimden sonra kuşkusuz daha olumlu göstergelerle karşılaşacağız. Tıpkı geçirdiğimiz diğer seçimler sonrası olduğu gibi. Çünkü ABD'de de, Avrupa'da, küresel iş çevreleri de akıllıdır. Öncesinde her türlü belalı ittifaka soyunurlar ama sonunda sandıktan ısrarla çıkan iradeyi bükemiyorlarsa öper, işlerine devam ederler.
Ama dedim ya, boğazından artırdığı birikimini, bu faydasızların oyununa gelip dolara yatıran vatandaş elindekinden avucundakinden de oldu. Sadece son bir ayda bile, küçük mevduat sahiplerinin dolara yönlendirdikleri miktar 4 milyar civarındaymış. Yazık değil mi?
"Gemi batıyor" diye bağıranların peşine takılıp çıkışı bulacağına inananlar lütfen biraz daha dikkat. Tamam gemiden ilk kaçan hep fareler olur ama her dalgada da gemi batmaz. Sonra, şairin dediği gibi, bakakalırsınız giden geminin ardından, atamazsınız da kendinizi denize, e dünya güzel.

Sabah

YORUM YAPIN

Yorumlarınız editörlerimiz tarafından okunup onaylandıktan sonra yayına alınacaktır.

YAZARIN DİĞER MAKALELERİ Tümü
BU KATEGORİDEKİ DİĞER MAKALELER